Kendinize Karşı Olumlu Olma
Çoğu zaman kötü özelliklerimize, yaptığımız hataları hatırlarız iyi özelliklerimizi görmezden gelip başarılarımızı unuturuz. Kendinize karşı daha olumlu olun, siz güçlü yanlarınızı fark etmezseniz, bunu hiç kimse fark etmez!
Güçlü ve zayıf yönlerinizi tanıyın. İyi özelliklerinizin bir listesini yapın ve bu özelliklerinize ağırlık verin, herkesin iyi ve kötü özellikleri vardır. Ancak, çoğu zaman aşağıdaki örnekte de görüleceği gibi zayıf yönlerimiz üzerinde dururuz:
“Kendimi hiç beğenmediğim için yüzümün kızarması benim için çok daha büyük bir sorun. Son derece hassasım sürekli kendimden şüphe duyarım ve kendime güvenim yok. Buna karşın yine de çok sorumluluk isteyen görevlerde çalıştım, hatta bir dönem evsiz insanlara danışmanlık yaptım…”
Zayıf yönleriniz yerine güçlü yönlerinizin ve başarılarınızın ön plana çıkarın. Bizim zayıflık olarak gördüğümüz bazı şeyler başkaları tarafından tam tersi olarak değerlendirilebilir.
Yüzünüzün kızarması bütün yaşamımı etkiledi, bir şey yapmama her zaman engel oldu. Yüzüm kızardığı için kendimi aptal hissettiğimden insanlarla yakın ilişkiler kuramadım. İnsanları kendimden uzaklaştıracağımı düşündüm.
Yüzümüz kızardığı için bizi sevmeyen ya da bizden hoşlanmayan birisiyle arkadaşlık etmeye de değmez zaten. Siz cana yakın, yardım sever ve anlayışlı biriyseniz, yüzünüz kızarsın kızarmasın herkes sizden hoşlanacaktır.
Bir konuda başarılı olduğumuzda bunu es geçmeyin kendinizi ödüllendirmeyi öğrenin; sadece yenilgileriniz veya başarılarınızın olumsuz yönleri üzerinde durmayın.
Yüzüm kızardığı için akşam kurslarına katılmamazlık etmedim, sadece göze çarpmamak için elimden geleni yapmaya çalıştım, çünkü birisi benimle konuşur konuşmaz yüzüm kızarıyor.
Yüzünün kızaracağı korkusuna odaklanarak başarılarını görmezden gelmektedir. ‘ Ancak…’ ifadesi ‘ Yarın daha başarılı olacağım ‘ cümlesiyle devam etmektedir, ‘ Hiçbir konuda başarılı olamadım’ cümlesiyle değil.
BAŞKALARININ TEPKİLERİNE KARŞI OLUMLU OLMA
Bazı özelliklerimizi zayıflık olarak nitelendirmeye eğilimli olduğumuz için başka insanların da bu özelliklerimize karşı duyarlıyızdır, diğer insanlar bunların farkında olmayabilirler.
Dikkatin her zaman üzerinizde olduğunu düşünmeyin. İnsanlar çoğu zaman kendi düşünceleriyle baş başa kaldıkları için herhangi bir durum onları tamamıyla endişelendirebilir.
Kantine girer girmez, her zaman bir ya da iki kadın bana bakıp gülüyor. Neden bakıp güldüklerini merak ediyorum. Ve bu da yüzümün kızarmasına neden oluyor. Başka bir şeye gülüyor olabilecekleri aklımdan bile geçmiyor
Aslında çoğu zaman insanlar başka şeylere gülerler. Biz, düşündüğümüz kadar dikkat çekmeyiz, birisinin dikkatini gerçekten çekmek istediğimizde bunun ne kadar zor olduğunu bir düşünün !
İnsanların aklından neler geçtiğini düşünmeyin. İnsanların ne düşünüyor olduklarını bilebileceğimizi sanmayın, çünkü yanılıyor olabilirsiniz.
Üstümde çalışan insanlar bana her ne kadar cana yakın davransalar da onlarla konuşurken yüzüm çok daha kötü kızarıyor. Bana yaklaşır yaklaşmaz yüzümün pancar gibi kızardığını gördükleri zaman benim için üzüldüklerini biliyorum.
İnsanlar bayan F hakkında tamamen farklı şeyler düşünüyor olabilirler, hatta onu düşünmüyor bile olabilirler, işlerini, yakında yapılacak toplantıyı ya da bambaşka bir şeyi düşünüyor olabilirler.
İnsanların düşüncelerini ve tepkilerini her zaman olumsuz yönde değerlendirmeyin. İnsanlar yorum yapsalar bile, başkalarının görüşleri yüzünden kendinizi suçlamayın.
Yüzümüzün kızarması kendime güvenimi etkilediği için çalıştığım işlerde kalıcı olmamı zorlaştırdı. Örneğin, bir fabrikada işe başlamıştım ve her şeyin iyi gittiğini düşünüyordum ama insanlar sürekli yüzümün kızarması hakkında yorum yaptıkları için o işyerinden ayrılmak zorunda kaldım, çünkü o yorumların beni etkilemesine öyle çok izin verdim ki aptalca hatalar yapmaya başladım.
O insanların yapacak başka şeyleri olmalı, sizi küçük düşürmeye çalışmaları onların hatası, sizin değil. Yüzümün kızardığı için rahatsızlık duyan ben değilim, diğer insanlar. Geçmişte yüzüm kızardığında ve insanlar yorum yaptığında yüzüm daha da çok kızarıyordu, utanmama neden olan şey buydu. Şimdi kendime, bu benim değil, onların sorunu diyorum.
Duygusal yaralanmalar sizi endişelendirmesin. Darbeler sizi yıldırmasın, tekrar kendinize gelebilirsiniz, hatta düşündüğünüzden daha dayanıklı bile olabilirsiniz.
Birileriyle akşam çıktığında tek kelime edemem, çünkü herkes bana bakacak ve yüzüm kızaracak. Bu yüzden, bir şey söylemek istediğimde bunu içimde tutuyorum; sonra da içimdekileri söylemem gerektiğini düşünüp kendime kızıyorum. Bırakın kendinizi sıkmayı ve ne düşündüğünüzü söyleyin, insanlar size saygı duyacaktır; görüşlerinizi ciddiye almasalar bile pes etmeyin. Başaramadığınız zamanlar olabileceği gibi başardığınız zamanlar da olacaktır ve böylece kendine güveniniz de artacaktır.
Övgüleri iltifatları kabul edin. İnsanlar sizi takdir ederlerse bu sizde iyi bir şey gördüklerini gösterir. Siz, kendiniz, iyi özelliklerinizi görmezden gelseniz de başkalarının bunları fark etmesine izin verin
Birisi bana, örneğin saçımla ilgili, iltifat ederse sıkılıyorum ve ateş basıyor. Başka bir kadın böyle bir durumda ‘çok teşekkür ederim ‘ der, benimse yüzüm kızarıyor ve kendimi küçültecek şeyler söylüyorum, ‘ Aslında saçım her zamanki gibi, büyütecek bir şey yok ‘ gibi ya da soğuk davranıyorum, bu da beni daha da kaba gösteriyor.
Yüzünüz kızardığında, insanlar bunu olumsuz değil olumlu olarak değerlendirebilir; takdir edildiğinde ya da iltifat edildiğinde kızarmak çoğu zaman alçak gönüllülüğün bir göstergesi olarak düşünülür (‘güzel olabilir ama o kadar da güzel değil’)
YAŞAMIMIZI KONTROL ALTINDA TUTMA
Gevşeme ve uzaklaşma tekniklerini öğrenmenin bekli de en önemli yanı, size kendi tepkilerinizi kontrol altına ama şansı vermeleridir. Artık yüzünüzün kızarmasını ve kızarma korkunuzu kontrol altına alma becerisine sahipsiniz. Böylelikle, yaşamınızın diğer yönlerini de kontrol altına almayı başarabilirsiniz. Bu da kendinize güveninizi artıracaktır.
Kendinize kısa vadeli ve uzun vadeli hedefler koyun. Bu bir yaşam biçimi oluşturmak için gereklidir. Gerçekçi ve ulaşılması mümkün olan hedefler koyun, kısa vadeli hedeflerinizin her biri, zor, ama ulaşılabilir olsun, çok çaba gerekirse de iyi bir gününüzde başarabileceğiniz tarzda bir şey. Giderek hedefinize doğru ilerleyin ve attığınız her adımda kendinizi ödüllendirin; kendinize özel bir hediye alın örneğin. Yüz kızarmasının yaşamının her yönünü nasıl etkilediğini anlatan
Bayan M koyabileceği hedeflerin bir listesini sıralıyor:
Yüzüm kızardığı için gerçekten yapmak istediğim şeyleri yapamadığım durumlar saymakla bitmez;son dakikada bir bahane bularak katılmadığım o kadar parti ve düğün var ki. Bu şekilde yaşamak istemiyorum, normal bir hayatım olsun istiyorum. Haftalar öncesinden endişelenmeye başlamadan çocuklarımın okul etkinliklerine katılmak istiyorum, komşularımın düzenlediği partilere , sabah çaylarına ve daha bir çok şeye katılmak istiyorum. Şu anda bunların hiç birini ypamıyorum.
Bayan M önce tanıdığı bir ya da iki kişiyle görüşmeye başlayabilir, sonra daha kalabalık ve büyük toplantılara, başlayabilir, sonra daha kalabalık ve büyük toplantılara, partilere katılabilir. Başarmak istediğiniz şeylerin öncelik sırasını siz belirleyeceksiniz. Bunun için ne kadar çok adım atmanız gerektiğini önemli değildir. Adımlarınızı atmadan önce, gevşeyerek ve düşüncelerinizi temizleyerek kendinizi hazırlayın.
Unutmayın ki siz olayları sadece yaşayan pasif bir obje/ nesne değilsiniz. Her insan benzersizdir ve kendinden sorumludur.
Yüzümüz kızarması işyerindeki performansımı kısıtlıyor. Yaşamın her alanında kendimi ifade etmek istiyorum, ama kızarma korkusu beni bundan alıkoyuyor ve çoğu zaman saklanmak ve kaçmak istiyorum
Bu çok çaba gerekirse de kendimizi verirsek tüm yaşamımızı değiştirebiliriz. Yaşamın sizi ıskalamasına izin vermeyin
Kendime, başka insanları kıyaslamayı bırakmam ve kendimi olduğum gibi kabul etmem gerektiğini söyleyip duruyorum. Ben kendimi olduğum gibi kabul etmezsem hiç kimse etmez. Yüzümün kızarmasıyla başa çıkmak için çaba gösteriyorum kendime sürekli şunu söylüyorum: ‘ bir gün bu savaşı kazanacağım’.