Kılıçdaroğlu, Cerablus operasyonuna destek
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Türkiyenin Cerablusa girmesini bu konuda Suriyeye, Rusyaya ABDye bilgi verilmesini olumlu karşılıyoruz' dedi.
Kılıçdaroğlu, CNN Türk’te Artvin’de yaşadığı saldırı girişimi ve gündemi değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal kılıçdaroğlu, "PKK, ’ana muhalefet partisinin liderinin bir suikaste kurban gitmesi Türkiye’yi daha fazla karıştıracaktır’ diye düşünmüş olabilir. Türkiye’de bütün kesimler bir araya geldi. Bundan rahatsızlık duymuş olabilir" dedi.
Saldırının ardından AK Partili gencin yaptığı klibi değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Son derece memnun oldum. Oldukça güzel. Yürekten kutluyorum. Siyaset kültürü bir uzlaşma zemini üzerine oturmalı. Muhalefetin her söylediği yanlış iktidarın her söylediği doğru algısından kurtulmamız lazım. Akıl akıldan üstündür. Bu ülke hepimizin. Bu ülkenin sorunlarını aşması terörü bitirmesi bizim en büyük arzularımız. Cumhuriyet bu anlayış üzerine inşa edildi. Bu felsefeden uzaklaştıkça hep başımız belaya girmişti" dedi.
Kılıçdaroğlu, saldırı anıyla ilgili de "Daha önce Ardanuç belediyemizin yeni binası yapılmıştı bu binayı açacaktık. Herhangi bir sorun yoktu. Dar bir vadiden giderken birdenbire araçlar durdu. Gözlemlediğim kadarıyla araçlardan güvenlik görevlileri çıktılar bize dikkatli olmamız yönünde uyarı yaptılar. Bizim bulunduğumuz araç dağın yamacına iyice yaklaştırıldı, bir önlem olarak. Birdenbire silahlar patladı ateş ediliyordu tam vadinin ortasındaydık ne olduğunu merak ettik PKK olduğu o anda söylendi bir süre sonra bir ambulans hızla geçti sorduğumuzda yaralıların olduğu söylendi. Arkasından tekrar bir çatışma oldu. Koruma bir roketatar galiba füze ile bize saldırı olabileceğini oraya ateş ettiğini onu vurduğunu söyledi. uzun süre beklemenin bize riskli olduğu ifade edildi ve bir zırhlı araç geldi ve Şavşat’a yakın bir yere gitmemiz gerektiği söylendi. Jandarmaya ait bir araç. Çatışmalardan bir süre sonra geldi . Oradan karayollarının bulunduğu bölgeye gittik sonra orada sayın cumhurbaşkanı ve başbakan aradı. İlk arayan Efkan Ala bey oldu. Her türlü önlemi aldıklarını ifade etti. Diğer bakanlar, genel başkanlar aradı. HDP de aradı. Selahattin bey ben Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeyim yeni duydum dedi. Arkasından bize karayollarının bulunduğu yerin de güvenlikli olmadığı söylendi. Bunun üzerine güvenlik güçleri oradan ayrılıp Şavşat’a gidelim dediler ve Şavşat’a kaymakamlığa gittik. Bir süre sonra Efkan bey tekrar aradı ve helikopter tahsis ettiklerini ifade ettiler. Biz tabii Ardanuç’a gitme kararlılığımız vardı helikopteri kullandık ve Ardanuç’a gittik. Ardanuç’ta mitingimizi yaptık, oradan Artvin programımız vardı fakat gecikme fazla olduğu için uçağı kaçırmayalım diye Erzurum’dan Ankara’ya döndük" dedi.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrası suikast yapabilecekleri konusunda kendisini uyardıklarını belirterek, "Yenikapı mitingi sonrası bana gelen istihbarat şu şekildeydi, her zaman oturduğunuz odanın ışığı açık kalsın. Siz diğer odada oturun ama elektriği açmayın. Daha sonra İçişleri Bakanlığı’ndan arandık. Koruma sayısı arttırıldı. Ardanuç’a giderken daha önce görmediğim uzun namlulu silahları gördük. PKK, ’ana muhalefet partisinin liderinin bir suikaste kurban gitmesi Türkiye’yi daha fazla karıştıracaktır’ diye düşünmüş olabilir. Türkiye’de bütün kesimler bir araya geldi. Bundan rahatsızlık duymuş olabilir.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"PKK, Türkiye’nin çıkarlarını savunan bir örgüt değil. Kendi hedefleri var. Daha istikrarsız bir ortam yaratmak için terör eylemlerinde bulunuyorlar. Teröre karşı bütün kesimler bir araya gelmeli. Terörden hepimiz şikayetçiyiz. Selahattin Bey beni arayıp geçmiş olsun dileğinde bulunduğunda ’terörü lanetliyoruz’ dedi. Bu çok önemli. Terörle mücadele edilirken yurttaşın zarara uğramaması en büyük arzumuz. Kullandığınız dil de kucaklayıcı olması lazım. Bir nefret söylemi içinde belli grubu dışlarsanız bu duygusal kopuş yaratabilir. Hangi kimlikten olursa olsun bizim insanımızdır. İnanç üzerinden kimlik üzerinden toplu bir suçlama ötekileştirmeyi getiriyor ve toplumda karşıtlık yaratıyor. Demokratik standartları yükseltmemiz gerekiyor. Farklı düşünceleri insanlar ifade edebilmeli. Onları meşru zemine çekmeliyiz. Bize aykırı gelen Türkiye’yi yıkmaz".
Kılıçdaroğlu, ilke olarak hiçbir yayın organının susturulmasını istemediklerini belirterek, "Gazetelerin televizyonların kapatılmasını doğru bulmayız. Ancak mahkemeler kapatabilir. Kanun hükmünde kararnamelerle kapatıldı. Yazar Aslı Erdoğan tutuklanmamalıydı sadece düşüncelerini aktardı. Bu insanların tek silahları kalem. Yazar ve sanatçılar tutuklu olduğu sürece darbe karşıtı söylemi kimse anlamaz. Adapazarı’nda FETÖ’den gözaltına alınan bir öğretmen var. Gözaltında ölüyor. Cenazesini belediye vatan hainlerini kabul etmiyoruz diyerek reddediyor. Ben aile ile görüştüm. Bakın bu insan suçsuz çıkabilirdi. Bu doğru değil. Bir yüzbaşı çıktı, vatan haini dendi, ama sonradan darbeciler tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Bunlar tehlikeli. İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan atılan oyuncuların FETÖ ile ilişkisinin olmadığını öğrendik araştırmalarımızda. Daha sonra atılma gerekçeleri olarak performaslarının düşük olduğu söylendi. Şimdi bu darbe fırsatçılığına da izin vermemek lazım. Sayın Kadir Topbaş’tan rica ediyorum, bu sanatçılar yeniden görevlerine iade edilsin. Ben 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü gayet iyi hatırlıyorum. İki darbe döneminde bu kadar insan tutuklanmadı. DİSK ve HAK-İş kapatılmadı, faaliyetleri durduruldu kapatılması için dava açıldı, şimdi siz bir sendikayı tak diye kapatıyorsunuz" şeklinde konuştu.
Eğitim sistemi terör örgütünün elinde
Eğitim sisteminin terör örgütüne teslim edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bunun bir sorumlusu yok mu? Komisyon kuruldu Adalet ve Kalkınma Partisi’nden görevlendirilen milletvekillerinden ikisi Fethullah Gülen’e olağanüstü övgüler yapıyorlar. Hele birisi Gülen’in son bin yılın en büyük Türk büyüklerinden olduğunu söylüyor. İzmirdeki bir gazete yazdığı köşe yazısında 17-25 öncesi. Bu kişi şu anda Fethullahçı terrör örgtünün araştırılmasında görevli. İsim vermeyeceğim. İzmir milletvekili. Bir komisyona üye seçerken daha etik davranmak gerekirdi. Bu işi sayın başbakan daha ciddiye almalı. Başbakan şunu söyledi; o döneme ait düşüncesi. Cemaatin ciddi bir entellektüel kapasitesi olan ciddi bir birikimi var aslında. Anadolu’nun yoksul ama zeki çocuklarını alıp kendi düşünceleri paralelinde yetişdirdiklerini biliyoruz. Devletin sahip çıması gereken bu insanlara cemaat daha önceden el atıyordu. Sorun hükümetin kendisinde. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bütçesi güçlü olan bir Türkiye Cumhuriyeti üniversite öğrencilerinin yurt sorununu çözmekten aciz bir Türkiye Cumhuriyeti olabilr mi? Üniversite öğrencilerin yurt sorununu çözemiyor değil çözmek istemiyor. Çünkü o çocukları belli insanların belli düşüncelerin yurtlarına yöneltmek için. Fethullah Gülen örgütünün kaç yurdu vardı? Binlerce. Gözlerimizin önünde çocuklarımızı kaybettik. Saray’da da söyledim bu eğitim sistemi devam ederse daha radikal unsurların çıkacağından hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu soruya yanıt almadım. Not etti. Sayın Başbakan da sayın Bahçeli de oradaydı" dedi.
Darbe girişiminin arkasında ABD var mı?
Kılıçdaroğlu, darbe girşiminin arkasında ABD olup olmadığı yönündeki soruya, "Bu konularda konuşmak için elinizde verilerin olması lazım. Bizim elimizde veri yok. Ama Amerika’nın Türkiye üzerindeki etkisini ve gücünü biliyoruz. Türkiye bir NATO üyesidir. Burada NATO üsleri de var. Bizim bir ortaklığımız da var. Dış politikayı iç politika malzemesi olarak kullanırsanız çok büyük yanlış yapmış olursunuz. Dış politika için çok dikkatli bir dil kullanmak gerekir. Buna diplomasi dili denir. Tipik örneğini rahmetli Bülent Ecevit’ten vermek isterim. Abdullah Öcalan Suriye’deydi. Baba Esad’a siz bunları koruyorsunuz dediler. Hangi evde kaldığını nerede kaldığını bütün belgeleriyle ortaya koydular hep onlar inkar ettiler. Ecevit bir kuvvet komutanını gönderdi sınıra ve gayet net açıklama yaptı Suriye’ye gireceğiz ve dönemin Mısır başkanı geldi ona açıklama yapıldı Mısır başkanı Şam’a gitti ve Türkiye’nin çok ciddi olduğunu söyledi ve Öcalan Şam’dan çıktı. Ecevit diplomasiyi sonuna kadar kullanır en son noktada gerekeni yapardı. Erdoğan ile arasında çok fark var" cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, Cerablus operasyonuyla ilgili de "Türkiye’nin Cerablus’a girmesini bu konuda Suriye’ye, Rusya’ya ABD’ye bilgi verilmesini olumlu karşılıyoruz. Biz 2014’te girilmesini dile getirdik. Hükümet Suriye’ye operasyon düzenlemekte geç kaldı. Her ülke kendi güvenliğini sağlamak zorunludur. Bizim ordumuzun geleneği var. Barış için gidiyoruz" diye konuştu.