KORKU ÇAĞI

Albert Camus Denemeler adlı kitabındaki “Korku Çağı” başlıklı yazısına “17. yüzyıl matematik çağı, 18. yüzyıl fizik çağı, 20. yüzyılımız korku çağıdır.” dedikten sonra şöyle devam ediyor.

“Ama bu korkuda bilimin payı var. Çünkü kuramsal alandaki son gelişmeleri onu kendi kendini yadsımaya götürdü; pratik alandaki gelişmeleri ise, bütün dünyayı yok edebilecek duruma geldi. Üstelik korku bir bilim sayılmasa bile, onun bir teknik olduğu su götürmez.”*

1913 – 1960 yılları arasında yaşamış olan Fransız düşünür ve yazar, eminim ki, bu cümleleri yazarken gerçekte insanlık tarihinin birileri için her zaman korku çağı olduğunu en az bizim kadar biliyordu.

Bizim tarih kitaplarımızda çok anlatılmadığı, vurgulanmadığı için pek çoğumuzun habersiz durumda olduğu ve yüzyıllar süren bu sömürü, işgal, yayılmacılık birilerini söz sahibi, ganimet sahibi, köle sahibi edip azdırırken başka birilerini de korkunun karanlığında bırakmış, her türlü can ve mal kayıplarının başlıca nedeni olmuştur.

İngiltere’nin de içinde olmak üzere Avrupa Ülkeleri, Amerika, Rusya yayılmacı politikalarla çok uzak ülkeleri zorbaca yöntemlerle kontrolleri altına almış, maddi – manevi sömürmüş, karşı çıkanları da sorgusuz sualsiz yok ederek, işkence altına alarak, zindanlarda çürüterek korku imparatorlukları kurmuşlardır. Önce kara bir gölge gibi üzerlerine düştükleri ülkeleri sonra da bütün dünyayı kontrol etmek için bilinen – bilinmeyen, gizli - açık ittifaklar oluşturmuşlardır.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN

Bakmadan Geçme