Kamu Etik Kurulu'ndan haberiniz var mı?

Bazı insanlarımız kamu görevlileri ve kamuda yaşananlar ile ilgili sürekli şikayet ederek dert yanarlar. Ama vatandaşlıktan kaynaklanan hakları kadar sorumluluklarını yerine getirme konusuna gelince sus pus olup kenarda dururlar. Kimi insanlarımız ise yasal haklarının neler olduğunu, kimi nereye, nasıl şikayet edeceklerini gerçekten bilemezler. Kimileri de başıma iş açmayayım diyerek şikayetçi olmaktan korkup çekinirler. Kurnaz, çokbilmişler ise şikâyetlerini başkanlarının dile getirmesini bekleyerek maşa varken ellerini yakmaya gerek duymazlar. Niye? Çıkarları zarar görmesin, kimseyle kötü olmasınlar. Ne olur, ne olmaz.
Oysa gerçeğe dayalı, iftira olmayan, zan altında bırakmayan şikayetlerin aktarılabileceği çeşitli yasal yollar, kurumlar var. Bunlardan biri de "5176 Sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile kurulan Kamu Etik Kurumu'dur. Kurumun amacı, kamu görevlilerinin uymaları gereken saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi etik davranış ilkeleri belirlemek ve uygulamayı gözetmek.
Kanun, genel bütçeye dâhil daireler, katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeli kuruluşlar, mahalli idareler ve bunların birlikleri, kamu tüzel kişiliğini haiz olarak kurul, üst kurul, kurum, enstitü, teşebbüs, teşekkül, fon ve sair adlarla kurulmuş olan bütün kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan; yönetim ve denetim kurulu ile kurul, üst kurul başkan ve üyeleri dahil tüm personeli kapsıyor. Etik Kurul, yapılan başvurular hakkındaki inceleme ve araştırmasını etik davranış ilkelerinin ihlâl edilip edilmediği çerçevesinde yürütüyor.
Diyelim ki Van'da herhangi bir kamu görevlisinin rüşvet aldığını, kamu malını özel işlerinde kullandığını,  ihaleye fesat karıştırdığını biliyorsunuz; vicdanınız da huzursuz. Sorumluluğunuzun gereği durumu Kamu Etik Kurumu'na şikayet ediyorsunuz. Kurumda görev yapan kurul kendisine şikâyet veya ihbar yoluyla ulaşan başvurunuz üzerine inceleme ve araştırma başlatarak bunu en geç üç ay içinde sonuçlandırıyor. İnceleme ve araştırma sonucunu size ve Başbakanlık Makamına yazılı olarak bildiriyor.
Kurul, başvurunuza konu işlem veya eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin, etik davranış ilkelerine aykırı işlem veya eylemi olduğunu tespit etmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, bu durumu, Kurul kararı olarak ayrıca Resmi Gazete aracılığıyla kamuoyuna duyuruyor.  Duyuru şu anlama geliyor; Ey ahali şu kurumda, bu şahıs devletin malını zimmetine geçirdi, etik dışı çıkar sağladı, ihaleye fesat karıştırdı.
Mesela Kamu Etik Kurulu'nun geçmişte hediye alan, temizlik firmasının bazı elemanlarını mesai saatleri içerisinde evine gönderip, temizlik yaptıran, kendilerine, yakınlarına, arkadaşlarına ya da ilişkide bulunduğu kişilere menfaati sağlayan, kamu görevlileri hakkında şikayetleri değerlendiren örnek kararları var.
Sizde kamuda etik dışı bir olaya tanıksanız ve kendinizden eminseniz; üzerinize düşen görevi yapmaktan çekinmeyin. Bunu yapamıyorsanız o zaman sonucuna katlanın, kimseyi zan altında bırakmayın ve konuşmayın.
Yazınızdan rahatsız oldum!
Öyle gözlemler, duyumlar, olaylar var ki sizi farklı duygularla etkisi altına alarak algı oluşturur.Ama nasıl algıladığınız  önemlidir.  Yanlış algı sonucu ne denli üzücü olaylar meydana geldiğini hepimiz  okur  duyarız. Yıllar önce bir yazıda yaşananlar gibi.
Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Danışmanı olarak görev yapıyordum. 1993 yılıydı. Matbaacılardan rahmetli Eşref Kırmızıkaya bir gün vilayete gelerek "Anadolu ismiyle tabldot boyutta, 4 sayfa, siyah-beyaz haftalık bir gazete çıkarmak istiyorum, bana yardımcı olursan sevinirim. Ama bu arda senden haftada bir makale yazmanı rica ediyorum" dedi. Yardımcı olurum, ama görevim ve yoğunluğum nedeniyle köşe yazamam dedim. Birkaç gün sonra Kartal İş Hanının ikinci katında bulunan matbaa ofisine gittim. Gazeteyi iki tanıdık dostumuz hazırlıyordu. Gazete ile ilgili düşüncelerimi, önerilerimi kendileriyle paylaştım. Eşref'in yazı ısrarı devam edince kırmamak adına  "Platform" ismiyle bir köşede yazmaya başladım. Köşede birkaç konuyu birden yazıyordum. Yazıların birinde " Sen kıskanç birisin, haset dolusun, kendiden başkasını istemiyorsun… " gibi cümlelerle başlayan kıskançlık, kendisinden başkalarını istememe, bilgi-birikimden korkma olguları üzerine düşüncelerimi yansıtan bir yazı yazdım. Bir hafta sonra gazeteyi hazırlayan arkadaşlardan biri; " Geçen hafta gazeteyi hazırlarken yazınızı da okudum. Yazıdan çok rahatsız oldum. Sanki bana hitap ettiğinizi hissetim, etkilendim üzüldüm. " Gülümsedim. Hayır, böyle bir böyle bir şey asla olamaz. Yaşama, insan ilişkilerine ve insan psikolojisine dair genel bir yazıydı dedim. Neyse rahatlayarak teşekkür etti. Kendisine yazı seni bu denli etkilemişse demek ki iyi olmuş dedim.  O  gazete  yılını doldurmadan kapandı.
Yanlış algı böyle bir şey. 

Bakmadan Geçme