Kirâmen Kâtibin Melekleri

Geçtiğimiz Salı günü konuşmasında Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu hayli duygusal bir konuşma yaparak veda sinyallerini vermeye başlamıştı. Zaten bir gün önce sosyal medyaya Fatih Altaylı adıyla düşen haberlerde Başbakan değişikliğinin kaçınılmaz olduğu anlaşılmıştı.

Davutoğlu hoş konuştu, güzel konuştu ve damardan girmeye özen gösterdi. Benim en çok dikkatimi çeken İslam Dininde Küf Suresinde sözü edilen sağ ve sol omuzlardaki meleklerden söz etmesiydi.

"Omuzlarımızdaki melekler neler yaptığımızı eksi ve artılarıyla yazmıştır. Yarın hak divanında hesap verdiğimizde bu kayıtlar değerlendirilecektir."

Biliyorsunuz İslam inanışına göre Rakip ve Atid adlı meleklerden biri sevapları yani iyi işleri diğeri de kötü olanları yazarmış. O kâtiplerin yazdıkları mahşer günü tek tek değerlendirip günahlar ve sevaplar tartılırmış.

Davutoğlu'nun kusursuz hatipliği sürerken gözlerimin önünden barış süreci geçti… Seçimlerdeki hile iddialarını düşündüm… 17 ve 25 Aralık skandalıyla ilgili sessizliği geldi aklıma… Gezi eylemlerinde orantısız güç kullanan güvenlik güçlerinin kıydığı genç hayatları, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında özgürlüklerinden ve hatta canlarından edilen askerleri, komşumuz Suriye ile ilgili dış politikanın yarattığı sıkıntılar yüzünden yurtlarını yuvalarını terki diyar eyleyen sığınmacıları düşündüm…

Acaba dedim Kirâmen Kâtipleri tüm bu olumsuzlukları sorumluların sol omzundaki eksi hanesine kaydettiler mi?

Şimdi o da diyecek ki; köprüler, yollar, alt ve üst geçitler yaptık. Sağlıkta göreceli olsa bile reformlara imza attık.

Ve bende diyeceğim ki kral çıplak diyen gazetecileri Silivri'ye tıktınız, özgürlüklerinden edip, sağlıklarına ölümcül zararlar verdiniz. Barış sürecindeki başarısızlığınız yüzünden partinizden kopan oylar uğruna Doğu ve Güneydoğu'da yuvalanan terör örgütlerine göz yumdunuz bunun acısını mazlum halklardan çıkardınız.

O diyecek ki bütün bunları istikrar için yaptık.

Ve ben ikna olmayacağım…

Dış politikadaki uzak görüşünüz ve dar vizyonunuz yüzünden turizmi öldürdünüz.

Sonra da ekleyeceğim tüm bunlar için bahaneler ürettiniz; yönetme ve yönlendirme sorumluluğu sizde olduğu halde eski yol arkadaşlarınızı paralel diye adlandırıp suçu ve başarısızlıkları onların üzerine KANDIRILDIK diye attınız.

Metropol kentlerde patlayan terör bombaları yurttaşlarınızın canını alırken bile yetkin istihbarat ağı yapılandırmak yerine sessizliği yeğlediniz. Unutmayınız ki yanlışı yaptırana ya da yapana göz yummak da bir insanlık suçudur.

Şimdi sorarım size… Turizm mevsimi kapıya gelip dayanmışken bacasız sanayi denen sektörle ilgili B planı yaptınız mı? Bu alanda rızk kollayanlara kol kanat açtınız mı?

Adalet üzerindeki şaibeleri dağıtmak için özgürlükler adına hangi tedbirlere başvurdunuz?

Evet Sayın Davutoğlu Kirâmen Kâtipleri tüm bunları kaydettiyse eğer işiniz çok zor.

Ama inanmanızı isterim ki; tarih ve bu ülkede düşünerek ve inanarak yaşayan insanların bellekleri, vicdanları tüm bu kaygı yaratan olayları tek tek yazdı. Geldim işte gidiyorum demekle iş bitmiyor. Bu dünyanın hesabını öteki dünyaya bırakmayacak adaletli günlerin de geleceğine inancım çok.

Dilerim sizi bir çırpıda mevki ve makamınızdan çekip alanları ruh ve aklınızdaki derin sis tabakası dağıldıktan sonra düşünür, sonrada oturup yaşadıklarınızı kaleme alarak anlatırsınız. Unutmayın ki kutsal kitapta adı geçen kâtip meleklerden önce bu ülkenin de bir hafızası vardır ve o hafızada sizin de kaydınız mevcuttur.

İlginçtiniz.

Size güle güle diyorum.

Bakmadan Geçme