Külünüzün kıymetini bilin
Hiçbir kimyasal madde içermeyen, insana ve çevreye zararı olmayan odun küllerinin çöpe dökülmesi artık engellenmelidir.
Mahallemizin odun ateşiyle ekmek yapan kara fırınından geçenlerde ekmek alırken kor gibi yanan odun ocağının önünde biriken gri kül dikkatimi çekti. Fırıncı dostumuza çıkan külü ne yapıyorsunuz diye sordum. Hiçbir şey yapmıyoruz, çöpe döküyoruz dedi. Odun külünün değerlendirildiği eski günleri anımsayarak fırıncının verdiği yanıta doğrusu şaşırdım. Şaşırdım çünkü yanmış odundan geri kalan, yaşayan bir kültürün ürünü olan külün çevreyi kirleten, işe yaramayan çöpe gidecek sıradan atık olmadığını biliyorum.
Büyük kısmı kalsiyum karbonat olan odun külü geçmişin yokluk zamanında hayatımızın birçok alanında kullanıldığı gibi, doğal ürünlere önem verenler tarafından bugünde kullanılan mineraldir.
Kül deyip geçmemek gerekir.
Kül; yanma sonrası açığa çıkan ve daha fazla yanmayacak olan katı maddelerin bileşimidir. Külün yapısında sülfat, fosfat, karbonat, klor gibi birçok elementin yanı sıra alkali ve toprak alkali metalleri de bulunur. Azot, karbon, oksijen ve hidrojen ise külün yapısında kesinlikle bulunmazlar. Külün tuzu karbonattır. Bu yüzden kül, sodyum karbonat yerine kullanılmaktadır.
Çocukluğumuzun eski Van'ında doğalgaz, kalorifer yoktu. Şahmanıs kömürünün kullanımı da pek yaygın değildi. Sonbahar aylarında evlerimizin önüne kış boyu ısınmada kullanacağımız odun dökülürdü. Odun kırıcılar tarafından ağır baltalarla kırılan odunlar aile yardımlaşmasıyla şenlik havasında odunluğa taşınır, annemiz tarafından muntazam şekilde istif edilirdi. Odun kırıcılar da işlerini birkaç gün içinde bitirdikten sonra kırma bedelinin yanı sıra odunları üstünde kırdıkları kütüğü balta hakkı olarak sırtlayarak evlerine götürürlerdi. Kırılan odunlardan kalan talaşlar ise tutuşturucu olarak soba yakılırken kullanılmak üzere bir kenara yığılırdı.