Kim bu çocukların öğretmeni
Ülkemizde bir milyona yakın öğretmen okullarda görev yapıyor. Bu öğretmenler yaklaşık yirmi milyon öğrenciye eğitim veriyor. Seksen milyon nüfuslu koskoca bir ülkenin eğitim hamuru eğitimci bir ordu tarafından yoğruluyor. Peki, bu hamur istendiği gibi şekil alabiliyor mu?
Ülkemizde bir milyona yakın öğretmen okullarda görev yapıyor. Bu öğretmenler yaklaşık yirmi milyon öğrenciye eğitim veriyor. Seksen milyon nüfuslu koskoca bir ülkenin eğitim hamuru eğitimci bir ordu tarafından yoğruluyor. Peki, bu hamur istendiği gibi şekil alabiliyor mu?
Sokakta eğitimlisi eğitimsizi kime sorsanız size gidişat iyi değil diyecektir. Askerleri eğiten bir komuta sorsanız her yıl askere katılanların bir önceki dönemi arattığı, okuldaki öğretmene sorsanız her sene okla gelenlerin bir önceki dönemi arattığı cevabını alırısınız. Dünyadaki gelişmelere, birçok alanda ilerlemelere rağmen gün be gün insan kalitesinin düştüğünü görüyoruz. E, durum böyle olunca insan ister istemez gözünü ülkenin eğitimden sorumlu bakanlığına dikiyor. Çocuklarımızı, gençlerimizi neden eğitemiyoruz? İnsan kalitemiz neden her geçen yıl daha da düşüyor?
Bu sorulara yanıt ararken oklar ülkemizin eğitim yükünü sırtlamış öğretmenlere dönüyor. Hani meşhur bir serzeniş vardır ya "Kim bu çocukların öğretmeni?" diye. Söz döner dolaşır öğretmene, benim canım öğretmenime gelir. İnsanları eğitemiyorsak bunun sorumlusu öğretmenlerdir denir. Öyle mi? Kimse kusura bakmasın hiç de öyle değil!
Yaşadığımız çağda insani niteliklerin çöküşünün, ahlaki değerlerin azalmasının, güvenin, saygının, hoşgörünün zayıflamasının faturasını sadece öğretmenlere, eğitimcilere çıkarmak elbette yanlış olur.