Katılım finansının payı 15'e çıkmalı

Faize dayalı sistemin insani yükünün ağırlaştığına dikkat çeken Başkan Erdoğan, katılım finans kurumlarının bankacılıkta şu an yüzde 5 olan payının 2025'te yüzde 15'e çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi.

Sabah Gazetesinin haberine göre küresel ekonomide işaretleri görülen yeniden yapılanma eğilimini ekonomik reformlar için bir fırsat olarak gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2008 krizinin ardından sisteminin sürdürülemez olmasının görüldüğünü, buna rağmen sistemi sorgulamak yerine devamını sağlamak yoluna gidildiğini kaydetti.

Başkan Erdoğan, Marmara Üniversitesi ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi'nce düzenlenen Alternatif Finansta Yeni Ufuklar: Likidite, Yeşil Finans ve Politik Ekonomi Konferansı'ndaki konuşmasında, yürüttükleri mücadelenin başarısı için güçlü bir ekonomiye ve sağlam bir finans sistemine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

MÜDAHALELER ETKİSİZ
Başkan Erdoğan, krizin aşılmış gibi görülmesini sağlayan müdahalelerin artık etkilerini yitirdiğini belirterek, "Pek çok ülke kendi ihtiyaçlarına uygun yeni bir finansal ve ekonomik mimari ortaya koymak için yoğun çaba içinde. Bu büyük dönüşüm kaçınılmaz bir şekilde yaklaşıyor. Türkiye bu büyük dönüşümün seyircisi değil, bir aktörü olacağını açık bir şekilde tüm dünyaya göstermiştir. İstanbul'u küresel bir finans merkezi yapma hedefimiz işte bunun için çok önemlidir. Son derece önem verdiğimiz bu projeyi bizzat Cumhurbaşkanlığı bünyesinde takip ediyoruz. İlgili kurumlarımızın destek ve çabalarıyla bu projenin en geç 2022 yılı başında hayata geçirilmesini bekliyoruz" dedi.

Erdoğan, bunları söylerken gözlerin hakikatlere de kapanamayacağını ifade ederek, alternatif finans araçlarındaki tüm gelişmelere rağmen bugün ülkedeki bankacılık sektörünün toplam finans sektörü içindeki payının yüzde 90'lar civarında olduğunu dile getirdi.

REEL SEKTÖRÜN ALTI BOŞALTILDI
Gelişmiş ülkelerde ve birçok gelişmekte olan ülkede bu payın çok daha dengeli dağıldığını vurgulayan Erdoğan, özellikle son iki yıldır yaşanılan tecrübelerin bankacılık dışı finansman yöntemlerinin ne kadar hayati öneme sahip olduğunu gösterdiğini anlattı. Başkan Erdoğan, "Üzülerek belirtmeliyim ki bu dönemde kamu dışındaki bankacılık sistemimiz, reel sektöre yeteri kadar destek sağlamadı. Tam tersine en ihtiyaç duydukları dönemde kredi muslukları kapatılan reel sektörümüzün adeta altı boşaltıldı. Bilançolarında herhangi bir sorun olmadığı halde sırf yaşadıkları mali sıkıntı sebebiyle pek çok firma üretimden çekilme noktasında kaldı. Cumhurbaşkanlığı olarak bakanlıklarımızla özel sektörümüzde ve kamu bankalarımızla işbirliği içinde bu sıkıntılara çözüm olacak yöntemler geliştirdik" diye konuştu.

Bankacılık dışı finansal kesimin büyümesine yönelik adımlar attıklarını belirten Başkan Erdoğan, şunyarı anlattı: "Başından beri hep katılım bankacılığı derler dururlar. Ben buna hep karşı çıktım. Zira katılım bankacılığı diye bir kavram olmaz. Eğer faizsiz sistemse işte şimdi söylüyoruz. Katılım finans sistemi. Birbiriyle ters düşen bu iki kavramı niye kullanalım ki? Birisi sömürüyü ifade ediyor. Ama biz buruda sömürüyü değil, eğer reel sektörü ayağa kaldıracaksak o zaman kusura bakmasınlar, reel sektöre gereken destek verilmeli. Kimle? İşte katılım finansal sistemiyle şimdi bu döneme girdik. Yeni kalkınma planımız ve yeni ekonomik programımızla sermaye piyasasının payının artırılmasına yönelik bir dizi tedbiri hayata geçiriyoruz."

BU SİSTEMİN ÇÖKMESİ KAÇINILMAZ
Diğer tüm sektörlerin finans sektörünü beslediği bu sağlıksız yapının sürdürülemez olduğunu vurgulayan Başkan Erdoğan, "Sadece daha fazla kazanma hırsıyla işleyen bu ekonomik sistemin çökmesi kaçınılmazdır. Bizim medeniyetimiz ve kültürümüz insanı merkeze alır. Dolayısıyla bizim bu konudaki çözüm tekliflerimiz de aynı anlayışa dayalıdır. Küresel ekonomik ve finansal sistemin hiç vakit kaybedilmeden dönüştürülmesi, insan odaklı ve üretimin asli unsur olduğu bir yapının inşasına süratle geçilmesi gerekiyor. Faize dayalı sisteme karşı çıkmamızın sebebi, inancımızın buna cevaz vermemesinin yanında sistemin insani yükünün de ağırlaşmış olması" dedi.

TÜM TUZAKLARI BOŞA ÇIKARDIK
Türkiye'nin son yıllarda yaşadığı her saldırının bir boyutunun da ekonomi olduğunu vurgulayan Başkan Erdoğan, şöyle devam etti: "Gezi'de sokaklarımızı kaosa sürükleyenler, 'Tüketmeyin' çağrısıyla ekonomimizi de hedef alıyordu. 17-25 Aralık'ta ekonomimizin omurgasını oluşturan projeler hedefti. 15 Temmuz'un ekonomiyi de menziline alan bir ihanet olduğunu biliyoruz. Geçen yıl doğrudan finans araçları vasıtasıyla ekonomimize saldırdılar. Hamdolsun tüm bu tuzakları milletimizle birlikte boşa çıkarmayı başardık."

KATILIM FİNANS HERKESE HİTAP EDİYOR
Katılım finansının risk paylaşımına ve varlığa dayalı olması sebebiyle herkese hitap ettiğini belirten Başkan Erdoğan, "Ülkemizde katılım finansı olması gereken yerin çok gerisinde. Katılım finans kurumlarımızın payı bankacılık varlıkları içinde yüzde 5'ler seviyesinde. Bununla bir yere varmak mümkün değil. Bu oranı yükseğe çıkarmamız gerekiyor. Hedefimiz 2025 yılı itibarıyla katılım finansın bankacılık varlıkları içindeki payının yüzde 15'e çıkmasıdır" diye konuştu.

Bakmadan Geçme