Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

SABIR YAZDIK KÜNYELERE

BÜLENT BAYSAL

Toprağa yağan kar, yol vermez, düşe çıka yürünür

tırnaklarla kazınır, soğuk odaların buz tutmuş camları

bahar düşlenir, başağa yürürken su

yürek umut ateşiyle ısınır, bir türkü tutturur dil

.....

.....

Yalın ayak bir kaç çocuk

üşümüş, büzüşmüş elleri, burunları akar

dünyanın kirinden habersiz

kar gibi umuda ışıldar göz bebekleri

kader alınlarına değil, avuçlarına yazılmış

kim vurduya gitmiş insanlık, bir mavzer kurşunu payımız

nasıl anlatılır vay kurban

yılan, çıyan, kan içen hayın

insandı insana düşman

yüreklerde nefret, kan kustu takvim yaprakları

çığ düştü

duvarlara sığdırılmış hayatlar

kaç rütbe daha alçalırken insanlık

.....

.....

Çaresizlik dediğin, haramiden umulan medet

kendi kafesine tutsak duygulardı serseri

umut nedir?

umutsuzluk ne?

gülüşlere hapsedilmiş hüzün

acı diyorum acı

hep bu topraklarda mı esecek?

daha ne kadar can düşecek, kana doymamış toprağa

Kızıl toprakların gök gözlü çocukları

daha ne çok kanı, yağmur gibi dökecek?...

Mavi Şehrin Kalemleri

BİRGÜN

MERİÇ TURAN

Şu dünya dar bir geçit

Gelir, görür, geçersin

Güvenme gençliğine

Birgün sen de göçersin.

 

Altın kâse n'eylesin

İçindekin içersin

Bu nasıl ekin deme

Ektiğini biçersin.

 

Vuslat yakın Turan'ım

Niçin bugün naçarsın

Solan gül, körpe dalım

Birgün sen de açarsın.

Mavi Şehrin Kalemleri

MİLADI DOLMADI DAHA YAŞAMAMIN

HÜLYA KÖKSAL

Savrulduğum yerde kendime döndüm

Seken umutlarımın arasından

Yarına yolculuğumda

 

Yarına savrulan karanlık iklimlerin içinde

Sesim yankılanır elbet aydınlık gözlerinde

İnfilakına tanık oluruz cehaletin

 

Yüreğim dönüktür güne

Tenimi deşseler de tinim kanatlanır gökyüzüne

İntiharını seyrederiz silahların

 

Derinleştim olgunlaştım acının atmosferinde

Resmettim tuvalime bütün renklerde sevinçleri

Bir varım bir yokum belki

Ama miladı daha dolmadı yaşamamın

Mavi Şehrin Kalemleri

HELAL OLSUN

KEVSER DOSTAGÜLER

Aş’a haram kattık doyduk

Helal olsun çok çalıştık

Medeniyet dedik soyduk

Helal olsun çok çalıştık

 

Hoca çıktı verdi talkım

Gizli gizli yedi salkım

Görmedi ki gafil halkım

Helal olsun çok çalıştık

 

Abdest namaz vakit yoktu

Yapılacak boş iş çoktu

Nasihate karın toktu

Helal olsun çok çalıştık

 

İhanete kucak açtık

Para pula sevgi saçtık

Su yerine şarap içtik

Helal olsun çok çalıştık

 

Üzüm yedik hangi bağ’dı?

Yedik azdık, modern çağ’dı

Şifa değil maraz yağdı

Helal olsun çok çalıştık

 

Taralı der;şaştı rota

Bindiğinde ağaç ata

Bir doğruya binbir hata

Helal olsun çok çalıştık…

Mavi Şehrin Kalemleri

BİLEREK VERDİM

İLYAS AK HAKANİ

Ben ne soyluyorum sen ne anladın

Gözünü gönlünü sevdiğim kadın

Sen benim kalbimi yanlız çalmadım

Ben seni istedim bilerek verdim...

 

Baktım nuryüzün ay gözlerin yosun

Ve züleyha gibi hoş bakıyorsun

Vallahi dedim ki ne olur olsun

Sevine sevine gülerek verdim

 

Başında ki yazma ah o şal yok mu

Bu sinemi delen kirpik mi ok mu

Kırk yılda bir güzel sevmişim çok mi

Yaradan dan vuslat dilerek verdim.

Mavi Şehrin Kalemleri

FİDAN DİKİN TOPRAĞA

ÂŞIK RASİM GENÇ

Her sene bir fidan dikin toprağa

Çiçeği güzeldir gülü güzeldir

Kuşlar gelir konar dala yaprağa

Kuşların ötüşü dili güzeldir

 

Duygusuz insanlar bunları görmez

Doğanın sırrına hiç aklı ermez

Erozyona taşı toprağı vermez

Ağacın gövdesi çili güzeldir

 

Yabani hayvanlar ormana kaçar

Baharda tomurcuk çiçeği açar

Etrafına güzel kokular saçar

Ormanların esen yeli güzeldir

 

Toprak boz bulanık selden korunur

Mevsiminde renkten renge bürünür

Her tarafı İrem bağı görünür

Yeşili güzeldir alı  güzeldir

 

Çevreye salgılar temiz havayı

Felaketten korur Dağı ovayı

Kuşlar dal ucuna yapar yuvayı

Rasim der Ağacın dalı güzeldir

Mavi Şehrin Kalemleri

TEL BENİM

LEVENT KIZILIRMAK

Hoş avazlım bülbül gibi ötüyor

Sazımda inleyen tel benim benim

Çağlamış bir engin gibi akıyor

Coşkun derelerde sel benim benim

 

Karanfili sever gülün edası

Menekşeler bahçe bağın sedası

O ki desem neydi bunun alâsı

Miski amber kokan gül benim benim

 

Alasın atandan öğüt nasihat

İşleme yüreğe kibir kabahat

Başın yastığında uyu sen rahat

Vicdanına soran kul benim benim

 

Levent der ki döner devrân tersine

Güvenme ağyarın hele sözüne

Ah eyleyip vurma sakın dizine

Gözünün önünde yol benim benim

Mavi Şehrin Kalemleri

30. HARF

BARIŞ DAĞ

Gecenin karanlığı beyaz bir mürekkeple yazılacak anka kuşunun tüyü ile

Tüm gökyüzü sayfa olacak yıldızlar şahit sayılacak

Sonra ben sevgilim yazacağım

Dudaklarımın arasından çıkan tek cümlelik bir ilahi kitap oluşacak içinde sadece sevgiden bahsedilen

Ki sevgi o anlardan sonra alfabenin 30.harfi olacak.

YARIM KALAN HİKAYEM

Kalbimi avuçlarımın içine alıp gidiyorum

Başlangıcı tatlı sonu acı olan bir aşk zehirlenmesi bu

Sahte gülücüklerle yüzüne sürdüğün süslerin kalsın seninle

Bu kadar eziyet bana fazla yanımda götüreceğim her saniye bana kar

Bir filmin orta yerinde hatırlarsın belki bir şarkının girişinde veya uykuya ramak kalmışken gittiğimi

Sana sunacak bir şeyim kalmadı artık kraliçem son katresi de bugün intihar etti

Suçluluk duygusuna yerini bırakacak bir heyecanım kaldı mı bilemem bilmek de istemem

Yanımda götürdüğüm her anı kaskatı bir ayaz olacak her hatırlayışım bir deprem her uyanışım bir yangın

(Z)amansız bekleyişlerin limanında bir intihar kayığına biniyormuş gibi hissediyorum ama gitmeye de mecburum

Bir kuyruklu yıldız gibi gidiyorum senin görüş veya görmeyiş alanından

Kabil gibi hırslı girdiğim bu sevdadan Habil gibi yara aldım

Hoşça kal yarım kalan hikayem.

Bakmadan Geçme