• Haberler
  • Karamollaoğlu: Almanya'da yaşanan olayı biz Van'da yaşadık

Karamollaoğlu: Almanya'da yaşanan olayı biz Van'da yaşadık

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin toplantı için partilerine tahsis edilen salonu iptal etmesine tepki göstererek, 'Biz bir ile giderken gittiğimiz ilde ya belediye ya da üniversiteler ile ilgili bir yerde toplantı yapacak olursak. Bizim toplantılarımız iptal ediliyor ve burada toplantı yapamazsınız diyorlar. Van'da da bunu yaşadık. Üniversite bize salonunu verdi ancak daha sonra bunu iptal etti. Bize her hangi bir gerekçe de sunmadılar. Referandum ile ilgili bizim kararımızın hayır olması bunun için bir gerekçe olarak görülüyorsa bu çok endişe verici bir gelişmedir. Onların Almanya'da yaşadığı olayı biz Van'da yaşadık' dedi.

Evren Doğruer

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,  Van’daki programı kapsamında ildeki basın mensuplarıyla kahvaltıda buluştu.

“VAN ÇOK DEĞİŞMİŞ”

Daha önce Van’a birkaç kez geldiğini ifade eden Genel Başkan Karamollaoğlu, “Uzun zaman oldu ben Van’a gelmeyeli, Fetullah Erbaş’ın döneminde ancak bir kere Van’a geldim. Van aslında benim gördüğüm zamana göre epey değişmiş, biraz daha yapılaşmış ve yaptığım ziyaretlerle de özellikle Organize Sanayi Bölgesinde, Van Ticaret ve Sanayi Odası ziyaretlerimizde Van’ın içinde bulunduğu sanayisiyle ilgili bir takım bilgiler aldım. Tabi biz arzu ederiz ki, sadece Van değil, Doğu Anadolu’muz, kuzeyiyle, güneyiyle, hızlı bir kalkınma hamlesinin içine girsin. Van’da geçmişe nazaran bir nüfus artışı var ama bu bölgede ciddi manada bir nüfus azalması var. Bunun tedbirleri alınmazsa bu memleketimiz yönünden hayra vesile olmaz. Alınan tedbirlerde bazen yerli yerinde uygulanmıyor. Bazen tarım destekleneceği yerine sadece tarla destekleniyor. Destekler böyle olmaz.” İfadelerine yer verdi.

“HAYVANCILIĞIN ELE ALINMASI GEREKİR”

Van’ın cazibe merkezleri arasında yer aldığını ifade eden Karamollaoğlu şöyle devam etti: “Hakikaten bazen illerimizin kalkınması ancak bu cazibe merkezleri ile olabilecek bir iştir. Ancak neyin cazibesi? Burada cazibe dediğiniz zaman aniden yatırımlar gelecek değil. Burada ana ve sürükleyici konuların ele alınması gerekiyor. Örneğin hayvancılık burada ele alınması gerekiyor. Buna dayalı olarak hem et hem de süt anlamında Van ve Türkiye ciddi anlamda desteklenir. Buna bağlı olarak deri ile de dericilik ve ayakkabıcılık fabrikaları oluşturulabilir. Bu yatırımların yapılması ile birlikte ciddi istihdamlarda sağlanmış olur. Buda hem Van’ın hem bölgenin hem de Türkiye’nin ekonomik olarak kalkınmasında ciddi bir adım olur.”

“İŞSİZ GENÇLER ARTIYOR”

Bölge ve Türkiye’deki işsizlikle ilgili değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, “Ancak genç işsiz çok daha yüksek orandadır. Van’da da genç işsiz gittikçe artıyor. Kendine bakamayan gençler geleceği konusunda ciddi sıkıntılar yaşar. Buda hayra vesile olmaz. Bu sadece Van’ımızla ilgili bir mesele değil, Türkiye için önemli bir meseledir. Buda hükümetin sanayi politikalarının yanlış olmasından kaynaklanıyor. Biz üretim yapacak ve işsizliği ortadan kaldıracak hizmetleri yapın, ardından hizmet anlamında diğer yatırımların kendiliğinden geleceğini söyledikçe. Ne yazık ki bunu dinleyenler yok. Hükümet prensip olarak benimsediği sanayicinin içine girmem ve üretim yapmam anlayışı değişmiyor. Siz bu işi yapacaksınız ya da birilerine yaptıracaksınız. İşsizlik her geçen gün artmaya devam ederken, hükümetin buna çözüm olması gerekiyor.” İfade etti.

“TERÖRÜ SADECE SİLAHLA ÇÖZEMEZSİNİZ”

İşsizlik dışında Türkiye’de başka sorunların da olduğunu dile getiren Karamollaoğlu, “Tabi ülkemizin bu problemlerinden bir tanesidir. İşsizlik ve Doğu’dan Batıya göç ülkemizin en büyük sorunlarından bir tanesidir. Bunun dışında diğer bir önemli sorunumuz terör sorunudur. Bunun da önüne geçilmelidir. Uzun yıllardır umut aşılayan farklı söylemler söylendi. Bu verilen umutların hiç biri gerçekleşmediği gibi terör gün geçtikçe arttı. Terörü sadece silahla çözemezsiniz. Biz bunu da ısrarla söylüyoruz. Bunun ekonomik, psikolojik tarafını da top yekûn ele almazsanız bu sorun çözülmez. Hükümetin bu konuya bütüncül olarak yaklaşması gerekiyor. 1990’larda terör ile mücadele edilirken sivil halka ciddi zararlar verildi. Bugün ise daha hassas davranılıyor ancak buda sorunun çözülmesine katkı sağlamıyor.”

“HERKESLE KAVGALI DURUMA GELMİŞ DURUMDAYIZ”

Türkiye’nin en büyük sorunları hakkında da konuşan Karamollaoğlu, “Biz bu sorunların çözülmesini beklerken ayrıca bize Türkiye’nin en büyük sorunu nedir diye sorulduğunda. Biz kamplaşma ve kutuplaşma olduğunu söylüyoruz. İnsanlar bir birlerini hasım olarak hatta zaman zaman düşman olarak görüyorlar. Sen evet diyorsa hayırcı seni bölücü olarak, sen hayır diyorsan insanlar seni düşman olarak görüyorlar. Bu doğru bir şey değil. Nihayetinde bir referandum yapılıyor ancak bu referandum Türkiye’de bir şeyi değiştirmeyecek. Bu referandumdan evet de çıksa hayırda çıksa hiçbir şey değiştirmeyecek. Türkiye ancak böyle ayağa kalkar diyorlar. Türkiye bu haliyle ne ayağa kalkar ne de batar. Türkiye’yi ayağa kaldıracak isabetli kararlardır. Tüm alanlarda isabetli kararlar alınmalıdır. Bu alanlarda yapılan yanlışlar Türkiye’yi bir çıkmaza sürüklüyor. Ne yazık ki ileri gidemiyoruz. Paramız yok. Neredeyse hiçbir dostumuz kalmadı. Herkesle kavgalı duruma gelmiş durumdayız.”

“MUHALİFLERİN ÖNÜ KAPATILDI”

Türkiye’de medyanın da muhaliflerin önünü kapattığını iddia eden Karamollaoğlu şunları dile getirdi: “Biz bir ile giderken gittiğimiz ilde ya belediye ya da üniversiteler ile ilgili bir yerde bir toplantı yapacak olursak. Bizim toplantılarımız iptal ediliyor ve burada toplantı yapamazsınız diyorlar. Van’da da bunu yaşadık. Üniversite bize salonunu verdi ancak daha sonra bunu iptal etti. Bize her hangi bir gerekçe de sunmadılar. Referandum ile ilgili bizim kararımızın hayır olması bunun için bir gerekçe olarak görülüyorsa bu çok endişe verici bir gelişmedir. Biz şimdiden fikirlerimizi ifade edemezsek, yarın bu referandumdan evet çıkarsa anamız ağlar. Siz yönetimden istikrar için yeni bir yönetim tarzı getiriyorsunuz bizde endişemizi dile getiriyoruz. Biz bu gelişmeyi ciddi manada bir endişe olarak gördük. Biri gelip burada evet desin bakın yollar nasıl açılıyor. Bu güzel bir durum değil.”

“TÜRKİYE’DE KORKU HAVASI VAR”

Türkiye’de bir korku havasının olduğuna değinen Karamollaoğlu, “İnsanlar korkuyor ve neden korktuklarını bilmiyoruz. Bizim ülkemizde yaşanana cevabı Almanya verdi. Türkiye’den 2 bakan Almanya’ya gidecek hemşerileri ile bir araya gelecek, bir takım konuları görüşecek ancak toplantı iptal edilecek. Hükümetimiz bu ne biçim demokrasi diyor. Hemen büyükelçiyi çağırıyor. Peki, ben hangi büyükelçiyi çağıracağım? Böyle bir şey olur mu? Bu yaklaşım yanlış bir yaklaşımdır. İnşallah Almanya’nın gösterdiği tavırdan bir ülkede demokrasi nedir, bu ülke iyi bir ders alır. Bu şekilde demokrasi olmaz. Benim gibi düşünecek ve benim gibi karar vereceksin deniliyor. Bizde bundan dolayı endişelerimizi dile getiriyoruz” şeklinde konuştu.

“HERKESİN DÜŞÜNMEYE İHTİYACI VAR”

Karamollaoğlu açıklamasının devamında şunları söyledi: “Bugün ulusal basın ve medyanın yüzde 70-80’ni hükümetin kontrolünde. Bu bir sır değil ki. Bir gün içinde siz farklı bir ifade kullanıyorsanız hain ilan ediliyorsunuz. Türkiye sadece hainlerden ve vatan sevenlerden meydana gelmiş bir ülke haline getirilemez. Farklı fikirlerde dile getirilirse bunu dile getirenler yine vatanını seven insanlardır. Biz her zaman kardeştik ve bu her zamanda öyle kalacaktır. Biz tek bir şey söylüyoruz. Düşünün. Herkesin düşünmeye ihtiyacı var. Hiç kimse dinlenmese ve kimseye tahammül edilmezse ülke içinden çıkılmaz bir hale gelir.”

Referandumla ilgili değerlendirme de bulunan Genel Başkan Karamollaoğlu son olarak, “Referandum anlaşılan bıçak sırtında gidiyor. Biz referandum için bir anket yapmadık. Bize gelen bilgilere göre bıçak sırtı diyorum. Çünkü hayır diyenler yaklaşık yüzde 2 civarında önde gidiyor. Ancak başkaları da tam tersini referandumda evet çıkacağını diyorlar. İnsanlar fikirlerini birazda bu anketlerde söylemekten korkuyorlar. Bunlarda çok inandırıcı değil. Ben referandumu ortada görüyorum.” Dedi.

Bakmadan Geçme