• Haberler
  • Güncel
  • KILIÇDAROĞLU: VAN'IN GELİŞMESİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

KILIÇDAROĞLU: VAN'IN GELİŞMESİ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ

Van'da düzenlenen Belediye Başkanları Çalıştayında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van için sınır ticaretinin önemine değinerek 'Van'ın gelişmesi için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Vanlı kardeşlerime sözümdür, iktidarımızda, Millet İttifakı'nın iktidarında, görecekler, Van'ın nasıl büyüdüğünü, geliştiğini bölgenin nasıl kültür, sanayi, üretim, turizm merkezi olduğunu herkes görecek. Söz veriyorum önce Vanlılar görecek' dedi.

Vansesi Haber Merkezi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu beraberindeki Genel Başkan Yardımcılar Seyit Torun, Oğuz Kaan Salıcı, Onursal Adıgüzel, Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka, Gençlik Kolları Başkanı Gençosman Killik ve 11'i büyükşehir olmak üzere 248 belediye başkanı ile birlikte Van’da düzenlenen Belediye Başkanları Çalıştayına katıldı.

“Tüm sorunların farkındayız”

Çalıştayda konuşan Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin en güzel kentlerinden birinde, Van’da buluştuk. Van’ın bizim açımızdan özelliği, bir belediye başkanımızın bile olmaması. Ama Van’ı gezerken, değerli arkadaşlarım da gözlemlerini aktardılar, büyük bir kabul var. Herkeste bir beklenti var. Dolayısıyla bu beklentiyi, kabulü büyütmemiz gerekiyor. Bunu birlikte, beraber yapacağız. Sorunlar var, sorunların tümünün farkındayız. Sorunları çözmek gibi bir hedefimiz var, bir idealimiz var. Akılcı politikalarla sorunları çözmek istiyoruz. Sorunları çözerken kimsenin kimliğine inancına, yaşam tarzına kilitlenmeden, insanı insan olarak gören ve insanı bir değer olarak kabul edip o çerçevede sorunların çözümüne kilitlenen bir hedefimiz var” dedi.

“Olağanüstü güzel bir coğrafyası var”

Van’ın olağanüstü güzelliklerinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Van’dayız, 7 bin yıllık bir tarihin üzerindeyiz. 3 bin yıllık Van Kalesi hala ayakta, dipdiri duruyor. Az önce Van Kedisini gördük. Otlu peynirini, şelalelerini gördük. Görkemli bir tarih var. Olağanüstü güzel bir coğrafyası var. Dolayısıyla çok saygın, zengin bir kültürü içeren ve o kültürü koruyan Vanlı kardeşlerimiz var. Van’ın 16. yüzyılda önemli bir yazarı var. Fekiye Teyran. Bu yazar Yaşar Kemal’in ‘Karıncanın Su İçtiği’ romanında da geçen bir yazarımız. Masalları ve destanları en güzel anlatan yazarlardan birisi. Vanlı pek çok sanatçı var. Erol Evgin, Funda Arar, Sinan Çetin, gazeteci Fatih Altaylı, Mahmut Turgut fotoğrafçı, Uğur Yücel, Ruhi Su, İlker Kaleli gibi değerli sanatçıları, yazarları, çizerleri, romancıları, öykücüleri bünyesinde tutan bir kent” diye konuştu.

“Van’ı büyütmek bizim boynumuzun borcudur”

Van’ın kaderine terk edilen bir şehir olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Burası büyümeye hazır olan bir kent. Tek sorunu var. Van’a kilitlenen bir siyasal anlayış yok. Van biraz terk edilmiş, dışlanmış durumda; Van’ın sorunlarıyla ilgilenen bir siyasal anlayış yok. Ama Van’daki tabloyu ters yüz edip Van’ı büyütmek de bizim boynumuzun borcudur. Özellikle il başkanına söylüyorum. Sayın Başkan konuşurken, ‘İnşallah kentimizin kaderini değiştirirsiniz’ dedi. Sayın Başkan, sadece Vanlıların kaderini değil, söz veriyorum Türkiye’nin kaderini değiştireceğiz. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Her grubun huzur içinde yaşadığı bir Türkiye inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Kayyum atamalarına karşı ciddi bir rahatsızlık var”

Kayyum atamalarına değinen Kılıçdaroğlu, “Bölgede yerel yönetimlerle ilgili ciddi bir sorun var. Kayyum ataması var. Kayyum atamasından duyulan ciddi bir rahatsızlık var. Alanda da görüyoruz bunu. ‘Seçtiğimiz belediye başkanına görev yaptırmıyorlar’ deniyor. Vanlı kardeşlerime ve yine kayyum atanan bütün belediyelerin bulunduğu yerdeki vatandaşlarıma seslenmek isterim. Kayyum uygulamasına karşıyız. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nde bunu gayet açık ve net ifade etmişiz. Aynen okuyayım: ‘Yeni bir merkez-yerel dengesi oluşturulacaktır’ diyor. Hedefimiz bu. ‘Yerel yönetimlerin gelirleri artırılacak’ deniyor. Evet, gelirleri artırılacak. Bu konudaki hedefimiz de çok belli. Belediye başkanı arkadaşlarıma da söyleyeyim, ilk yerel yönetimlere aktarılacak kaynak taşıt alım vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi. Park sorununu siz çözeceksiniz, vergiyi onlar alıyorlar. O verginin size gelmesi lazım. Kayyum uygulamalarına son verilip, seçimle gelen belediye başkanlarının ancak seçimle gidebilecekleri konusundaki taahhüdümüz var. Bunu kurultayımız kabul etti. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nin dışında yine aynı şekilde, altı liderin bir araya gelerek oluşturduğu ve kamuoyuyla paylaştığı güçlendirilmiş parlamenter sistem metninde de kayyum uygulamasına son vereceğimizi, seçimle gelenin seçimle gideceğini, milletin iradesine saygı duymanın da demokrasinin gereği olduğu bir şekliyle ifade edildi” şeklinde konuştu.

“Van’ın nasıl değerli bir kent olduğunu herkes görecek”

İktidar olmaları halinde Van’ı hak ettiği yere getireceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Bugün sabahleyin Vanlı bir kardeşim medya aracılığıyla, ‘Kılıçdaroğlu acaba bizim eve gelebilir mi, uzun süredir elektriğimiz yok, borcumuzu ödeyemiyoruz.’ Gittim. Ziyaret ettim. Bu mahallede dediler, buna benzer çok ev var, yoksulluk diz boyu dediler. Eğer sosyal devlet, sosyal devletliğini yapmazsa, siyasi otorite sosyal devletin yapması gerekeni yaptırtmazsa; bana oy vermedi diye cezalandırırsa; Vanlılardan şunu bekliyorum, bize katılacaksınız. Bize destek vereceksiniz. Beraber olacağız, birlikte olacağız. O zaman göreceksiniz Van’ın nasıl Van olduğunu göreceksiniz. Sadece Vanlılar değil, İranlılar da görecek Van’ın nasıl değerli bir kent olduğunu. Türkiye de dünya da görecek” dedi.

“Savaş meydanlarında kurulan bir partiyiz”

CHP’nin savaş meydanlarında kurulduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de ciddi sorunların olduğunu biliyoruz, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini de biliyoruz. Paramiliter güçlerle kendilerine yeni alanlar açtıklarının da farkındayız. SADAT ve benzeri kuruluşlar, onlardan birisi şöyle bir ifade kullanmış; ‘Biz bu vatanı Türkiye düşmanlarıyla iş birliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz. Yani demokrasiye inanmıyoruz, kimse sandıkta galip gelirse ben izin verirsem iktidar olabilir’ diyor. Senin boyunu, posunu görmek isterim ben, sen bu lafı ediyorsan arkanda birileri var ona güveniyorsan asla ve asla ona güvenmeyeceksin, güveneceğin birisi varsa onu da açık ve net söyleyeyim bu ülkede Kuvay-ı Milliyeciler vardır, bu ülke sahipsiz bir ülke değildir. Ne derlerse desinler. SADAT’ın önüne gittiğimde korkundan içeri kaçtılar. Bizi korkutacaklarını sanıyorlar, bizim adımızı CHP, biz savaş meydanlarında kurulan bir partiyiz. Biz öyle avukat bürolarında kurulan bir parti değiliz. Bizi tanımıyorlar, korkutacaklarını sanıyorlar, sizin feriştahınız gelse bizi korkutamaz” diye konuştu.

“Van’ın büyümesini, bölgenin yıldızı olmasını istiyorsanız bize katılın”

Vanlıların CHP’ye katılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Vanlı kardeşlerim evet Türkiye güzel, evet Van da güzel, Van’da Vanlı kardeşlerim huzur içinde yaşamak istiyorsa bize katılın diyorum onlara. Bu bölgede huzur içinde yaşamak istiyorsanız bize katılın. Van’ın büyümesini, bölgenin yıldızı olmasını istiyorsanız bize katılın. Kayyum uygulamasına son verilmesini, seçimle gelenin seçimle gitmesini istiyorsanız, oyunuzun değeri olsun istiyorsanız o zaman bize katılacaksınız. Van’ın görkemli tarihinin ve doğa güzelliklerinin sadece bölgede değil bütün Türkiye’de ve dünyada duyulmasını istiyorsanız bize katılacaksınız. Sınır ticaretinin gelişmesini, komşu ülkelerle ekonomik ve sosyal ilişkilerin gelişmesini istiyorsanız bize katılacaksınız. Düşüncesini ifade etti diye hapse atılan kişilerin ya da düşüncesinden ötürü hiç kimsenin hapse atılmasını istemiyorsanız, Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını istiyorsanız, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız” dedi.

“Bu ülkeyi sevenler beraber olmak zorunda”

Ülkeyi seven herkesin beraber hareket etmek zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Devleti soyan beşli çetelerden, uyuşturucu baronlarından şikâyet ediyorsanız bize katılacaksınız. Devletin ahlakla, adaletle, erdemle, bilgiyle, birikimle yönetilmesini istiyorsanız bize katılacaksınız. Hiçbir vatandaşın kimliğinden ötürü, inancından ötürü, yaşam tarzından ötürü suçlanmasını ya da ötekileştirilmesini istemiyorsanız bize katılacaksınız. Bu ülkeyi sevenler beraber olmak zorundadırlar, bu ülkenin çıkarını savunanlar beraber olmak zorundadırlar, bu ülke için çalışmak isteyenler beraber olmak zorundadırlar. Doğu, batı, güney, kuzey ayrımı yapmadan toplumun her kesiminin kucaklanmasını istiyorsanız yine bize katılacaksınız. Unutmayın biz CHP’yiz, halkın partisiyiz, sizin partiniziz, sizin için çalışıyoruz. Her gittiğimiz yerde duyduğumuz bir sözcük var; adalet. Bu memlekette gerçekten adalet istiyorsanız, gerçekten de bir kişinin mağdur edilmemesini istiyorsanız, herkesin aşı, işi olsun istiyorsanız, evlatlarınıza haksızlık yapılmasın istiyorsanız, hiçbir çocuk yatağa aç girmesin bunu arzu ediyorsanız siz de iyi koşullarda hazırlanın, çocuklarınız iyi koşullarda okusun diyorsanız tek bir adresiniz var, açık ve net ifade ediyorum o adresin adı CHP’dir” ifadelerini kullandı.

“Vatandaşlar nefes alamıyor”

Kılıçdaroğlu son olarak şunları söyledi; “Biz beraber olmak zorundayız. Birlikte olmak zorundayız. Kavgadan uzak durmak zorundayız. Beraber, birlik olursak hızla büyüyebileceğimizi göreceksiniz. Türkiye zengin bir ülke. Saman ithal eden bir Türkiye istemiyoruz biz. Şeker, buğday ithal eden bir Türkiye istemiyoruz biz. Yozgat’ın kokulu mercimeği varken dışardan mercimek ithal etmek istemiyoruz biz. Van’ın ovaları, yayları varken dışarıdan canlı hayvan ithal edilmesini, et ithal edilmesini istemiyoruz biz. Bizim halkımız, insanımız üretecek. İnsanımız zenginleşecek. Bunu istiyoruz. İstediğimiz şeyler bizim kişisel arzumuz değil. Toplum için, halkımız için istiyoruz. Hangi görüşten, hangi partiden olursa olsun herkes için istiyoruz. O açıdan bütün vatandaşlarıma tekrar seslenmek isterim. Evet, bir sorun var Türkiye’de. Evet vatandaşlar nefes alamıyor. Evet evlerde huzursuzluk var, ciddi bir işsizlik var. Evet gençler geleceği yurt dışında aramaya başladılar. Evet bilim insanları yurt dışına gitmeye başladı. Üniversiteler bilgi üretemez noktaya geldi. Bunların hepsinin farkındayız. Çiftçinin bir dilim ekmeğe muhtaç olduğu bir tablo karşımızda duruyor. Tarlaların ekilmediği bir Türkiye görüyoruz artık. Bir dönüşüme ihtiyacımız var. Bir değişime ihtiyacımız var. Bir ayağa kalkmaya ihtiyacımız var. Bir çalışmaya ve bir alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Bunu yapacağız. Beraber yapacağız. Birlikte yapacağız.”

Bakmadan Geçme