Kıran: Yandaş Olmayanlara Yaşam Hakkı Tanınmıyor

Vansesi Haber Merkezi

 Van’da ekonomik krizin olduğunu belirten Hak -Par Genel Başkan Yardımcısı Av. Abdulmenaf Kıran, 2011 Van depreminden sonra gelen yardımların, gerekse hükümetin Van ili için bütçeden ayırdığı ödeneklerin rasyonel kullanılmadığını, Van’ın yeniden inşası ile ilgili yapılan geçici ve kalıcı konutların ihalelerinin hemen tamamı, Van dışındaki taahhüt firmalarına verildiğini kaydederek söz konusu firmaların malzemeyi dışarıdan getirdikleri gibi, işçi ve kalifiye elemanların bile il dışından getirildiğini söyledi. İhalelerin partizan bir tutum ile gerçekleştiğini ileri sürdü.

Yazılı basın açıklaması yapan Hak- Par Genel Başkan Yardımcısı Van Barosu Avukatlarından Av. Abdulmenaf  Kıran, “ Hükümet hemen hemen  ihalelerin tamamını yandaş kişi ve firmalara peşkeş çekti. Dolayısıyla Van’daki ekonomik faaliyetin artı değerlerinin tamamı Van ili dışına taşınmış oldu. Bunun sonucu olarak Van ilinde ekonomi canlılığını yitirmeye başladı” dedi.

Van ilinde resmi istatistiklerin işsizliği yüzde 10.5 civarında gösterdiğini vurgulayan Kıran, “Bu istatistikler kesinlikle doğru değildir. Van ilinde işsizlik oranı yüzde 50-60 civarındadır. Hükümet derhal kamuda istihdam oranını OECD ülkeleri düzeyine çıkarmalı ve Van ili için özel kota uygulanmalıdır”  ifadelerine yer verdi.

Hak -Par Genel Başkan Yardımcısı Av. Abdulmenaf Kıran çeşitli konuları ele aldığı basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi: 

Van depreminden sonra imar planı bir türlü kesinleşemedi. Bunda hem hükümetin  hem de Yerel yöneticilerin kusuru vardır. Şehir imar planı çıkmayınca inşaat sektörü adeta Van ekonomisinden çekilmiş oldu. Genel ekonomik icraatın yüzde 45’i inşaat sektörü ile idame oluyorken, bu potansiyel tamamen devre dışı edildi.

MÜTEŞEBBİSLER BU ŞEHİRDEN KAÇIYOR

Van cazibe merkezi olacağına, bu gün terk edilen bir şehirdir. Her yıl ortalama yüzde 5 civarında göç veriyor. Van Türkiye’de göç veren şehirlerarasında açık arayla birincidir. Bir yandan ekonomik yaşam standardı, tüm Türkiye’ye göre geride kalmış. Öte yandan iş çevreleri üzerinde uygulana gelen normal bir demokraside olmaması gereken müdahaleler, müteşebbisleri bu şehirden kaçırtıyor. Sermaye ürkek ve naziktir. Güvenli bulmadığı iklimde yeşermez. Kamu kesimi, yeterli yatırım yapmadığı gibi özel sektörde güvenli bulmadığı şehrimizde yatırım yapmıyor. Bunun da tabii sonucu ekonominin dibe vurmasıdır.

 32 BİN İCRA TAKİBİ BAŞLATILMIŞ

Sadece 2014 yılının ilk 11 ayında yine sadece Van ilinde yaklaşık 32 bin icra takibi başlatılmış. Bu miktar önceki yılların 1 katından fazladır. Şu anda Van ilinde her üç aileden biri icra takibi altındadır. Nüfusun yüzde 80’ni borç batağı içindedir.

 DEMOKRASİNİN GELİŞİMESİNE MÜSAADE ETMİYORLAR

Gerek hükümet, gerekse yerel yönetimler ekonomik kaynakların başını tutmuşlar, en ufak bir sızıntıya bile müsaade etmiyorlar. Yandaş olmayanlara yaşam hakkı tanınmıyor. Hem hükümet hem de bölgenin güçlü siyasal aktörleri ilimizde demokrasinin gelişmesine müsaade etmiyorlar. Neredeyse bütün meslek odaları ve STK’lar bile bu iki hegemonik güç tarafından paylaşılmış. Farklı seslerin kamuoyuna yansımasına izin verilmiyor.

 CİNSİYET AYRIMCILIĞINI REDEDİYORUZ

İlimizde kadına karşı şiddet ve çocukların cinsel istismarı fiilleri çok yaygınlaştı. Ekonomi bozulunca insanların psikolojisi de bozuldu. Kamu düzeni korunmaz hale geldi. Geleneksel kurumlar bu ortamı fazlasıyla kullanıyor. Sonuç olarak da kadın cinayetleri adeta teşvik ediliyor. Hak-Par olarak biz her türlü cinsiyet ayrımcılığını ret ediyoruz ve kadına karşı şiddetti nefretle kınıyoruz.

 DEMOKRASİNİN ÇITASI GİTTİKÇE GERİLİYOR

Sayın Başbakan Van’a geliyor. Van halkına soyut vaatlerden ve Yeni Türkiye iddiasını satmaktan vaz geçsin. Van’ın ekonomisinin canlanması için somut adımlar atsın. Yeni Türkiye’de demokrasinin çıtası gittikçe geriliyor. OECD ülkeleri içinde basının en az özgür olduğu ülkeyiz. Muhalefet, muhalefet etme ortamı bulamıyor.

 MUHALİF BASIN SUSTURULMUŞ

Hükümet toplumun refahı, özgürlük ve kamu düzeni ile uğraşacağına, her kese haddini bildirmekle meşguldür. Ciddi bir toplum mühendisliği projesi önüne koymuş,siyasal iktidarın yetkilerini her gün biraz daha genişletirken, birey özgürlüğü ve kamu düzeni için, temel hak ve özgürlüklerin korunması için oluşturulan kurumların, yetkileri birer birer budanıyor yada işlevsiz hale getiriliyor. Muhalif basın susturulmuş, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ortadan kaldırılmış, görülmekte olan davalarla ilgili dahi hükümet hiç yorum yapmaması gerekirken adeta yargıyı yönlendiriyor. On yıl önce işkenceye sıfır tolerans, şiarını dilinden düşürmeyen hükümet sözcüleri, bu gün bunu tamamen unutmuş, işkence artık vak’iadiyeden bir hal almıştır. Hükümet derhal yönünü AB’ye çevirmeli. AB’nin demokratik değerlerini benimseyerek, Yeni Osmanlıcılık sevdasını bırakıp, modern, çağdaş, çoğulcu demokrasiye yönünü dönmelidir. Van ilinde birikmiş vergiler terkin edilmeli. Van ili için Kamu Harcaması artırılmalı, yeni yatırımlar yapılarak, geniş istihdam olanakları sağlanmalıdır.

  ENGELLER KALDIRILMALI

 Çözüm süreci bir kez daha akamete uğratılmamalı. Hükümet yapması gerekenleri,ayak sürtmeden ve karşılık beklemeden derhal yapmalı. Güven verici adımları atıp,çözüm sürecini topluma mal etmelidir. İlk etapta, genel siyasi bir af çıkarmalı ve anadilde eğitimi bir hak olarak kabul etmelidir. Demokrasiyi geliştirmek için özellikle Kürtlerle ilgili tüm yasaklamalar yasalardan çıkarılmalıdır. Barışçıl, demokratik siyaset önündeki engeller kaldırılmalı. Siyasal katılımı, sadece seçimlere indirgeyen tutumdan vaz geçilmelidir. Milli İrade diye diye, milli iradenin teşekkülünü manipüle eden tutumunu süratle terk etmelidir. Basının susturulduğu, muhalefetin siyaset yapmak için uygun ortam bulmadığı, seçimlere katılan partilerin bile eşit koşullarda yarışmadığı bir ortamda milli iradenin özgürce teşekkülü söz konusu olamaz. Adaletin olmadığı, hukukun soyut ve genel düzenleme içermediği bir ülkede milli iradeden bahsedilemez.

 YAŞAMA KOŞULLARINI BİRLİKTE OLUŞTURALIM

Hak-Par olarak diyoruz ki, gelin özgür, demokratik, müreffeh bir ülkeyi birlikte inşa edelim. İnsanın insana kulluğunu kaldıralım, geçim derdiyle insanların kanaat ve fikirlerini test etmeyelim. Her kese, insanca yaşama koşullarını birlikte oluşturalım. Kürt sorununu da bu ilkeler ışığında demokratik federal bir zeminde çözelim. Hegemonik otoriter yapı ve tutumlara karşı, demokrasi ve özgürlükten yana tavır alalım.