Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri


AKÇAMAĞRA

HALİFE BOZBAYIR

İlim Sivas benim kangaldır kazam,

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Adın yüreğimde kapanmaz yaram,

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Çocukluğum geçti yüce dağında,

Hayvanları güttüm köy otağında,

Çok Tren bekledim ben durağında,

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Yazın tarlasında ekin biçerdik,

Derileni harman edip saçardık,

Suyu gözelerden alıp içerdik,

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Bizleri ayırdı derdi geçimde,

Dökülen dişimde o ak saçımda,

Gam yüklü gurbete giden göçümde

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Yüz on altı km çaputlu çalı,

Köylerin içinde kangalın dalı,

Gözümde tütüyor, köyümün halı,

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Bir mektup yazıp da postaya atsam,

Akçamağra seni, nasıl anlatsam,

Şiirimi şarkıma türküme katsam

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

Derede sıralı durur söğütler,

Hasretini çeker babayiğitler,

Bozbayır’ım sana yazdı beyitler,

Gönlümde sevdasın sen Akçamağra

-DİL KESİĞİ-

NEŞENUR EBRAR

Gece işte!

Uykuların en huysuzu debelenirken gözlerimde,

Geçmişin gıcırdayan kapı sesiyle

Canlanıyor anılar zihnimde yine.

Kekre bir kokuda iz sürüyor esrik düşlerim,

Ben'den önce biz'li zamanların bilmem hangi tarihinde.

Biz'den geçtiğin hasrete sürgün yollardan geçerken adımlarım,

Dirhem dirhem çöküyor yokluğun gözlerime.

Gidişinin ayakbağı dolanıyor bileklerime,

Kümeleniyor dilimin altında güme giden isyanlar.

Oysa saklıydı öfkemin ardında gidebilme ihtimaline dair korkular.

Şimdi yerle yeksan olsada tüm duygular,

Dedim ya;

Gece işte!

Serzenişim kendime belkide.

Sivrilip sivrilip  düşüyorsun da

Çığlık çığlık

Canı yanık

Kırık dökük sözcüklerden

Satır satır yaralıyorsun yüreğimi.

Bir yara ki cam'dan alâ dil kesiği!

BİR EYLÜL AKŞAMI BIRAKIP GİTTİN

GÜLBİN ÖZER

İkimiz birlikte yıllar boyunca

Siyah beyaz bir film izledik sanki

Gönlüme sonbahar mevsim olunca

Bir eylül akşamı bırakıp gittin

Yarım kaldı artık bizim aşkımız

Dilime dolanır sevda şarkımız

İstesek de olmaz senle şansımız

Bir eylül akşamı bırakıp gittin

Yaralar açtırdın duygularıma

Boynu bükük koydun yarınlarıma

Son bir buse verip dudaklarıma

Bir eylül akşamı bırakıp gittin

SOHBET-İ İRFAN

ORHAN BURAN

Dostlar meclisinde aldım bir karar

Söylenen cümleler sizden olmalı

Gözüm gönül ehli insanlar arar

Uyulacak kelam sözden olmalı

Bazen üzülürüz bazen coşarız

Elbet bir gün bu dertleri aşarız

Mazluma yetime hemen koşarız

Vicdanı olanlar bizden olmalı

Haramlardan hiç durmadan kaçınız

Ebedi hayatı halka açınız

Topluma faydalı bilgi saçınız

Gittiğimiz yollar düzden olmalı

Çatlamış elime bir krem sürdüm

Bir traktör ile tarlayı sürdüm

Aracı son sürat yârime sürdüm

Söylediği türkü sazdan olmalı

Bir selam yollamış başım üstüne

Sırma saçlar düşmüş kaşın üstüne

Bunca yıl yatmışım taşın üstüne

Kuş tüyü yatağım kazdan olmalı

Bahçeme ektiğim elma kızardı

Fırına attığım ekmek kızardı

Çok derin yazarsam babam kızardı

Ar  edecek evlat yüzden olmalı

Güzeller güzeli başını bağlar

Buranî kördüğüm ipleri bağlar

Kurudu ekinler kurudu bağlar

Biçilen buğdaylar dizden olmalı

KİRLETTİK

DURAN KILIÇKAYA

Boşa kibirlenme insanım diye

Havayı kirlettik,suyu kirlettik

Düşündük mü bunca felaket niye

Öyle böyle değil iyi kirlettik

Ozon tabakayı deldik mi deldik

Göz diktik uzaya gittik ve geldik

Alçala alçala epey yükseldik

Aklına gelen her şeyi kirlettik

Tohumun genini özünü bozduk

Tomurcuk çiçeğin gözünü bozduk

Damağın tadını hazını bozduk

Aşkın şarabını meyi kirlettik

Heyy sırtlan artığı be tipsiz adam

Hayali sınırsız eey dipsiz adam

Utanmaz arlanmaz edepsiz adam

Hala diyorsun ki neyi kirlettik

Pazarlar rengarenk kantarlar bozuk

Az başı çevirsen sırtında kazık

İnsanım diyorsak hayvana yazık

Şehri kasabayı köyü kirlettik

Ağaçlar çalılar her yerde poşet

Savurgan bir nesil geliyor dehşet

Görse halimizi Gülabi, Neşet

Annenin karnın da soyu kirlettik

Yazmaya çekinir oldu kalemler

İsyana yekinir oldu kalemler

Duran'ım kahırla doldu kalemler

Hissemize düşen payı  kirlettik

SEVMEK

SEYFETTİN AVCI

Sevmek ; öyle basit bir eylem değil azizim

Dağları deler , Ferhat olursun

Çöllere düşer, Mecnun olursun

Hatta prangaları bile eskitip Ahmet Arif olursun.

Dedim ya Sevmek bu ;

Öyle basit eylemlerin harcı değil azizim.

Sevdin mi, lal olmalı dilin ,

Kor bir  ateş düşmeli yüreğine,

Seni senden etmeli...

Gökteki yıldızın kaymadıkça ölemezsin

Ancak o zaman eşkiyaların mertebesine duçar olursun .

Sevmek bu azizim ;

Öyle her babayiğidin harcı değildir.

O kor ateşler içindekini İbrahim yapan,

Balığın karnındakini Yunus yapan,

Kör kuyulardakini Yusuf  yapan,

Sevgiydi azizim,

Dedim ya sevmek bu ;

Öyle basit bir eylemlerin harcı değil azizim.

Özgürlüğe Tutunan Şiirler

Bakmadan Geçme