UZAKTA BİR YERDESİN BİLİYORUM!
EHMED KARDOK
uzakta bir yerdesin ,
biliyorum.
tepesi karla kaplı dağların arkasında
sevgimiz uzanır.
yıldızlarımız var üstümüzde.
ve etrafımızda,
bizi ısıtan ateşimizin dansa tutuştuğu,
derme çatma duygular,
ve masmavi bakışlı çocuklar .
bir de kalbimiz var,
kimbilir;
hangi hayallerimizi gömdük oraya!
özlemekten çökmüş gözlerimizin içindeki fırtınalarla!
hep saklandık.
yitik aşkımızın sevgi kokan şarkıları dururken,
şiirlere sığındık hep.
geride umutlarımız,
geride hayallerimiz
ve geride çığlık atan yarınlarımız kaldı .
her yanımız mezar dolmuş.
kulaklarımız ağıtlarla çınlamakta..
ne kadar da çok ölü bırakmışız ardımızda!
toprağı kazsan,
tırnaklarına,
yarım kalmış özlemlerin acı dolu yaşları dokunur usulca.
ilk sevincin doğduğu bu diyarlar,
şimdi bir özlem mezarlığına bürünmüş.
ne aşıklar doğurdu bu diyarlar!
ve tanrılar yarattı bu insanlar!
hepsi birer birer göçtü turnalar gibi
bilmem ki,
hangi dil anlatabilir seni!
kutsanmış bakışına mı yanayım şimdi,
yoksa hiçleştirilmiş aşkların dramına mı?
soluduğum hava zehir kokuyor artık.
oysa ki bir zamanlar,
tatlı sözlerin sesi yankılanırdı kulaklarımızda.
ve ektiğimiz çiçeklerin kokusuydu içimizi fetheden.
ağlama sen azize’m,
ağlama
söz veriyorum
sevgini yüreğimin sol yanına gömeceğim.
üstünü sana yazdığım şiirle örteceğim.
ve çiçeklerini,
gözlerimdeki nehirlerin suyuyla ıslatacağım...
BEDENLER YORGUN
BEYDAĞI NIN KIZI
GÜNVER KORKMAZ
Nice acılarla günler geçiyor
Tükenmiş umutlar bedenler yorgun
Acımasız hayat boyun büküyor
Küllenmez acılar sineler yorgun
Umutlar kalmadı bir bir yok oldu
Baharında açan güllerim soldu
Umutsuzluk çöküp sol yana doldu
Hiç dinmez sancılar sineler yorgun
Vefayı unutmuş dostun bağları
Selâm vermez olmuş yüce dağları
Hiç uğruna ayrı kalmış yolları
Şakımayan diller sineler yorgun
Bitmesin yürekte umutlarımız
Sevgiyle donansın yarınlarımız
Güvenle yaşansın her anlarımız
Mutlu olsun sözler sineler yorgun
Benlik kavgasıyla dolu yürekler
Birlikle kalmadı güzel dilekler
Beydağı kızı der tutuşun eller
Mutlu olsun özler sineler yorgun
SEVMEM!!!
YAHYA AZEROĞLU
Ölümlü dünyada dürüstlük varken
Mumu çabuk sönen yalanı sevmem
İnsanlığı imbik imbik ararken
Yalanla beraber dolanı sevmem
Birlikte yağ çeker yağhanelerle
Sıkıntı yaşıyor sulhnamelerle
Binbir desiseyle bahanelerle
Hile denizine dalanı sevmem
Doğruluktan eser yoksa soy'unda
İyi oynar madrabazlık toyunda
Gerçek dışılığın dümen suyunda
Dümen çemberinde olanı sevmem
Sabah kalkıp şans aramaz şansında
Bazan fal bakarlar batıl tasında
Gerçekle yalanın tam ortasında
Kararsız şekilde kalanı sevmem
Servet olmaz haramın zer pul'undan
Anlayan yok azeroğlu halından
Devlet babamızın beytulmalından
Fütursuz yapılan talanı sevmem
YAĞMUR DİNDİ BEN AĞLADIM.
SELMA MERİÇ
Sevmemişsin sen hiç beni
Yıllar sonra ben anladım
Yağmurla yollara düştüm
Yağmur dindi ben ağladım
Tahammül kalmadı naza
Derdimi anlattım saza
Böyle yazılmış kaderim
Hem yaşadım hem ağladım
Acılarım mesken tuttu
Bir gün rahat vermez bana.
Sevdiğim beni unuttu
Yıl tükendi ben ağladım.
Sana geldim koşa koşa
Emeklerim gitti boşa
Bahar bitti döndük kışa
Karlar yağdı ben ağladım
Hayallerim vardı benim
Sararıp soldu bak tenim
Ben severken sevmeyenim
Sevdam öldü ben ağladım
DEPREM GÜLLERİ
HACI ABDULLAH KOZAN
Ocağa düştü ateş, gülüm duman içinde
Yıkılıyor evlerim, tozum toprak saçında
Kaderleri doluyor, bilmem saat kaçında
Kıyametin sahnesi, kazar deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
Mallar mülkler yok oldu, dünya fâni geçiyor
Ab-ı hayat yolunda, ecel şerbet içiyor
Sallandıkça yeryüzü, evler düşüp göçüyor
Şahadete namzetler, büzer deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
Yusuf gibi kaldılar, evler döndü kuyuya
Çıkamadık günlerce, can dostlarım uyuya
Yürekleri dağlandı, bitmiş halkın suyu ya
Sıra sıra yatmışlar, nazar deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
Tabut yapmış halkımız, derste sınıfta kaldık
Uslanmadık kaderden, çaldık, ucuza daldık
Rüşvet torpil yan yana, paradan akıl aldık
Sarar ölüm kokusu, pazar deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
Rabbim verir nasihat, alanlara yol olur
Sanma dünya senindir, şükür ile kul olur
Yaratana sığınan, iki cihan gül olur
Doğruların yolunu, düzer deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
Para servet sevenler, yarın yolda kalırlar
Paylaşmayı bilenler, Hakk'tan ücret alırlar
Zalim zulüm yolunda, ettiğini bulurlar
Yanlış yapan kulunu, ezer deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
Gözden yaşlar kurumaz, anıları toprakta
Acım büyür içimde, yeşermeyen yaprakta
Filiz vermiş güllerim, saçın kalmış tarakta
Adil sınav hayattan, uzar deprem gülleri
Alnımızda kaderler, yazar deprem gülleri
İLKOKUL
AZRANUR ÇAKIR
Bir çocuk okul okumak ister.
Okuyup bir yerlere gelmek ister.
Kısaca hayatı öğrenmek ister.
Zamanla her şeyi gerçekleştirir.
Gönül ister her şeyin olmasını.
Emek ister.
Çaba ister.
Gayret ister.
Zaman her şeyin ilacı.
Gün ister.
Hafta ister.
Yıllar ister.
Azranur Çakır
Güzin Dinçkök İlkokulu
4/D sınıfı
HEP İSTEDİM
NURAY ÖNGEÇ
Kırağılar tutmuş, hasret yolunu.
Çatırdıyor, her üstüne bastıkça nefesim...
Çığırtkan kuşlar, uçuşuyor havada.
Sesleri birer kırbaç kulaklarımda...
Senden haber bekler,
İğde dallarım.
İnce ince titreşir,
Beklerken gelişini.
Heyhat! Tükenmiş dermansız dizlerim.
Saplanmış kalmış,
Bu yolda ümitlerim...
Seller akıp durur,
Bu elemli yürekten.
Matem, sağanak olmuş,
Gitmiyor gözlerimden.
Bir kara göle dönmüş,
Ruhumdan düşen parçalar,
Çakılı durur,çekilmiyor önümden...
Oysa bahar sanmıştım, gönlüme girişini.
Aşkını kucaklamış,
Koşuyordum dolu dizgin,
O çiçekli çayırlarda.
Sıcacık serpiştirmiştim,
Gönül yelkenime her birini.
Kıyamamıştım öpüp, koklamaya.
Samanyolu'ndan, çalmıştım yıldızları.
Asmıştım kandiller gibi, bahçemize.
Işıl ışıl olsun geceleri,
Karanlık girmesin diye ömrüne...
İstedim ki; gönlünde
Hep papatyalar açsın.
Ama seviyor sevmiyor diye,
Fala bakmayasın...
İstedim ki; başın üstünde ışıklar yansın,
O güzel yüzün güller gibi açılsın.
İstedim ki; gözlerindeki ışık,
Zümrütlerden daha parlak olsun.
Hep mutlu ol istedim,
Çok istedim...
HEP İSTEDİM...
GAZZE YANIYOR
FAİK BOZKURT
Gazze’ye yakıcı ateşler düştü, yüreklerimiz yanıyor,
Kudüs’e leş kargaları üşüştü, Kudüs sahipsiz kalıyor
Güçlüler gaddarlığı bölüştü, insanlığın elini bağlıyor
Yıkın gaddarlar yıkın, sizi de yıkan çıkacaktır bir gün
Amerika’ya kimsenin karşı gelemeyeceğini seziyorlar
Ölüm kusan silahlarla Gazze’nin üstünde geziyorlar
Eziyet etmekten çekinmeyip, Filistin halkını eziyorlar
Ezin zalimler ezin, sizi de ezenler bulunacaktır bir gün
Bunlar kan içmeye doymuyor, insanlıktan bezdiriyor
Filistinlileri sürgün edip, sığınacak ellerde gezdiriyor
Bunlar sınır tanımayıp başkalarının sınırlarına giriyor
Girin zorbalar girin, size de girenler olacaktır bir gün
Amerika cesaret verip cellatları Gazze’ye salıyorlar
Bunlar bombaları yüklenip Filistin içlerine dalıyorlar
Masum halk üstüne bomba atmaktan zevk alıyorlar
Elbet sizin üstünüze de bombalar yağacaktır bir gün
Ey insanlıktan nasipsiz kan ile beslenen kana batıklar
Ey kan içen vicdansız merhametsiz insanlıktan atıklar
Ey masumlara kıymaktan çekinmeyen zalim yaratıklar
Bilin ki bu kanların hesabını soranlar çıkacaktır bir gün
Katiller gelmiş çocuk yaşlı demeden boğmak isterler
Boğun katiller boğun sizide birileri boğacaktır bir gün
Kara bulutları barut yapıp mermi gibi yağmak isterler
O bulutlar dağılıp Gazze’de güneş doğacaktır bir gün
Gücünü kabul ettirmeye çalışan ülkeler yoldan sapar
Gazze’ye bombalar yağar, kara bulutlar güneşi kapar
Yirmiden fazla Arap birliği ülkesi bilmem ki ne yapar
Kanlar durulacak, Filistin devleti kurulacaktır bir gün
BİR AKŞAM ÜSTÜ
ŞÜKRAN BAYRAK
Yürüyorken bir akşam üstü kaldırımda
Düştün göktaşı gibi beyin zarıma
Elektrik akımına kapılmışçasına
Oracıkta girmiştin canın canına..
Yürüyorken bir vakit hazan akşamında
Yadediyorduk eski hikayeleri anlamsızca
Sünger çekiyorduk üzerine unuturcasına
Oracıkta almıştın canın canına.
Bakıyordu gelip geçenler göz ucuyla
Anlamsızca bakışlar vardı kaldırımda
Kahverengi gözlerinin ışıklı retinasında
Oracıkta olmuştun canın canına..
Kaldırımın kenarında şiir yazarken
Hoş seda buldum bakışlar arasında
Gökkubbede sardın mor yüreğine
Oracıkta sarmıştın canın canına..
Akarken göz pınarıma gül dikersin
Semazen gibi döne döne koklarsın
Özleminle içimde aşka hasretsin
Oracıkta vermiştin canın canına..