Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

DİYORUM

ORHAN OYANIK (İLİMDAR)

Senki bu sevdanın Leylası oldun

Beni de mecnundan saysan diyorum

Aşkımın yıkılmaz kalesi oldun

Nasıl sevdiğimi duysan diyorum

 

Gonca güller ile süslerim seni

Özümde yüceltir hislerim seni

Tertemiz aşkımla beslerim seni

Bir ömür sevgimle doysan diyorum

 

Seven sevdiğine aramaz kusur

Unutulmaz sevdam geçsede asır

Gözümü gözüne ederim esir

Başını dizime koysan diyorum

 

Senin sevdan benim sızım deyip de

Yaktığın bu ateş közüm deyip de

Kaderim alnımda yazım deyip de

Birazda kavline uysan diyorum

 

Yakıp yüreğimi dağlatacaksan

Al üstüne kara bağlatacaksan

İlimdar'ı her gün ağlatacaksan

Gelip bu canıma kıysan diyorum

Mavi Şehrin Kalemleri

EVRİM

SİBEL ORCAN

Öyle bir yerdeyim ki ne gecedir ne gündüz

Dipsiz bir kuyu sanki, ne güneş var ne yıldız

 

Rasyonel zekâları, bilimi yargıladım

Düşünen insanları düşmanca sorguladım

Günah keçisi seçtim kader yazılmış diye

Oysa İslam’dan sonra bitmişti cahiliye

Kulağımın avlusu hurafeler yığını

Uydurma hadislerde geçtim Nemrut Dağı’nı

Sayılarla yarıştım tespih çekerken eller

Yarıştıkça çoğaldı sarmaşık ritüeller

 

Aklımı uyuşturdu inancın evrimleri

Kendine köle etti târikat devrimleri

 

Sohbetleri dinlerken belki gelirdim feyze

Kurân’ı âyet âyet anlatsalardı bize

Gözlerimin gördüğü aklım ile bir değil

Kurallara hapsoldum, ibadetim hür değil

Şeyhlerin, softaların peşlerinde koşarken

Elest’teki sözümü unutmuşum yaşarken

Fetvaları hatmettim garip bir sirk içinde

Evvelim masum idi, âhirim şirk içinde

 

Cehalet dehlizinde yerimde sayıp durdum

Asırlardır dini ben hep kendime uydurdum

Mavi Şehrin Kalemleri

AH TAMARA

İZZET IRMAK

Kulaç attım denizin masmavi yüreğine

Yunuslarla yarıştım ah Tamara geldim ben

Senin adını kazdım kayıkçı küreğine

Çok uzadı destanın ah Tamara böldüm ben

 

Sen ki başka dünyanın erişilmez güzeli

Tarifte âciz kalır şuaranın gazeli

Süheyla gamzelerin nergislerle bezeli

Aşkın serin suyuna ah Tamara daldım ben

 

Sımsıcak bakışların anlam katar sözüne

Billurdan kelimeler yükselir gökyüzüne

Hangi renk yakışmaz ki gülkurusu yüzüne

Bütün çiçeklerimi ah Tamara saldım ben

 

Bir yanıp bir sönüyor taşlara çarpan ateş

Ne olur bekle beni artık bir yere yerleş

Azgın fırtınalarla gece tutulmaz güreş

Oynamak istiyorsun ah Tamara bildim ben

 

Sönüyor yavaş yavaş sönüyor tüm ışıklar

Şimdi ıssız bir ada ötede beni bekler

Senin gözlerin oldu, gözlerin oldu her yer

Hırçın dalgalar yuttu ah Tamara öldüm ben

Mavi Şehrin Kalemleri

RUHUMUN İKİZİNİ ALNIMA YAZANIM VAR

NURSELİ - NURSEL SEÇER

Yüzümdeki gamzeyi, kıskananlar çatlasın

Ömürlük kördüğümü, şak diye çözenim var

Sözünde durmayanlar, huzurumdan dörtlesin

Gönlümün sarayında taht kurup gezenim var

 

Kirpikleri kaşlarda mahur makamı çalsın

Nefes alıp verdikçe gözünün içi gülsün

Hızır'ın gölgesinde tuttuğu altın olsun

Mutluluğu yüzüme özenle çizenim var

 

Halinden anlayanı gözleyen ellerimi

Sevgiyle tutulmayı, özleyen ellerimi

Karşılık görmeyince, sızlayan ellerimi

Yüreğiyle tutarak, üzeni üzenim var

 

Celladının elinde üzülmez oldu canım

Sabah beş sularında şen şakrak geçer anım

Getiremez sırtımı hiç kimse yere benim

Dahiyane kurulan oyunu bozanım var

 

Vefasız bir yar için Nurseli'ni geremem

Dört duvar arasında can yoldaşı aramam

Yeminim var hayatta, başka gönle giremem

Ruhumun ikizini alnıma yazanım var

Mavi Şehrin Kalemleri

BULUT VE YAĞMUR AŞKI YAŞATACAK

DİLAVER KARAGÖZ

Belli ki kavga büyüktür..!

Gökyüzünde veda vaktidir

Artık, kucak kucağa uyuduğu yağmur

Bulutların ayrılık gözyaşı, benim tatlı  düşümdür..!

 

Yine öyle bir Kasım sabahındayım

Bu ömrün bir zaman dilimi içinde

Kalbimi ateşe veren hatıralar var

Yağmur hiç vazgeçmiyor düşüşünden

 

Ben şimdi puslu güne gözlerimi  açıyorum

Rüzgar hayat ağacımın yapraklarını dövüyor

Güneşsiz ömrümün can havliyle

Kendime bir emir veriyorum

Gönlünün daha beter yağmurlarını hatırla

 

Ümitsizliğe kim karar verdi , hayret

Ben garip o çaçukluğuma uzanıyorum

Kim serdi ? Yüreğim yatsın diye üzerine

Bedenimi titreten  ıslak döşeğimi

 

Hani o sağanak yağışlı günde aşk da yaşanmıştı

Gözlerimin önünden

saçları ıslak bir kız geçiyor

Boşluğa  atlayıp intihar eden bakışlarım

Yaşlanmış hayallerin, yumuşak kucağına düşüyor

 

Bir tek gülüş  zaman diliminde hiçken

Bulutlar açmış tüm musluklarını

Sanki yağmur aşkı yaşatmak için yağıyor

Düştüğü kuru dudaklarımı yeşertiyor.

Mavi Şehrin Kalemleri

NE HALDEYİM BİR GÖRSEN

GÜLVANİ – SONGÜL ALTINKAYNAK

Ortalıktan kaybolup, çektirdiğin gam yükü

Takatimi aşalı, ne haldeyim bir görsen

Sonuca götürmüyor, bitmiyor kısır döngü

Senden ayrı düşeli, ne haldeyim bir görsen

 

Ben bende değilim hiç, sensiz ayrı mekanda

Senin için kulaçta, ellerim asumanda

Sensizliğin sancısı ummadığım bir anda

Yakama yapışalı, ne haldeyim bir görsen

 

Can evime taht kurup, canıma ağır gelen

Aldığım her nefeste, sinemde yara olan

İnsan başından ırak, dinlemeyen el aman

Hasretle tanışalı, ne haldeyim bir görsen

 

Canımın parçasına, candan öte düşkünüm

Feleğin ekseninde, her doğan yeni günüm

Canımı acıtıyor, küllenmeyen tütünüm

Gamla dolup taşalı, ne haldeyim bir görsen

 

Gülvani’nin dileği, bitsin artık bu vurgun

Ellerini düşlerim, avuçlarımda bir gün

Sesin yankılanıyor, kulaklarımda her gün

Hasretinle pişeli, ne haldeyim bir görsen

Mavi Şehrin Kalemleri

YİTER ÖMRÜM

RASİM SARITÜRK

Sefil Ali benim adım

Sokaklarda yiter ömürm

Olmadıki hiç muradım

Bir kovukta biter ömrüm

 

Evim barkım han köşesi

Çogu zamam yok neşesi

Cebindedir hep şişesi

Kötü yola iter ömrüm 

 

Üç öğünle övünürüm

Tokluğuma sevinirim

Kaderime dövünürüm

Bazan dilek tutar ömrüm

 

Halimizi soran olmaz

Yaramızı saran olmaz

Bize kafa yoran olmaz

Felek bizi utar ömrüm

 

Rasim Hoca bırak peşim

Daim ağrır başım dişim

Hani nerde dostum eşim

Hayat beni yutar ömrüm.

Mavi Şehrin Kalemleri

FAZLACA

YUSUF GÖKBAKAN

Fark ettim ki bu kentin dört bir yanı limon ağacı

Sarı bir hüzün; ekşi fakat hoş

Bir bilge gibi algılamam lazım zamanı,

Fazlaca ölüyor gün sonları,

Kesik kordon.. kılıksız umacı..

Bu koridor fazlaca loş..

Evliyaca bir tutum.. dünya sarmal

Her birimiz nihayetinde,

Toprağa kiracı.

 

Birinci mezarcı fazlaca zeki ikinciye göre

Diğerleri ikinciden de akılsız..

En diğeri lazım bana

En akılsız fakat en bilge olanı,

Riyasız ve rüyasız.

Çünkü sevemiyor insan eni konu beyinle

Bir kürek irfan lazım ve sonra.

Bir solukta ötelenmek en iyisi.

Ama tüm günahlar  Hamlet

Ve  tüm aşklar kazara!

Tüm sevaplar bilinç nüvesi.

 

Birinci soytarı daha vurdumduymaz ikinciye göre

Üçüncü ve diğerleri çok kafaya takıyor lodosu

Lodoslanmak tam bana göre

Bana fazlaca sarı lazım fazlaca lodos

Birinci soytarı lazım bana,

Sabaha kadar bir kitabenin başında

Tam evrilme yaşında.

Bu huni de nola ki başımda,

Bir fıçı  Diyojen kurnazlığı,

Kurnada söz pınarı

Vurmalı muhabbetin ta dibine

Bodoslama dalmalı şişeye.

Sarı hüznün lazım bana

Ey en diğer mezarcı!

En fazla iki ölüp, iki sızıp, iki bayılacağız.

Meşk için seçtiğim rüyalar

Fazlaca baharatlı..

Sanma ki bir daha ayılacağız.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme