Son zamanlarda olaylara ve insanlara baktığımda dejenere olmuş bir toplum ve gerçek hayattan kopuk yaşayan sanal dünyaya teslim olmuş bireyler görüyorum.
Şuursuzluğun, duyarsızlığın kimliğine ve benliğine yansıdığı, hakkı kadar sorumluluklarının olduğunu bir türlü kavrayamayan bir yığın insanla bu zor günlerde yol almaya çalışıyoruz.
Yaşadığı kentten, toplumdan ve çevresinden habersiz olan.
Ekonomik ve sosyal sorunların can yakıcı etkilerini düşünmeyen.
Yürüdüğü kaldırımın kenarında susuz ağaçların etrafa zift gibi saçtığı berbat reçine zemininin üzerine umursamadan basıp geçen.
Kapısının önüne, penceresinin dibine her gün dökülen kokusu ve pis suyu etrafa saçılan çöp yığınlarından rahatsızlık duymayan.
Susuzluktan, bakımsızlıktan kuruyan ağaçların sararmaya yüz tutan yapraklarını “sonbahar erken geldi” diyerek safça yorumlayan.