Kekik ve tarçın

Tarçın kokusundan ve tadından esinlenerek, yaşamın anlık tadını çıkarmak ve benzeri hissiyatlar içerisindeyken yine geçmişe bir an gittim, giderken burnuma kokular, gözümün önüne yaşanmışlıklar geldi.

Tarçın kokusundan ve tadından esinlenerek, yaşamın anlık tadını çıkarmak ve benzeri hissiyatlar içerisindeyken yine geçmişe bir an gittim, giderken burnuma kokular, gözümün önüne yaşanmışlıklar geldi.

 

Yağmur olanca güzelliği ile yağıyor, güz mevsimine elveda dercesine. Sevginin hâkim olduğu bir ev, çocuk gözüm ile devasa hatırladığım salon ve parmaklarım ile buharlaşan pencerenin camlarına şekiller çiziyorum. Köşede kuzine soba ve üzerinde fokur fokur kaynayan demliğin içindeki tarçın olanca keskin kokusu ile yayılıyor. Yüzüm o an, itina ile hazırlanmış, içinde dantel örtü olan ince belli bardaklara kayıyor.

 

Birazdan anacığım, kısık kısık öksürmeyelim diye dolduracak o bardakları, sanki o çayın keskin tadı genzimi yakacak, ama aroması baskın olunca lıkır lıkır içeceğim. Durur muyum, salondan mutfağa geçiyorum ve ne göreyim, tabak tabak sütlaçlar tezgâhın üzerinde soğumaya konulmuş. Birazdan üzerlerine tarçın dökülecek, yine kokusu ortalığa şenlik saçacak; geçenlerde de kalbura bastı yapmıştı, içindeki cevizleri tarçınla harmanlamıştı.

 

Yetmedi, zihnim beni bu defa kekiğe kaydırdı. Ağabeyim kekik mevsimde toplardı orada bizi, adı Toprak Kale'ydi, ama bana hep dağ gibi gelirdi. Albayrak kalenin tepesinde şimdi ki gibi sürekli dalgalanırdı. Allah'tan evimizin bulunduğu sokaktan yaya gidilebiliyordu, kehrizin serin akan suyunun kenarından ya da taşların üzerinden seke seke geçip, toprak damlı evlerin önünde oturan hanımlarla, oynayan çocuklarla merhabalaşarak, dağın yamaçlarına çıkardık. Kekik küme küme olurdu, toplarken parmaklarımız acırdı, ama mis gibi kokusu unuttururdu acıyı.

 

Ağabeyim, kekiği ne amaçla topladığımızı ha bire hatırlatırdı, "Harran'ın sıcak ikliminde yaşayan, yağmur suyu içen çocuklara götüreceğim" derdi. İçimi bir başka gayret kaplardı, daha fazla toplamak isterdim. "Yağmur suyunu kaynatıp kekik içecek çocuklar; şifa bulacak, hatta yara berelere de iyi gelecek" diye söylerdi. Haklıydı, tarçın gibi kekiği de kaynatıp içtiğimizde kışın nasılda şifa bulurduk.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

Bakmadan Geçme