Kurban Bayramı;Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayramdır. Ramazan Bayramı ile beraber İslam dinindeki en önemli iki bayramdan biridir. Kurban Bayramı, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olun birçok ülkede dinî bayram olmasının yanı sıra resmî tatil ilan edilir. Kurban Bayramı, aynı zamanda İslam âleminin her yıl Mekke’de hac farizasını ifa ettikleri vakittir. Bayramda da Bayram Namazı kılınır ve Bayram hutbesi okunur. Tarihçe Dini kaynaklara göre İbrahim Peygamber, oğlu İsmail Peygamber’i Tanrıya kurban etmek ister. Ancak onun yerine bu manevi adanışın kabulü sebebiyle kendisine gönderilen bir hayvanı kurban eder. Kökenbilim Bu bayram adını Müslümanların Allah rızası için büyük baş veya küçük baş hayvan kurban etmesinden alır. Kurban, Türkçeye Arapçadan geçmiş bir sözcüktür. Arapça ku-r-b kökünden türemiş olup,sözlükte “yaklaşmak” anlamına gelir. Istılahta, yani bir İslam dini terimi olarak Kurban, Allah’a yaklaşmak ve Allah rızasına ermek niyetiyle kesilen, kurban edilen, hayvan demektir. Kur’an’da geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail ile ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramı, çok daha genel bir adanmışlığı, Allah için bireyin her şeyini feda edebilecek olmasını, Allah’a teslimiyeti ve ona karşı şükür içinde olmayı ifade etmektedir. Kurban Bayramı farklı dillerde ve farklı kültürlerde, kültürel etkilerle de, farklı isimlerle anılmaktadır. Arapça İyd-el Adha şeklinde okunan tüm dünyada yaygın olan bir isimdir. Türkçede Kurban Bayramı olarak anılırken, Hindistan ve Pakistan’da bayrama genelikle Bakra Eid denir ki bunun anlamı “Keçi Bayramı”dır; bu ülkelerde sıklıkla kurban edilen hayvan keçidir. Bakra Eid Güney Afrika’da da kullanılan bir isimdir. Bangladeş’te kullanılan yaygın isimlerse İd-ul-Azha ve Korbani İd’dir. Türkçe ismine benzer bir şekilde Bosna Hersek, Bulgaristan da Koç bayram, Arnavutluk’ta Kurban Bajram şeklinde anılır. Nijerya’da Babbar Sallah, Somali’de ve Kenya ile Etiyopya’nın Somalice konuşan bölgelerinde ise Ciidwayneey olarak anılır. İbadet Ne Demektir? İbadetin ruhu
niyettir, kalbin bütünüyle Allah’a yönelmesi ve bağlanmasıdır. Ruhsuz bir beden
işe yaramadığı gibi, niyetsiz ibadetin de değeri yoktur. Bu sebeple; ibadetin ,
hem beden, hem de ruhla yani bütün varlığımızla şuurlu olarak ve samimi bir
niyetle yapılması esastır. Allahü Teala’nın emri olan ibadet, dini bir görevdir.
İbadetlerimiz, dinimizin temelidir. Allah katında
makbul olan ibadet, çıkar düşüncesi olmadan samimi bir niyet ve ihlâsla yapılan
ibadettir. Bununla beraber, ibadetlerde bizim için maddi ve manevi pek çok
faydalar olduğu da bir gerçektir. Allah’ü Teala yapacağımız ibadetlere muhtaç
değildir, fakat bizim ibadete ihtiyacımız vardır. İbadetlerin sağladığı faydalar
fert ve toplum olarak bize aittir. Eğer biz Allah’a karşı ibadet görevlerimizi
yerine getirir, O’nun sevgisini kazanırsak, Allah, bize, dünyadaki nimetlerinden
daha fazlasını ahirette verecek ve bizi sonsuz mutluluğa erdirecektir.
Bizi
yoktan var eden, bin bir çeşit nimete gark eden, rahmeti, bilgisi, gücü her
zerreyi kuşatan, sonsuz kudretin varlığını kabul edip de O’na karşı sonsuz bir
hayranlık ve minnet duymamak mümkün müdür? İşte ibadet, bir yönüyle de kulun bu
hayranlığını ve minnetini ifade eden bir vasıtadır. Samimi bir mü’min, her
hareketinin ve davranışının Allah’ın rızasına uygun olup olmadığını göz önünde
bulundurur. Böyle davrandığı takdirde yaptığı her meşru fiil bir ibadet olur.
İslâm’a göre; ibadet ederken, dua yaparken her hangi bir aracıya ihtiyaç yoktur.
Her insan doğrudan doğruya Allah’a el açıp yakarabilir. İbadet yapabilir.
Günahları af yetkisi de sadece Yüce Allah’a aittir. Allah’tan başka hiç kimse
günahı affedemez. İslâm ahlakıyla
bezenme de İslâm'ı yaşamanın en önemli göstergelerinden birini oluşturur.
Denilebilir ki; hiç bir din ve hiç bir düşünce sistemi İslâm kadar güzel ahlaka
önem atfetmez. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed "Ben ancak ahlaki faziletleri
tamamlamak için gönderildim" buyurmuştur. Bu yüzden müslümanın ahlakını
güzelleştirmesi en temel hedeflerden biri olmalıdır. Bu amaçla mü’min, İslâm'ın
istediği kişisel ve toplumsal görevlerini öğrenmek ve bunun sonucunda güzel
davranış biçimleri ile bezenmek, çirkin alışkanlıklardan kaçınmak durumundadır.
Fıkıh mezheplerinin
çoğuna göre udhiyye kurbanı sünnet olmakla birlikte Hanefi mezhebinde tercih
edilen görüş kurbanın vacip olduğu yönündedir. Ancak bir ibadetin farz olmayışı,
onu ibadet olmaktan çıkarmayacağı gibi, şeklinin de değiştirilmesini
gerektirmez. İbadetlerin; şekil, şart ve rükünleri olduğu gibi hikmetleri,
amaçları ve teşri gerekçeleri de vardır. İbadetlerdeki bu özelliklerin
birbirinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Kurban ibadetinin pek çok hikmeti
ve amacı vardır. Kurban sadece et yardımı amaçlı bir ibadet değildir. Hatta
etinin dağıtılması bile vacip değil, sünnettir. Bu ibadetin özü Allah’a
yaklaştıran maddi bir fedakarlık ve O’nun emrine bir bağlılıktır. Kur’an-ı Kerim
kurban ibadetinin eski millet ve topluluklar tarafından yerine getirilen bir
ibadet olduğunu ifade etmektedir. Zira, Kur’an-ı Kerim’de: “(Ey Muhammed!)
Onlara Adem’in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat! İkisi birer kurban
sunmuşlardı da birininki kabul edilmiş; diğerininki ise kabul edilmemişti..…”
buyrulmuştur. (Maide Suresi; 27) Saffat Suresinde de
(Ayet: 107); Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah
tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir.
Ayrıca diğer bazı ayetlerde de kurban ibadeti ile ilgili nasslar mevcuttur: “...
Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde
Allah’ın adını ansınlar. İşte bunlardan yiyin, sıkıntı içindeki fakiri de
doyurun.” (Hacc Suresi, 28) “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak
verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşru
kıldık.” (Hacc Suresi; 34) “Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah’a
ulaşacaktır: Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız,
gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc Suresi; 37) Kurban ibadeti
hicretin ikinci yılında eda edilmeye başlanmış ve Hz.Peygamber (s.a.s.)
hicretten itibaren on yıla yakın bir süre hep kurban (Udhiyye) kesmiştir.
(Bkz:Tirmizi 20, K.El-Edahi 11,Hadis No: 1507) Kurban edilecek hayvanın,
sağlıklı, azaları tam ve besili olması, hem ibadet açısından, hem de sağlık
bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve
düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzları kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve
memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz.
Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı
delik veya yırtılmış olması, kurban edilmesine mani teşkil etmez. Bütün
enfeksiyonlarda ve enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi, zoonoz hastalıklardan
korunmanın yolu, korunma önlemlerini bilmek ve uygulamaktır. İşte bu ve benzeri
konularda kurban kesmek isteyen vatandaşların kurbanlarını sağlık şartlarına
uygun olarak bizzat kesmelerine veya kestirmelerine yardımcı olmak
amaçlanmıştır. “Kurban ibadetini yerine
getirmek isteyen vatandaşlar için Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl vekâlet
yoluyla kurban kesim organizasyonu düzenlenir. Başkanlık bu hizmet için Türkiye
Diyanet Vakfı ile işbirliği yapar. Gerçek ve tüzel kişiler de bu Kararda yer
alan usul ve esaslara göre bizzat veya vekâlet yolu ile kurban kesebilirler,
organizasyon yapabilirler. “ Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye Diyanet
Vakfı ile işbirliği yaparak her yıl Vekâlet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonu
yapmaktadır.
Kurban İslam Dininin diğer
ibadetleri gibi bir ibadettir. Asıl olan ibadet şuuru ile bu görevi yerine
getirmektir.
İbadet; En geniş
anlamı ile Allah’a saygı ile boyun eğmek ve emirlerine itaat etmek demektir.
İbadet; saygı ve itaatin en yüksek derecesidir. Böyle bir saygı yalnız Allah’a
yapılır. Çünkü bizi yaratan ve çeşitli nimetler vererek yaşatan O’dur. İbadet,
sadece Allah’ın hoşnutluğunu (rızasını) kazanmak için yapılır.
Allah’a yakınlaşmak
anlamına gelen “kurban” ibadeti; kurban olarak kesilmesi uygun olan hayvanın,
ibadet niyetiyle usulüne uygun şekilde kesilmesidir. Kurbanın başlıca, udhiyye
kurbanı (kurban bayramında kesilen kurban), adak kurbanı, akika kurbanı ve Hac
ile ilgili olarak kesilen hedy kurbanları gibi kısımları vardır.
Kurban kesen, Allah’a yaklaşmış
ve O’nun hoşnutluğunu kazanmış olur. Kurban, aynı zamanda bir sosyal yardımlaşma
ve dayanışma örneğidir. Kesilen kurbanlardan maddi olarak daha çok yoksullar
yararlanır. Kimler kurban kesmekle
yükümlüdür?
Kurban kesmek, akıllı, buluğ çağına ermiş, dinen zengin
sayılacak kadar mal varlığına sahip ve misafir olmayan Müslüman’ın yerine
getireceği mali bir ibadettir. Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 20
miskal (80.18 gr.) altın veya bunun değerinde para veya eşyaya sahip olan kişi
dinen zengindir, dolayısıyla Allah'ın kendisine bahşetmiş olduğu nimetlere
şükran ifadesi ve Allah yolunda fedakarlığın nişanesi olarak kurban kesmelidir.
Hangi hayvanlar kurban olarak kesilir? Bu
hayvanlar hangi nitelikleri taşımalıdır?
Kurban; koyun, keçi, sığır,
manda ve deveden olur. Bunların dışındaki hayvanlar kurban olarak kesilemezler.
Kurban olabilmesi için, kurbanlık hayvanın süt dişlerini değiştirmiş olması
gerekir. Bu da, deve 5; sığır ve manda 2; koyun ve keçi 1 yaşını doldurunca
gerçekleşir. Bunun yanında, 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi
gösterişli olması halinde kurban edilebilir.
Kurban (udhiye),
eyyâm-ı nahr (Kurban kesme günleri) denilen Zilhicce ayının onuncu, on birinci
ve on ikinci günleri kesilir. Kurban kesim vakti, Bayram namazı kılındıktan
sonra, başlar; Zilhiccenin on ikinci günü (Kurban Bayramının 3. günü) güneş
batıncaya kadar devam eder. Bu geçen süre içinde gece ve gündüz kurban
kesilebilir. Ancak kurbanların gündüzleri kesilmesi uygundur. Kurban Bayramın
birinci günü kesmek daha faziletlidir. Diğer kurbanlarda ise herhangi bir vakit
söz konusu değildir. Vekaletle kurban
kestirilebilir mi?
Kurbanı, kişinin kendisi kesebileceği gibi,
vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir. Zira kurban mal ile yapılan bir
ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde ise vekâlet caizdir. Vekâlet yoluyla
kurban kestiren kişi kendi bulunduğu yerde birisine vekâlet verebileceği gibi,
başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekalet verebilir. Vekâlet, sözlü veya
yazılı olarak ya da telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları ile
verilebilir. Kurban eti nasıl
değerlendirilmelidir?
Hz. Peygamber, kurban etinin üçe taksim edilip,
bir bölümünün kurban kesmeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba,
tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, birinin de evde bırakılmasını tavsiye
etmiştir (Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 10). Ailenin durumuna göre etin tamamı da evde
bırakılabilir. Ancak, toplumda muhtaçların arttığı dönemde kurban etinin çoğunun
hatta tamamının dağıtılması uygun olur. Kurban derisi nasıl değerlendirilmelidir?
Kurbanın derisi, bir
fakire veya hayır kurumuna verilmelidir. Hz. Peygamber, veda haccında Hz.
Ali'ye, kurban olarak kesilen develerinin başında durmasını ve bunların derileri
ile sırtlarındaki çullarını sadaka olarak vermesini, kasap ücreti olarak
bunlardan bir şey vermemesini emretmiştir (Ebu Davud; Menasik, 20). Buna göre
kurban derilerinin para karşılığında satılması, kurbanın kesimi veya bakımı için
ücret olarak verilmesi uygun değildir. Sağlık
şartları
İnsanoğlu ihtiyaçları gereği hayvanlarla iç içe yaşamakta,
onların başta eti ve sütü olmak üzere birçok ürününden yararlanmaktadır.
Bunların doğal bir sonucu olarak da hayvanlarda görülen ve zoonoz olarak
adlandırılan bazı hastalıklar insanlara bulaşabilmektedir Özellikle Kurban
Bayramlarında çok sayıda hayvanın kesilmesi, kesim öncesi ve kesim sonrası
gereken kontrol ve hijyen kurallarına dikkat edilmemesi, kesilen hayvanlara ait
etlerin tüketiminde (saklama, hazırlama, pişirme vb.) gerekli hassasiyetin
gösterilmemesi birçok zoonoz hastalığı yayılmasına ve çok sayıda insanımızın da
bu hastalıklara yakalanmasına neden olabilmektedir.
Kurbanların satış ve kesim işlemleri yapılırken çevre temizliğine önem
verilmesi, bu yerlerdeki atıkların kaldırılması ve herhangi bir kirliliğe sebep
olmasını engelleyecek şekilde önlemlerin alınmasının sağlanması Kurban ibadeti
ve kurban hizmetlerinin yürütülmesinde dikkat edilmesi gereken hususlardandır.
Kurbanı vekâlet yoluyla kestirmek isteyenler
Kurban Bayramı Nedir Bayram İle İlgili Tarihçe