Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'dan Başka Bir Derdi Yok!

CHP kurultay sonrası ilk grup toplantısını yaptı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak hakaret ve küfür dolu değerlendirmeler yaptı.

Kurultayın sanki ana gündem maddesi Erdoğan’mış gibi konuşmasının önemli bir bölümünü  “namus, şeref, hassiyet” üçlemi üzerinde sürdürdü. Bu değerlendirmeleri yapmak için önce o sayılan “hassasiyetlere sahip olunması gerektiğini” unuttu, zannediyorum, değerli Genel Başkan… Konuşmada, ikinci ağırlıklı konu ise sonuna kadar, ölümüne kadar “demokrasi mücadelesi” üzerineydi.

Pekala, Demokrasi havariliği yapan bu adamın yaptıklarına şöyle bir bakalım isterseniz.

Kendisine rakip çıkacak Genel Başkan adayları için bir baraj koyarak ulaşılması çok zor olan delege oyunu alma şartı hangi demokrasiye uygundur.

Ölümüne demokrasi diye naraları atan bu adam, kendi partisi içinde dahi  demokrasiyi gerçekleştirememiştir.

Olağanüstü genel kurul isteyen delegeleri aratarak baskı uygulayan, imzalarını geri çekmeleri konusunda tehdit etmek hangi demokrasi ile bağdaşır.

Ülkeye demokrasiyi ölümüne getireceği palavrasına kim inanır.

Bu anti demokratik tüzük kurallarının gölgesine sığınarak parti içinde kendisini rakipsiz hale getirmenin adına diktatörlük denir.

Ancak unuttuğu bir şey var. CHP’ye oy veren yurtsever kitle elbette bu ihanetin farkına varacak ve hesap soracaktır.

Alavere dalevere ile partiyi ele geçirenlerde mutlaka bu hesabı vermek zorunda kalacaktır.

Özgür iradeleri ile oy kulanan delegelerin, Kılıçdaroğlu’nun 52 kişilik listesini delerek yarıya yakın adamını liste dışı bırakmış olmaları Genel Başkana bir güvensizlik önergesi anlamına gelmez mi?

En yakın kurmayı olan Genel sekreterini delegelerin parti meclisi dışına atmaları önemli bir uyarı değil midir?

Bundan sonra CHP’yi babasının çiftliği gibi yönetemiyeceğinin farkında değil midir.?

Kaset Genel Başkanının tek bir hedefi vardır. Erdoğan döşmanlığını en üst seviyeye nasıl çıkarabilirimin peşindedir. Bu konu kendisine bir görev olarak verilmiştir. Kasetçilerin uzantısı bir diyet ödemek zorundadır. Bu diyeti ödemek için her fırsatta saldırılarını yapmaktadır. Kendisine ait her hangi bir başarı yok. Yedi kez katıldığı seçimlerden başarısızlıkla çıkmıştır. Erdoğan düşmanlığı yaparak prim toplamaya çalışıyor. Genel kuruldaki konuşmasının büyük bir bölümü Erdoğanla ilgiliydi. Genel kuruldan sonra ilk grup toplantısının da konusu Erdoğan düşmanlığı üzerineydi. Erdoğanla yatıp Erdoğanla kalkan bu adamın başkaca bir derdi yoktur.

Dünyada ve Bölgemizde çok ciddi şeyler oluyor. Her taraftan kıskaç içine alınmış durumdayız.

Bu olumsuz gelişmelerden nasıl en az zararla kurtulabiliriz diye yol ve yöntem belirlememiz gerekirken Erdoğan düşmanlığı yaparak kime hizmet edildiğini düşünmeliyiz.

Dünyanın, ülkenin sorunları ile yakından uzaktan bir ilgisi olmayan ana muhallefet partisi olabilir mi?

Bu partinin başta Genel Başkanı ve bazı militan Milletvekilleri de ülke düşmanları ile işbirliği yapmaktan çekinmemektedirler.

Rusya ile yaşadığımız kriz nedeni ile Rusyayı haklı göstererek kendi ülkesini suçlayan kendini bilmezler bu parti içerisinde mevcuttur.

PKK’lı militanların mezarlarına gül bırakan hainler yine bu partinin içerisinde yer almaktadırlar.

Dünyadaki Erdoğan düşmanlarına bir bakalım?

Rusyanın Putini düşman.

Suriyenin Esadı düşman.

İsrailin Bunyamin Netanyahusu düşman.

İranın Hasan Ruhanisi düşman.

Mısırın Sisisi düşman.

Dost görünümündeki diğer düşmanlardan bahsetmiyorum. Paralel yapı düşman. PKK düşman. DHKPC örgütü düşman. TKPML düşman. Bir de görevi gereği Kılıçdaroğlu düşmandır.

Ülke için kötü düşünen kim varsa Allah belasını versin.

Bu ülke için taş taş üstüne koyan her kesten Allah razı olsun.

Tüm olumsuzluklara, ülke düşmanlarımızın yerli işbirlikçilerine rağmen dört dörtlük rayına oturmuş ülkemizi kimse raydan çıkarabilme gücüne ulaşamayacaktır.

Saygılarımla…

Bakmadan Geçme