Yerleşim yerlerine; jeofizik yapısı, muhtemel can ve mal kaybı riskleri, etkilenecek nüfusun büyüklüğü, finansal ihtiyaçları ve rezerv alanları esas alınarak not verilecek. Reytingi yüksek olan yerlere dönüşümde öncelik sağlanacak.
İzmir depremi ile bir defa daha görüldü ki; depreme dayanıklı binalar ayakta kaldı, çürükler yıkıldı. Bedelini de yine 10'larca canla ödedik. Bundan sonraki süreçte işi sıkı tutacak hükûmet, kentsel dönüşümde artık keyfî uygulamalara son verecek. Bu kapsamda depremle gelen yıkımı önlemek için 'reyting sistemi'ne geçiliyor. Afet riskleri, etkilediği nüfusun büyüklüğü, mali ve finansal ihtiyaç kriterleriyle puanlanacak. Kentsel dönüşüm, bu puanlamaya göre öncelik kazanan yerlerden başlatılacak.
Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planı’na göre; şehirler için kentsel dönüşüm strateji belgeleri hazırlanacak. Reyting sistemi, şu şekilde işleyecek:
¥ Kentsel dönüşüm uygulamalarında öncelikli yapıları belirlemek için çok kriterli değerlendirme yapılacak.
¥ Buna göre; yerleşim yerlerinin bulunduğu bölgenin jeofizik yapısı, muhtemel can ve mal kaybı riskleri, etkilenecek nüfusun büyüklüğü, o bölgedeki finansal gereksinimler, ne kadarlık rezerv alan bulunduğu gibi kriterler esas alınacak.
¥ Kesin ve net şekilde ortaya koyulan bu kriterlere göre puanlama yapılacak ve her bölgenin kendine özel bir reytingi olacak.
¥ Dönüşümde öncelik, reytingi yüksek yerleşim alanlarına verilecek ve hızla eyleme geçilecek.
¥ Öncelikle yerinde dönüşüm ilkesi benimsenecek. Bu çerçevede mevcut sosyal yapının ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, kent dokusuyla uyumlu, alan bazlı çözümler yürütülecek.
¥ Toplu Konut İdaresi ve İlbank da yeni alanlarla sürece destek verecek.
¥ Yerel yönetimlerle paylaşımlı bir finansman modeli oluşturulacak.
¥ Afet ve acil durum toplanma alanları da, bu kriterlere göre ilgili kurumlarla iş birliği içerisinde tespit edilerek imar planlarında gerekli düzenlemeler yapılacak.
MÜTEAHHİTLER HAZIR
Kentsel dönüşüm için sektör de hazır bekliyor. Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Mithat Yenigün, “Toplumsal belleğimizde büyük kayıplar ve derin acılarla yer alan deprem, içinde bulunduğumuz andan yarınlarımıza uzanan çok ciddi bir tehdittir. Ancak deprem değil, kusurlu yapılar ve ihmal öldürür" dedi. GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) Başkanı Mehmet Kalyoncu da “Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu unutmamalı, geçmişte olduğu gibi büyük yıkımlar, tarifsiz acılar yaşamamak için toplum olarak depreme karşı alınabilecek tüm önlemleri hızlıca almalıyız” diye konuştu. İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Başkanı Nazmi Durbakayım ise 1999 depreminden sonra yapılan binaların yıkılmasının “kabul edilebilir” olmadığına ve bu binaları yapanların sektörden men edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Durbakayım “Bu teknolojide, bu imkânlarda yaşananlar kabul edilebilir değil. Bu insanların deşifre edilmesi lazım” ifadelerini kullandı. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu da “Bu son deprem, güvenli binalara sahip olmamızın hayati önem taşıdığını hepimize bir defa daha hatırlattı” değerlendirmesinde bulundu.
HASARLI BİNALARIN YIKIMI BAŞLIYOR
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, İzmir'deki çalışmalarla ilgili son durumu paylaştı. Bakan Kurum, "4 bin 424 binada, 33 bin 434 bağımsız bölümde hasar tespit çalışmalarını yaptık. Acil, ağır hasarlı ve yıkık bina sayımız 58'e ulaştı. Az hasarlı 397 bina, orta hasarlı 66 binamız var. Yıkılan binalara ilişkin sorumluları kimse bunlara her türlü cezai, hukuki işlemi yapacağımızı vatandaşlarımızın bilmesini isterim. Hasarlı binaların yıkım süreçlerini de başlattık. Dualarımız, çalışmalarımız vatandaşlarımızla. Bütün işler devam ediyor. Elâzığ'da, Malatya'da, Van'da ne yaptıysak burada da yapıyoruz, yapacağız" dedi.
Türkiye Gazetesi