Karmaşık Duygular

Karmaşık duygular içerisinde günlerimizi geçiriyoruz. Oysa hayatta olan her şey mükemmel bir sistem ve düzen içinde gelip geçmekte… Bukarmaşaları kendimiz yaratıyoruz. Yarattığımız bu sistem içerisinde bir o yana, bir bu yana yalpalanıp güzelliklere ulaşmaya çalışıyoruz. Ne kadar çok yalpalanırsak yalpalanalım tam tersi mutsuz oluyoruz. Ve sonunda aklımıza gelen tek şey "niye hep ben bunu yaşıyorum" diyerek serzenişte bulunmak. Nedense başımıza gelenlerin kendi elimizle yaptıklarımızdan kaynaklandığını düşünemiyoruz.
Zaman geçtikçeumut kırıntıları yerini sıkıntıya ve hayal kırıklığına bırakır…
İçimiz üşür…
Titreme olur…
Yok olan duyguların, umutsuzluğun titreyişidir bu…
Soğuktan değil, aklımızı alt-üst eden düşüncelerin ağırlığından üşürüz…
Yalnız kalmaktan korkarız…
Kimsesizlikten yakınırız...
Saygısı olmayan, güven vermeyen, sadakatsiz insanlarla yaşanan bir toplum içerisinde bu sorular ve duygular güncelliğini kaybetmeden, beynimizi sıkça kemirmeye devam eder…
Oysa ki yaşananlara hayat der, kader der noktayı koyarız…
Genellikle olayların içindeyken kendimizi unuturuz.
Dışarıdan birinin gözüyle bakıldığında olumsuzluklar görülmez. Ya da önemsiz, küçük çapta doğal sıkıntı olarak değerlendirilir.
Böyle düşünenlere de kızarız.
Bizi anlamadıklarını söyleriz.
İnsanlardan uzaklaşırız.
Peki ama bu kadar olumsuz, karmaşa düşüncelere bizi iten nedir?
İnsanların bize acımasını mı bekliyoruz?
Bu kadar sorunun üstesinden nasıl geliyorsun? 'Çok güçlüsün' demesini mi?
Başkalarının ne düşündüğüne, ne gördüğüne bu kadar önem veriyor olsaydık, yalnız kalmazdık. Belki de geçmişte yaşadıklarımız, ailemiz, yetiştiğimiz çevre, duygularımız, korkularımız, yaşam biçimimiz... Yaşadığımız her deneyim bize bir tecrübe kazandırmıştır.
Güçsüzlüğe, pasifliğe tahammülümüz olmamalı!
Yıkılmak üzereyken doğrulmak gerek.
Her doğruluşta geleceğe yatırım yapmak gerek.
Sevgiyle ilerleyin…

 

Bakmadan Geçme