Kahve kokusuna eşlik edendir huzurun kokusu…
Koklamaktan asla bıkmayacağım kokulardan biridir kitap kokusu. En az yeni açmış ıhlamur, iğde çiçeği ya da yağmurdan sonraki toprak kokusu gibi size insan olduğunuzu hatırlatan, başka hiçbir canlı için hiçbir şey ifade etmeyen kokudur.
Koklamaktan asla bıkmayacağım kokulardan biridir kitap kokusu. En az yeni açmış ıhlamur, iğde çiçeği ya da yağmurdan sonraki toprak kokusu gibi size insan olduğunuzu hatırlatan, başka hiçbir canlı için hiçbir şey ifade etmeyen kokudur. Kitabı elinize aldığınızda öyle köşesinden kıyısından koklamayacaksınız,yüzünüzü gömeceksiniz kitabın tam ortasına.Elinize aldığınız kitabın aslında tabiatın bir lütfu olduğunu hatırlayıp, hayal dünyanızda onu bambaşka bir yerede koyabilirsiniz. Mesela ulu bir çınarın bir zamanlar bağrında sincapları, kuşları barındırdığını da düşünerek kokusunu sindire sindire içinize çekebilirsiniz.
Bir kütüphaneye adım attığınız andan itibaren sizi önce Kitap kokusu karşılar. Açtığınız kitabın arasında belki kurumuş bir gül ya da kuru bir yaprak görürüsünüz. Muhtemelen bir genç kız tarafından konan bu gül ya da yaprak kitabın kendi kokusu ile harmanlanarak mistik bir kokuya dönüşmüştür. Kütüphaneleri bu yüzden de severim. Kütüphaneleri benden daha çok seven birini tanıdım yakın bir geçmişte. O sadece kitap okumuyor, kendisini kitap dilencisi olarak tanımlıyor. Kitap Baba lakaplı Gazeteci-yazar Mesut Tim.
Aslında ona hayatı tersinden yaşamaya çalışan adam demek de yerinde olur. Kapatılan kütüphanelerin yerine bıkmadan, yılmadan kütüphane açan bu adam “Bir kütüphane açan, bir cezaevi kapatır.” Sözünden hareketle 7’den 77’ye herkese hitap eden kitaplardan oluşan kütüphaneler kurmaya karar verir. ilk kütüphanesini 1 Ekim 2006’da İzmir, Urla-Uzunkuyu köyünde açar. Kitap dilencisi bu adam gece gündüz demeden bugüne dek 100.000 adet üzerinde bağış kitap toplayarak ülkenin dört bir yanından gelen isteklerle tam 26 köye kütüphane açmış bir kitap sevdalısıdır. Benim de üyesi olduğum İZMEZ grubu kurucularından olan “Kitap Baba” lakabıyla tanınan Mesut Tim’le Menemen Kubilay Kitap Fuarında açmış olduğu kütüphaneler üzerine uzun uzun sohbet etme imkânımız oldu.
Kütüphanelerden bahsederken, Kişiye değil amaca hizmet ettiğinin altını çiziyordu. Amacının ise okuyan bir Türkiye olması, köylerde her yaştan insanın kütüphaneyle tanışması, herkesin kitaba kolaylıkla ulaşmasını istediğini söylüyordu. Bunu söylerken gözleri ışıl ışıl parlıyordu.
Yalnız bu ülkenin değil, dünyanın da barış, huzur ve mutluluğa kavuşmasının yolunun kitap okumaktan geçtiğini söyleyen Mesut Tim, “Kitap okumasaydım bu yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım” diyen Mustafa Kemal Atatürk’ ün sözünü hatırlatarak bu yüzden kütüphaneleri; tamamen duyarlı insanların bağışladığı kitaplarla açtığını vurguluyordu. Açılan kütüphanelerin hepsinin bir tek adı vardı. ATATÜRK ÇOCUKLARI KÜTÜPHANESİ. Kütüphaneler okul içinde değil köye ait herhangi bir binada açılıyor. Bu şekilde 7’den 77’ye herkese hitap eden kitaplardan oluşan kütüphaneler tam bir halk kütüphanesi konumunda hizmet veriyor.
“Geçtiğimiz 24 Kasım’da 26.cısını açtığımız kütüphaneleri, Türkiye’nin bütün köylerinde açmak istiyoruz.Bunun için Türkiye geneline hitap edecek projelerimiz mevcut, sadece destek bekliyoruz”diyen Mesut Tim aynı zamanda bağışçılarına da çağrıda bulunuyor.