Sorunlu bir kardeşlik ilişkisi yetişkinlerin
karşılaştığı en genel sorunlardandır. Rekabet duygusu her kardeşlik ilişkisinde
vardır. Kardeş rekabetinin başlıca kaynağı “ annem-babam onu daha fazla
seviyor! “ cümlesiyle hayat bulur.
Anne-babasının onun üzerine bir kardeşini ya da
kendisinin gözde tutulduğunu hissetmeyen çocuk azdır. Anneler-babalar genelde
tüm çocuklarını aynı sevdiklerini iddia etseler de,onlar hakkında eşit olmayan
duygulara sahiptirler.Pek çok ailede erkekler daha saygın ve üstün eğilimi olan
cinsiyettir, bu nedenle erkek çocuklarına kız çocuklardan farklı davranıldığı
görülür.
Çocuğun planlanmış bir bebek olması ya da kaza
sonucu olması, genç anne-babadan dünyaya gelmesi ya da olgunluk dönemindeki
anne-babadan dünyaya gelmiş olması, anne babanın çocuklar üzerindeki farklı
tutumlarının belirleyicisi olabilmektedir. Küçük kardeşe duyulan kıskançlık,
çocukluk yaşamında en yaygın kıskançlık örneğidir. Kardeşine vurma, ısırma sık
rastlanan davranışlar arasındadır.
Kıskançlık nedeniyle çocukta emekleme, bebekçe
konuşma, biberonla beslenmeye dönme, altını ıslatma, tırnak yeme parmak emme
gibi bebekleşme ve gerileme belirtileri gözlenebilir.
Kardeş kıskançlığında daha çok annenin tutumu rol
oynamaktadır. Kimi kez anne gerçek suçluyu araştırır; suçlu olduğunu düşündüğü
kardeşe ceza verir.Bazen ikisini birden cezalandırır ya da hangisi haklı olursa
olsun küçüğünü korur.Kardeş kıskançlığından doğan düşmanlık,kızgınlık bazen
kardeşe değil de anneye yönelir. Bunun sonunda çocuk; yatağını ıslatır, yemek
yemez, söz dinlemez olur.Bazen de çocuğun düşmanlık duyguları kendisine yönelebilir.Böylece içe kapanma ya da
kendinde doyum arama ihtiyacı ortaya çıkarabilir.Bu ise çocukta; tırnak yeme,
parmak emme, mastürbasyon, kekemelik vb. gibi belirtilerin görülmesine neden olabilir.
KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ
Anne-babanın
evlat ayırımı yapması,
Anne-babanın
anlaşmazlığı; çocukların taraf tutmaya zorlanması,
Anne-babanın
ilgisiz tutumu,
Çocuğun
anne-babanın gözüne girmeye çalışması,
Anne
küçük kardeşle evde kalırken, büyüğünün kreşe,yuvaya ya da okula başlaması,
Anne-babanın
kardeşleri birbirleri ile kıyaslaması;birini diğerine örnek göstermesi,
Anne-babanın
çocukların bulunmadığı ortamlarda küçük oldukları için anlamayacaklarını
düşünerek ya da oyuna daldıkları için duymayacaklarını düşünerek çocukların
olumsuz davranışlarını konuşmaları.
KARDEŞ KISKANÇLIĞI İÇİN ÖNERİLER Pek
çok annenin “yalnızca benim yanımdayken kavga ediyorlar, dışarıda oynarken iyi
geçiniyorlar” şikayetlerinin kaynağı; “ beni kendim olarak farket!, özel
biri olduğumu, kimseye benzemediğimi kabul et!” çağrısıdır. Bir ailede iki
ya da daha çok çocuk varsa en becerikli anne, her kişiliği ayrı ayrı
geliştirebilen “anne”dir.
Çocuğa yeni gelen kardeşin daha çok ilgiye ihtiyacı olacağı, oysa
kendisinin pek çok şeyi kendi başına yapabildiği gururu okşanarak
anlatılmalıdır.
Yeni
doğan kardeşin eve ilk getirilişinde çocuğa sevdiği bir oyuncak ya da hediye
ile gelmesi sağlanabilir.
Çocuğun küçükken neler yaptığı, nasıl bir bebek olduğu olumlu yönleri
hatırlatılarak anlatılmalıdır.
Kıskançlığı tahrik edici “pabucun dama atıldı” gibi sözlerden
sakınılmalıdır.
Çocuğa ait olan eşyalar yeni kardeşe onun rızası olmadan ufaldı ya da
kullanmıyor diye verilmemelidir.
Çocuklar arasında güzellik, cinsiyet, kuvvet, zeka açısından kıyaslama
yapılmamalıdır.
Evde
ve yakın çevrede bulunan kişilerin de (özellikle büyükanne- büyük baba)
ayrıcalıklı davranmaları önlenmelidir.
Anne- baba
kardeşler arası ilişkilerde olumsuzluk yaşandığı zaman; şikayet kabul etmemeli,
hakem rolü oynamamalı, kardeşlerin çözümü kendi aralarında sağlamalarına fırsat
vermelidir.
Anne-babalar, kardeşler arasında olumsuzluk yaşandığında sık sık uyarı
yapmak yerine bu olaydan nasıl etkilendiklerini duygularını ifade ederek
belirtmelidirler.Örneğin; “çabuk kesin şu kavgayı şimdi ikinizi de döveceğim!”
yerine; “çocuklar, işten yeni geldim çok yorgunum. Birbirinizle yaptığınız
kavga beni sinirlendiriyor ve başımı ağrıtıyor”gibi.
Anne-
baba kardeşler arası ilişkilerde olumsuzluk yaşandığı zaman; şikayet kabul
etmemeli, hakem rolü oynamamalı, kardeşlerin çözümü kendi aralarında
sağlamalarına fırsat vermelidir.
Anne-babalar, kardeşler arasında olumsuzluk yaşandığında sık sık uyarı
yapmak yerine bu olaydan nasıl etkilendiklerini duygularını ifade ederek
belirtmelidirler.Örneğin; “çabuk kesin şu kavgayı şimdi
ikinizi de döveceğim!” yerine; “çocuklar, işten yeni geldim çok yorgunum.
Birbirinizle yaptığınız kavga beni sinirlendiriyor ve başımı ağrıtıyor”gibi.da
daha çok çocuk varsa en becerikli anne, her kişiliği ayrı ayrı geliştirebilen
“anne”dir.
Çocuğa yeni gelen kardeşin daha çok ilgiye ihtiyacı olacağı, oysa
kendisinin pek çok şeyi kendi başına yapabildiği gururu okşanarak
anlatılmalıdır.
Yeni
doğan kardeşin eve ilk getirilişinde çocuğa sevdiği bir oyuncak ya da hediye
ile gelmesi sağlanabilir.
Çocuğun küçükken neler yaptığı, nasıl bir bebek olduğu olumlu yönleri
hatırlatılarak anlatılmalıdır.
Kıskançlığı tahrik edici “pabucun dama atıldı”
gibi sözlerden sakınılmalıdır.
Çocuğa ait olan eşyalar yeni kardeşe onun
rızası olmadan ufaldı ya da kullanmıyor diye verilmemelidir.
Çocuklar arasında güzellik, cinsiyet, kuvvet,
zeka açısından kıyaslama yapılmamalıdır. Evde
ve yakın çevrede bulunan kişilerin de (özellikle büyükanne- büyük baba)
ayrıcalıklı davranmaları önlenmelidir.
Anne- baba kardeşler arası ilişkilerde
olumsuzluk yaşandığı zaman; şikayet kabul etmemeli, hakem rolü oynamamalı,
kardeşlerin çözümü kendi aralarında sağlamalarına fırsat vermelidir.
Anne-babalar, kardeşler arasında olumsuzluk yaşandığında sık sık uyarı
yapmak yerine bu olaydan nasıl etkilendiklerini duygularını ifade ederek
belirtmelidirler. Örneğin; “çabuk kesin şu kavgayı şimdi ikinizi de
döveceğim!” yerine; “çocuklar, işten yeni geldim çok yorgunum. Birbirinizle
yaptığınız kavga beni sinirlendiriyor ve başımı ağrıtıyor ”gibi.
Anne-babalar,
kardeşler arasında olumsuzluk yaşandığında sık sık uyarı yapmak yerine bu
olaydan nasıl etkilendiklerini duygularını ifade ederek
belirtmelidirler.Örneğin; “çabuk kesin şu kavgayı şimdi ikinizi de
döveceğim!” yerine; “çocuklar, işten yeni geldim çok yorgunum.
Birbirinizle yaptığınız kavga beni sinirlendiriyor ve başımı ağrıtıyor”gibi. Kardeşler arasındaki rekabet normal
bir duygudur. Bu duygu çocuğu motive edici bir rol oynar. Ancak bazen çocukta
duygusal yıkıma gidebilecek ölçülerde yaşanabilir. Kıskançlığın kalıcı olmaması ve normal
düzeyde tutulması için bazı önlemler alınmalıdır.
Anne-babanın kardeş dünyaya gelmeden, çocuklarını bu konuda
hazırlamaları, doğum sonrası bebeğin bazı işlerini(beslenme, giyim, temizlik
gibi) zorlamadan ve kontrollü bir şekilde çocukla birlikte yapmaları en uygun
çözümdür. Araştırmalar özellikle 5 yaşından küçük çocukların gelecek kardeşten
daha fazla etkilendiklerini ortaya koymuştur.
Anne-
baba çocukların her birine aile içinde kendi yerini bulması ve almasına, kendi
olmasına imkan vermelidir.
Belki
de geçimsizliğin ardında “kendi yerimi istiyorum, bağımsız kişilik olarak kabul
edilmek istiyorum” mesajı vardır.