Kentin Hafızasından-4: Halk Hikayeleri ve Aşıklık Geleneği
Âşıklık geleneği ve halk hikâyeciliği, 16.yüzyıldan bu yana özellikle Doğu Anadolu'da Erzurum ve Kars illeri başta olmak üzere, Van'ı da içine alarak devam etmiştir. Van ve çevresi, bazı hikâyelerde merkez durumundayken, kimisinde dolaylı olarak söz edilir.
Âşıklık geleneği ve halk hikâyeciliği, 16.yüzyıldan bu yana özellikle Doğu Anadolu'da Erzurum ve Kars illeri başta olmak üzere, Van'ı da içine alarak devam etmiştir. Van ve çevresi, bazı hikâyelerde merkez durumundayken, kimisinde dolaylı olarak söz edilir. Yörede olayların geçtiği "Ercişli Emrah ve Selvihan Hikâyesi" Halk Edebiyatının en güzel ve sevilen örneklerindendir. Bu hikâyeyi 2 kısım halinde daha önce yazmış olduğum için burada içeriğine değinmeyeceğim. Dikkat çekmek istediğim hikâyenin önemidir. Ali Berat Alptekin, hikâyenin önemini şu şekilde maddeler: ( Kaynak: Yüzüncü yıl Üniversitesi Yayınları-Van Kütüğü)
- 17. Yüzyıl âşıklar geleneği hakkında bilgi sahibi oluyoruz
- Osmanlı -İran savaşlarının seyri hakkında yarı tarihi bilgiler ediniyoruz.
- Halk Hikâyeciliği geleneğinin sadece Azerbeycan, İran, Kars 'ta değil, Van İlinde de yaygın olduğunu görüyoruz.
- İslamiyet öncesi bazı motifleri bu hikâyede görüyoruz
- Hikâyenin bazı yer adlarına tesir ettiğini görüyoruz: Şah Abbas, Van Kalesini kuşatınca askerlerin canı sıkılmasın diye etrafa bir bağ diktirir."Şahlar Bağı "denilen bu yer adı halen kullanılmaktadır.
Bir diğer hikâye, ülkemizde bilinmeyen, fakat Azerbeycan'da şehrimize isnat edilerek anlatılan Vanlı Göyçek adlı hikâyedir.(Yüzüncü Yıl Ünviersitesi -Van Kütüğü)