Serkan Aslan
Mavi Plaza İş Merkezi'nde bir araya gelen grup, sloganlar eşliğinde yürüyerek Feqiye Teyran Parkı önüne geldi. Burada grup adına basın metnini okuyan KESK Van Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Yılmaz Berki, hükümete ve Memur-Sen Konfederasyonu'na tepki gösterdi. Kamu emekçilerinin yüzlerce talebinin olduğu 2014-2015 yılları Toplu Sözleşme (TİS) süreci, Memur-Sen'in, sarı sendikacılık tarihine geçecek şekilde, Bayram arifesinde, yangından mal kaçırırcasına, hükümetle uzlaşmasıyla sonuçlandığını ifade eden Berki, 4688 Sayılı Yasa gereği TİS sürecinin, Ağustos ayının ilk iş günü başladığını ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu süreci de dâhil olmak üzere 31 Ağustos 2013 itibariyle sona ermesi gerektiğini kaydetti. Berki, "Bu yıl ise TİS sürecinin ilk günü TİS görüşme takvimi belirlenmiş, Hizmet kolları ve genel taleplerin ele alınması, Hükümetin teklifini sunması ve mutabakat sağlanıp sağlanmaması konusunda son gün olarak 21 Ağustos belirlenmişti. Takvim ve gündem kamuoyuna da açıklanmıştı. Bu takvimde 7 Ağustos 2013 tarihi için herhangi bir görüşme yoktu ve o gün saat 13.00'de resmi tatil başlıyordu. Buna rağmen aynı gün saat 12.05'te Genel Başkanımız Devlet Personel Başkanlığı tarafından "yeni bir durum var" denilerek toplantıya çağrılmıştır. Toplantı için Heyetimiz yola çıktığı sıralarda TV'lerde TİS için uzlaşma sağlandığı şeklinde alt yazı geçiyordu! Toplantı başlamadan Bakan'a bu durum hatırlatıldığında 'Doğrudur, Memur-Sen yetkilileriyle sabaha kadar çalıştık, uzlaşma sağladık. İmzalar atılacak' denildi. TİS'le ilgili 4688 sayılı yasada 2012 yılında yapılan değişikliklere yaptığımız itirazımızın ve karşı çıkışımızın ne kadar haklı olduğu bugün açıkça anlaşılmıştır. Memur-Sen ise o sıralarda can hıraş bu değişikliklerin kabulü için her türlü girişimde bulunmuştu. Nedenini kamuoyu bugün daha iyi anlamıştır. Maalesef kendi yaptıkları Yasaya bile uymadılar. Yasada en çok üyeye sahip üç konfederasyonun TİS'e katılacağı tarif edilmesine karşın süreç Memur-Sen ile resmi ve gayri resmi görüşmeler halinde götürülmüş ve sonlandırılmıştır. Özetle Toplu değil tekli, İş Sözleşmesi değil, satış sözleşmesi yapılmıştır. Konfederasyonumuz, kamu emekçilerinin mali, sosyal ve demokratik haklarını korumayı, geliştirmeyi ve yeni kazanımlar elde etmeyi esas aldığından son güne kadar da Memur-Sen'in işbirlikçi, yandaş niteliğini ve duruşunu teşhir etmeyi tali planda ele almıştır. Esas olarak Hükümetin bilinen sermaye yanlısı kararlarına karşı taleplerimizi ve kamu emekçilerinin güvenceli geleceğine ilişkin kaygılarımızı öne çıkardık. Buna rağmen, AKP ile MEMUR SEN elele vererek, yan yana oturarak en genel sendikal ilke ve ahlakı da bir yana bırakıp, diğer iki konfederasyonun olmadığı "Ankara'nın karanlık dehlizlerinde" çirkin bir uzlaşmayla kamu emekçilerini yoksulluğa ve sefalete mahkûm ettiler. Hizmet kollarına ilişkin geçen yıl Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarının aynen devam ettirilmesi dışında herhangi ciddi bir iyileştirme yoktur. Kültür ve Sanat Hizmet Kolu'nda yetkili Sendikamız Kültür Sanat-Sen'in ortaya çıkan mutabakatta imzası ve haberi bile olmamasına rağmen basın önünde "uzlaşmaya vardık" açıklamasının yapılması bir başka hukuksuzluktur. Sendikamız Kültür Sanat-Sen, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvuracaktır. Yasa ve Memur-Sen'e güvenerek Hükümet kendisini garantiye aldığını hiç düşünmesin. Fiili ve meşru mücadele geleneğinden gelen KESK, bu oyunları da bozacaktır. AKP,KESK üyelerini tutuklayarak ve her türlü baskı aracını devreye sokarak bizleri engelleyeceğini düşünüyorsa kısa sürede yanıldığını görecektir. Mücadele devam ediyor. Bugün tüm illerde kamu emekçileri alanlarda, bu ilkesiz uzlaşmayı protesto ediyor, kınıyorlar. 16 Ağustos'ta da dört koldan Ankara yürüyüşümüz başlıyor" dedi.
Yapılan basın açıklamasının ardından grup daha sonra sessizce dağıldı.