DAĞLARA DÖNECEĞİM
ZİYA ŞAHİN
Sırtımda hançer saplı
Kanım akmıyor
Ben dağlardan geldim beyim,
Dağ gibi ananın doğurduğu,
Feleğe mihnet etmeyen babanın yoğurduğu,
Dağların oğluyum…
Bilemezdim
Dost demenin güvenmenin
Bir hançer darbesiyle yere serileceğini
Meğer şehirlerde böyle olurmuş
Paran kadar adam
Paran kadar itibarın olurmuş
Ben bilemedim beyim,
Ben bilmem oyun oynamayı,
Adam satmayı
Çamura yatmayı
Mazluma çatmayı,
Bilmem…
Yeni çıkan kitabın tanıtım şiiri
AKLIM ERMEDİ
GÖKMEN SAKİN
Ya siyahtır ya da beyaz
Griye aklım ermedi
Ölüyü anladım biraz
Diriye aklım ermedi
Baktımda her an geçiyor
Tenimden bir can geçiyor
Hem damar hem kan geçiyor
Deriye aklım ermedi
Saydım tek tek dört üç iki
Tüm renklere dedim peki
Yumurtanın içindeki
Sarıya aklım ermedi
Ezber bozar petek dizer
On binlerce çiçek gezer
Bal ve zehir nasıl sızar ?
Arıya aklım ermedi
Kabası var incesi var
Ezilen karıncası var
Fil"den beter nicesi var
İriye aklım ermedi
Hayat kimine ham gelir
Gökmen'e de evham gelir
Arada bir ilham gelir
Periye aklım ermedi ...
SEN YOKSUN
MERYEM IRKILATA
Ülkeme indiğim akşam,
Dolunay vurdu penceremden
Sen yoktun
Çok deli esiyordu rüzgar
Sen yoktun!...
Çok yorgundum aslında
Uyku tutmadı gözüm
Derinden titredi özüm
Birden hüzünlendi yüzüm
Sen yoktun
Kapıya baktım
Sağımı solumu yokladım
Adını sayıkladım
Sen yoktun
Meğerse gelmezmiş, uzağa giden
Gönülmüş, bir türlü kabul etmeyen
Ellermiş üşüyen
İnsan serçe oluyormuş
Şahinken
Akıllan artık gönül
Gelmezmiş, uzağa giden!...
SENDEN BİREZ VAN İSTEREM
ERCİŞLİ RAİF ARA
Çelebibağında Aşık Emrah ile Selbi Mezarını,
Gökoğlanda Delikli taşı; Zortul deresini,
Koçköprü kanyonunu; İrşat çayını; Ganiya Mehsoyu,
Karayusuf Camii; Seyitler Camii; kümbetleri,
Üzüm bağlarını; Haydar babayı,
Balık bendini
Gördüysen Erciş'te,
Senden Birez Van İsterem.
İlköğretmen mektebini Ernis'te,
Gelin Kayasını; Sebiler Mezarını,
Bendimahi çayını; Şivekar ovasını,
Hereşikte Ermeni değirmenlerini,
Şeytan köprüsünü,
Dört mevsim Şelaleyi
Gördüysen Muradiye'de,
Senden birez Van isterem.
Gondurmenin ayazını,
Kumlu bulağı; Güllü çimeni,
Yavuz Selim Abidesini,
Savaşa şahit olmuş, şehit görmüş ovasını,
Tendürekte durup,
Sisli Ağrı Dağını
Gördüysen Çaldıran'da,
Senden birez Van isterem.
Bazidağı; Doğançay dağını,
Marmut ve Memedik çaylarını,
Tarhani düzünü,
Saray ve Karakelli ovalarını,
Akgül;Kazlı; Değirmi ve Hasan Timur göllerini,
Yeşil Alıç Kutsal alanını,
Kaleyi,
Gördüysen Özalp'te,
Senden birez Van İsterem.
Çevreyi saran dağlar arasında,
Ermeni zulmünü düşündükçe,
Gözlerinden yaşlar döküldüyse,
Kapköy Sınır kapısını,
Gördüysen Saray'da,
Senden birez Van isterem.
Kızlar mağarasını,
Hoşap kalesini; Zernek kalesini,
Çavuştepeyi; Serbar tepesini,
Hacıköyü; Murat Aldıyı,
Güzel suyu ve Şamran kanalını
Gördüysen Gürpınar'da,
Senden birez Van isterem.
İspiriz dağını; Yiğit dağını,
Havaril, Gökdağı, Mengene dağlarını,
Adamagert kalesini,
Şıhmanısı, Albayrak köyünü,
Zapsuyunun kaynağını
Gördüysen Başkale'de,
Senden birez Van isterem.
Sortikin çayını,
Holkan ve Zırıl köprülerini,
Norduz deresini; Tırşin'i,
Ganiye Sıpi şelalesini,
Alanlılar yaylasını
Gördüysen Çatak'ta,
Senden birez Van isterem.
Kız damını, Şorlar deresini,
Dikkaya mezarlığını, Kadembastıyı,
Alninu Kenti Taş atölyesini,
Erek dağını,
Günbatımında iskeleden,
Gördüysen Edremit'i,
Senden birez Van isterem.
Hirşit kalesini; İzzettin Şir camisini,
Celme hatun Kümbetini; Vestanı,
Artos dağını; Akdamar adasını,
Çılbırı Pişiraku Helise yediğinde,
Ters laleyi; Kuzgunkıran'ı,
Gördüysen Gevaş'ta,
Senden birez Van isterem.
Müküs çayını; Kırmızı köprüyü,
Feqiyi Teyran; Mehmet Çavuş türbelerini,
Şeyh Şemsettin camisini,
Hasan Veli zaviyesi; Garabet geçidi yaylasını,
Satranç ustalarını,
Gördüysen Bahçesaray'da,
Senden birez Van isterem.
Velhasıl,
Ayrı renkli gözlerle aynı gören pişikleri,
Kaleler şehrini; Zeve şehitliğini,
Maviler üzerinde gezen feribotu,
Savat işlemeli panolara bakıp,
Halıları sererek üzerine sini bırakıp,
Kavut; sengeser; ilitme; murtuğayla,
Otlu peyniri lavaş içinde yiyenleri,
Gördüysen Tuşba'da,
Senden birez Van isterem.
HAYALİ SEVDİM
HAMZA EROĞLU
Seninde gözün yaşlı sende sararıp soldun
Ayrı kalmayım diye kalbime kabir kazdım
Birgün olsun yanımda yakınımdamı oldun
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
Altından kalkamazsın ağır gelir sözlerim
Aklıma sen gelince mazimizi özlerim
Elim semaya açık ve kapalı gözlerim
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
Eskiden ağlamazdım bilmemki bana noldu
Gidiyorum dedinya biran gözlerim doldu
Sanma başka birinin buna katkısı oldu
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
Suçlarını görmezden gelerek aklayarak
Rüzgar getirir diye havayı koklayarak
Durur endişesiyle kalbimi yoklayarak
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
Üzülürsün bağlama beli diyenler oldu
Boş kalırmı sevenin eli diyenler oldu
Kendini avutursun deli diyenler oldu
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
Küllenmeye yüz tutmuş ateşi korlayarak
Geceleri kaygısız yatmadım horlayarak
Kolay olmadı evet saksıyı zorlayarak
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
İlmik ilmik işleyip bu aşkı dokuyordun
Gamzende güller açmış ne güzel kokuyordun
Benim için yazılmış diyerek okuyordun
Bu şiiri ben seni hayâl ederek yazdım
YARADIR YARA
HÜLYA AYHAN
Avuç içlerimde gördüklerin
Gözümden akan damlalarım
Yüreğimdeki çiziklerim
Gecemdeki kabuslarım
Yaradır yara
Gözlerimin kirpiklerinde yaralar
Gecenin zifiri karanlığında
Sabahımda aşımda
Bu Gördüklerin
Yaradır yara
Gönül dağım da
Ömrümün baharında
Sazımın telinde
Şiirimin mısra aralarında
Bu gördüklerin
Yaradır yara
ANADOLUM
BAKİ/KUL ORTAK
Acıyla yoğrulmuş körpe hayatlar
Göz yaşı dinmiyor anadolumun
Kan ile sulanmış kızıl topraklar
Gaz yaşı dinmiyor anadolumun
Nereye el atsam acı inliyor
Güneydoğu hüngür hüngür ağlıyor
Ağıt sesleri yüreğim dağlıyor
Göz yaşı dinmiyor anadolumun
Söndü ışığım gözlerimin feri
Bağrımda ateş yaşarım zemheri
Toprak aldığını vermiyor geri
Göz yaşı dinmiyor anadolumun
Tomurcuk açmadan kırıldı dallar
Döküldü toprağa bir bir goncalar
Toprağın altında körpecik canlar
Göz yaşı dinmiyor anadolumun
Konuşsam derler ki raporlu deli
Üç gün ulaşmadı bir yardım eli
Kul Ortak'ım alev saçar samyeli
Göz yaşı dinmiyor anadolumun
O BELDE
MUHAMMET BARAN ASLAN (BARANÎ)
"O belde" bu beldedir
Diye aradım durdum.
- Belki de bu yerdedir,
İçimi yiyen kurdum. -
Sanmayın beni veli;
Ne aşık ne maşuktum.
Ne sazım var ne sözüm.
Şöyle deli bir kulum.
Hani demiş ya şair;
"İşte virane yurdum."
Ben de işte öylece
Viraneydim, mahpusdum.
Zahir bir asır oldu.
Ne aradım, ne buldum!
İblis gemi kavradı.
Nefse uydukça, uydum.
Şimdi bir kor alevim.
Evvelden dingin suydum.
Çoraklaştım iyice,
Kurudukça kurudum.
Gelenler gitti bir bir...
Candan çıkmamış huydum.
Şimdi sorun hele bir
Ne oldum, ne ummuştum!
Karun sandılardı ya
Ne paraydım ne puldum.
Kaç gece aç açıkta
Topraklar yedim doydum!
Çalmadı kimse kapım
Sanki yoktum, yokluktum.
Ne kimseye yoldaştım.
Ne de birine yoldum.
Belki bir efsaneye,
bir hayale tutuldum.
Sırtımdan vurdular da
ne öldüm, ne kurtuldum.
Oysa yeni bir candım,
filiz vermeden soldum.
Yıllar yılı direndim.
Büyümedim, hep toydum!
Gayrı bitti davam bak;
Koynuna aldı toprak...
Bir ağaç gibi ancak;
Yaprak, yaprak savruldum...