BİR ZAMAN
ÜMİT KAYAÇELEBİ
Güzeller güzeli Torunum Ceren’e
Dünyaya gözlerini açtığı anda
Çok tatlı bebek ağlar bir zaman
Önce emekleyip, sonra konuştuğunda
Etrafı kendine bağlar bir zaman.
..
Okula başlar yedi olunca yaşı
Ağlayan bir bebektir tek arkadaşı
Heştik, beştaş oynamaktır uğraşı
Annesinin kuzusu meler bir zaman.
..
On, on bir yaşında Anlar her şeyi
On ikide bilir cilve, nazı, işveyi
Anlatın bana der; Emrah ile Selvi’yi
Sevgi ile sevdayı anlar bir zaman.
..
On beşinde bir içim su akar o
On yedide baygın baygın bakar o
On sekizde görücüye çıkar o
Ağlaya ağlaya gider bir zaman.
..
Gelin olur gider bir haneye
Ya bir efendiye ya da bir beye
Çok geçmeden beşik kurar bebeye
Tıngır mıngır sallar bir zaman.
..
Yirmi beş de üç çocuğa erişir
Çamaşır, bulaşık, sil-süpürde yarışır
Akşam olur baş yastığa yetişir
Baba ocağını anar bir zaman.
…
Daha otuzunda biter heves hülyası
Yaş otuz beş eder yolun yarısı
Kırk yaşında diner gönül yarası
Sonbahar rüzgârları eser bir zaman.
..
Elliye vardığında saçları ak dolmuştur
Ya babaanne, ya anneanne olmuştur
Kemikleri ufalmış beli bükülmüştür
Oğul, kız torununa bakar bir zaman.
..
Altmışa vardığında ağrı sızılar başlar
Gelin de kaynanayı bir güzel haşlar
Yolun sonunda artık başlar telaşlar
Geçen şu ömrüne yanar bir zaman.
..
Yaş yetmişte gel gör bitmiştir işi
Ağzında bir tek kalmamıştır dişi
Bir de Rahmeti Rahmana göçmüşse eşi
Minnette mihnette kalır bir zaman.
..
Çocukluk, gençlik bir hayal olur
B,ir de bakarsın yaş sekseni bulur
Bir akşamüstü acı bir sala okunur
Bu dünya faniymiş anlar o zaman.
BUGÜN VARSIN...
İZZET IRMAK
Varlığına çok güvenme
Bugün varsın yarın yoksun
Bulsan da binler bahane
Bugün varsın yarın yoksun
Hak Çalab'ın divanında
Padişahla birdir geda
Oturduğun o makamda
Bugün varsın yarın yoksun
Gönül veren gönül alır
Ardın sıra izin kalır
Yaşayan da elbet ölür
Bugün varsın yarın yoksun
Doğruluktan haktan sapma
Kibirlenip güce tapma
Başkasından sıra kapma
Bugün varsın yarın yoksun
Ne güzellik ne gençliğin
Baki değil bu dinçliğin
Şımartmasın gök otağın
Bugün varsın yarın yoksun
İzzet sözün kendine mi
Başında bahar meltemi
Geçti artık gençlik demi
Bugün varsın yarın yoksun
KÜSTÜRME İÇİMDEKİ GÜLBAHARI
ŞÜKRAN GÜNEŞ
Kanatma yaramı kalsın, üstünü hiç deşeleme
Bırakta kabuk bağlasın, mazimizi eşeleme
Söz verdim kendi kendime, yüzüm gömdüm gülmelere
Küstürmesen ne olurdu , içimdeki gülbaharı...
Gülün dalında solar mı, bülbül olup şakısaydın
Öpüp öpüp desteleyip, kucak açıp dokunsaydın
Dikenleri aralayıp, kollarıma sokulsaydın
Küstürmesen ne olurdu, içimdeki gülbaharı...
Yüreğe kazınmalıydı, ahire değin yeminler
El gün sehpasına çıkıp, elle sıkılmaz ümükler
Hele birde tamah edip, dünya malına meyiller
Küstürmesen ne olurdu, içimdeki gülbaharı...
Benim gönlüm hercaiye, bağır çayır sitemkârdır
Don vurdu sayende aşka, umudum oysa bahardır
Ayaklarım külçe gibi, saplanır kalır ağırdır
Küstürmesen ne olurdu, içimdeki gülbaharı...
Boş sözle kalır mı seven, altın olsa da kafesi
Etsen de geçmişi derdest, hazana dökmüştün teri
İki geriye bir öne, verirsin aşka mehteri
Küstürmesen ne olurdu, içimdeki gülbaharı...
Yetmez inan senin aklın, nevbaharı anlamaya
Soldurdun aşk güllerini, acımadın sarartmaya
Güneşçe' yim mavi rengim, meyletmem hiç karartmaya
Küstürmesen ne olurdu, içimdeki gülbaharı...
SEN GİTTİN GİDELİ
CANAN YILMAZ
Hatıran kaldı duvarda resmin
Dilimden dökülür o güzel ismin
Rüyamda hayalde görürüm cismin
Firarda göz yaşım sen gittin gideli..
Tan yeri ağarır kızıla çalar
Gözlerim uykusuz hep seni arar
Yanar da yüreğim aşkınla yanar
Külü harman ettim sen gittin gideli ...
Kuru ekmeğime katıksız baldı
Beklemek umutla bir ömür aldı
Bahçemde gül bile kurudu kaldı
Viran oldu bağlarım sen gittin gideli ..
Sanmaki yaşarım sensiz hayatta
Bu şiir sanadır okuyup sakla
Franga kalbimde istersen yokla
Kilitli kapısı sen gittin gideli ...
Teninin kokusu yel ile gelir
Ahu gözlerinse can alır erir
Yokluğun kalbime çok acı verir
Kahrı perişanım sen gittin gideli ...
Söyle ey sevdiğim söyle nerdesin
Mor sümbülü açmış Hangi bağdasın
Unutamam seni hala soldasın
Ecel cana vurdu sen gittin gideli...
Not: Canım oğluma hitafen
BULABİLİRSEN
İBRAHİM TAŞDEMİR
Bu dağ eski dağ değil
Bu yol eski yol değil
Dağ kendine yeni yol
Yol kendine yeni dağ
Bulsun bulabilirse
Bulut o bulut değil
Yağmur o yağmur değil
Bulut yeni bir yağmur
Yağmur yeni bir bulut
Bulsun bulabilirse
Deniz o deniz değil
Dalga o dalga değil
Deniz yeni bir dalga
Dalga yeni bir deniz
Bulsun bulabilirse
Güneş o güneş değil
Dünya o dünya değil
Güneş yeni bir dünya
Dünya yeni bir güneş
Bulsun bulabilirse
Ben eski ben değilim
Sen eski sen değilsin
Ben kendime yeni sen
Sen kendine yeni ben
Ara bulabilirsen
YÜREĞİMİN YANGININI HARLAMA
SONGÜL ALTINKAYNAK
Akıllı olana yakışan budur
Kader çizgisini sakın zorlama
Mevladan gelene selamını dur
Feleğin cevrine esip gürleme
Sabretmenin ödülünü alırsın
Başarının gereğini bilirsin
Ön yargılı olma, mahcup olursun
Sonucunu düşünmeden parlama
Başının üstünde dostuna yer ver
Seni üzenlerin hesabını sor
Galeyandan, heyecandan uzak dur
Sakin davran, boncuk boncuk terleme
Atalar sözünü yabana atma
Cahil, cühelanın peşinden gitme
Zalim olanların safını tutma
Vicdanlı ol, kimliğini kirleme
Yaşanılmaz unu ipe sererek
Gülvani’nin hatırını kırarak
Gözlerimi yollarında yorarak
Yüreğimin yangınını harlama
BU KADAR
MERYEM IRKILATA
Yorgunluk nedir bilmezdim
Taki bugüne kadar
Sevmekten yorulmazdım
Yalnız kalana kadar
Dünyayı renkli sanırdım
Güneşim solana kadar
Aşkı böyle bilmezdim
Elim boş kalana kadar
Yokuşlar vız gelirdi
Düz yolda şaşana kadar
İnsanlar sadık sanırdım
Taki ben düşene kadar
Elin vergisi, canın sevgisiymiş
Elimdeki bitince anladım
Kalabalıklar yorarmış insanı
Azı karar, çoğu zararmış
Bunu çok geç anladım
Hayatımdan fazlalıkları çıkarana kadar
Çok iyimser davranmışım
Sabrım bitene kadar
Artık sadece kendim için yaşayacağım
Ömrüm yetene kadar
İşte o kadar!...
ARKADAŞ
CENGİZ ÇELİK
Hava sıcak ter boşalttım olukla
Kıp kırmızı pişiyorum arkadaş
Çay sigara su içiyom bollukla
Camız gibi şişiyorum arkadaş
Kaçıyorum yele doğru gölgeye
Güneşin az değdiği bir bölgeye
Sineklerle maruz kaldım ilgiye
Her yerimi kaşıyorum arkadaş
Sivri sinek hep arkadaş yanımda
Yakarcayı hissederim anında
Ne bulurlar bilmem benim kanımda
Bende buna şaşıyorum arkadaş
Yediğime banıyorlar yarısı
Sanırsın ki bir dilenci karısı
Oğul salmaz bu kadar bal arısı
Şaplak ile yaşıyorum arkadaş
El salladım dönüp bana gubardı
Karanlıkta görür sanki radardı
Uyuz etti beni vücut kabardı
Bin bir ilaç taşıyorum arkadaş
Cümle haşarata kızar çatarım
Her gece keyfime keder katarım
Yorgan örtmem hatta çıplak yatarım
Ay vurdukça ışıyorum arkadaş
Uykusuz beklerim gece olunca
Salaklaşıp göz bebeğim solunca
Bedenime uykusuzluk dolunca
Sersem olup düşüyorum arkadaş
Sineklerle yazdım ben bu şiiri
Kurtulamam evveli ve ahiri
Sanmayın Cengiz'i sinek şairi
Arada bir coşuyorum arkadaş