Karanlık Sınıftan...

Arkadaki boş arsası sokağın çöplüğü, etrafında site, duvarları ve bahçe kapısı olmayan, kuzeyi dere, arkada gece meyhanesi, koyunların otladığı ve hepsinin ortasında Cumhuriyetin ilk yılında kurulan okul. İki katlı olarak yapılan okulun mezunlarından ülke ve kent yönetimine katılan saygın ve başarılı bireylerin yetiştiği bir okul.

Arkadaki boş arsası sokağın çöplüğü, etrafında site, duvarları ve bahçe kapısı olmayan, kuzeyi dere, arkada gece meyhanesi, koyunların otladığı ve hepsinin ortasında; Cumhuriyetin ilk yılında kurulan okul.  İki katlı olarak yapılan okulun mezunlarından ülke ve kent yönetimine katılan saygın ve başarılı bireylerin yetiştiği bir okul.

 

1946 yılında Van depreminde hasar gördüğünden, ikinci katı yıkılarak tek kat ve dört derslik ile eğitime devam eden okul; yıllarca başarılı bireyleri yetiştirmeye devam etmiş. 1969 yılında ek bina, 74 ve 86 yıllarında yeni binalar yapıldıktan sonra, ilk bina güvenlikten dolayı kapatılmış, ek bina da kapatılmak üzere ve okul ortada kaybolup gitmiş neredeyse. Fiziksel anlamda görüntü kirliliği yaşandığı gibi, çok iyi (iyi) yönetici ve öğretmenler çalışmasına rağmen; 1980 yıllarından itibaren eğitim-öğretim alanlarında da sönük yıllar başlamış. Çevresindeki öğrencilerin çoğu başka okullara gitmeye başlamış, 90'lı yıllarda yeni binalara rağmen öğrenci sayısı 700, sınıf mevcutları 15-40 öğrenciye kadar düşmüş. Yanlış DEĞİL, bazı şubeler 15, bazıları 35-40 öğrenci!

 

1995 yılında, okul müdürünün emekliye ayrılması ile birçok öğretmenin teklifini değerlendiren, kendisi de o okuldan mezun olan, mezun olduğu mahallesinin okulunu kolejlerden daha nitelikli yapma hayalleri kuran o sürgün öğretmen. O günkü yönetimin, aile birliğinin desteği ve puanlarıyla; 1995 yılının Kasım ayında okul müdürü olarak atanmış ve 1996 Ocak ayında, Atatürk'ün; "Zafer, zafer benimdir diyebilenindir. Başarı ise başaracağım diye başlayarak sonunda başardım diyenindir." sözlerinden feyiz alarak, hayalleriyle başlamıştır.

 

Şehrin ortasında ve en köklü okul; sobalı, bahçesi çamurlu ve kaderine terk edilmiş olur mu?  Olmamalı demiş. Aile Birliği (Malik Baransel'e rahmet diliyorum), Koruma Derneği (Mustafa Dervişoğlu'na rahmet diliyorum), Encümen üyesi velilerimiz, okul güzel olsun diye paspas yapan öğretmenler ve okulu süpüren veliler, kamudaki yetkili dostlar, Milli Eğitim Müdürü (Şevki Aydın'a rahmet diliyorum), özellikle Vali beyin destekleriyle, resmî işlemler, encümen kararı, tüm planlamalar kış aylarında herkes üşürken, sessizce yapılmıştır.

 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ...

Bakmadan Geçme