Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

YÜZÜN ÇİÇEKTEN PERDE

MERİÇ TURAN

Sevdâ yordu yorgunum

Kaç zamandır vurgunum

Hayat vurdu durgunum

 

Hasrete bir tül ger de

Dermân oluver derde

Yalnız sana vurgunum

Yüzün çiçekten perde

 

Başka yol bulamadım

Peşinden adım adım

Vuslatı adımladım

 

Bir umut olsun ver de

Dermân oluver derde

Sana gider her adım

Yüzün çiçekten perde

 

Aşık isem kim anlar

Varıp ölsem kim anlar

Vuslat desem kim anlar

 

Mihrâbın olan yerde

Erhâmım yere ser de

Gülistandan gül anlar

Yüzün çiçekten perde

Mavi Şehrin Kalemleri

YOLUN SONU

YÜKSEL GAZİOĞLU

Dünyanın şavkı aldı gözümü,

Sis içinde başladı yolculuk,

İzlerim kayıp.

Ne kadar aramış,

o kadar yanılmışım,

Yalınayak yollarda.

 

Göğün yükü omuzlarımda,

Her nefeste biraz daha ağır.

Zaman önümden geçiyor,

yorgunum, mecalim yok.

 

Yol bitti,

çözülmedi düğümler,

Kat be kat yüklendi sırtıma yüküm.

Akıl çıkmazında dolanıp kaldım,

içimde derin bir boşluk.

 

Kör ettim nefsimi,

Bedenim tok,

aç kalan ruhum

koca bir deniz,

sonsuzlukla boğuşan...

 

Yolun sonu...

Affetmek yetmez hayatı,

hüzün durur yerinde,

Çocuk ruhumun kanatları

tevekküle sarılır.

Çare yalnız yâre havale...

 

Yâr ile aramda sırlı bir his,

Kapat gözlerini,

ve karış sonsuzluğa...

Mavi Şehrin Kalemleri

GELİN OKULA

İZZET IRMAK

Bugün açılıyor güzel çocuklar

Çantanızı alın gelin okula

Hayat verin ruhsuz taş duvarlara

Çiçek gibi olun gelin okula

 

Usul usul silsin kulak pasını

Özlemiş koridor çığlık sesini

Verip mutluluğun özü hasını

Neşe ile dolun gelin okula

 

Hazırlanın güvenle emin yarına

Göz kırpın âlemin tüm esrarına

Vatanın milletin bir yararına

Binler çare bulun gelin okula

 

Sizin için çiçekler, gül sizin için

Arıdır öğretmen bal sizin için

Duaya açılan el sizin için

Kapıları çalın gelin okula

 

İzzet’im sözümü açık söylerim

Dilime reyhanı katık eylerim

Ay yıldız altında geçer aylarım

Karanlığı silin gelin okula

Mavi Şehrin Kalemleri

VATAN SEVDASI

AYTEN TARIM

Biz iki deli yürek

Uzun yollardan

Sahra çölüne aşıp

Sert esen poyrazın,

Savurduğu yelden çıkıp geldik.

Kimsesizliğin adına,

Bilinmez yollardan geçtik,

Kimine, ışık olup yol olup düşünceleri aktık

Kimine de serhat olup, sınırları çizdik.

Biz iki deli yürek cenk edip

Sancağımıza dikip, zaferançayı içip,

Bu toprakları vatan eyledik

Ülkümüz, demokrasi yolunda,

Cumhuryeti benimsedik.

Vatan için ölürüz, belki esir düşeriz,

Ama asla terketmeyiz, yoktur soyumuzda mültecilik,

Yoktur soyumuzda, kula kul olup sömürge yaşamak

Elhamdülillah, ezelden beri hür doğduk, hür yaşarız.

Önceliğimiz vatan, bayrak,

Önceliğimiz bizi biz yapan millet

Üreten, çalışkan yoktan var etmesine bilen

Bire bin katan Anadolunun güzel insanları biz biriz,

Beraberiz mesele vatan olunca tek yürek olup

Dünyayı dize getiren tek ülkeyiz.

Unutma, biz vatan sevdasıyla

Dünyaya nam salan TÜRKÜZ...

Mavi Şehrin Kalemleri

BİLME

GÜLHAN GÜRBÜZ

Gidiyorum, ardıma bakmadan.

Bakarsam,

Unuturum kendime verdiğim sözleri,

Ettiğim yeminleri...

Bakarsam, dayanamam, dönerim geri.

Senli cümleler kurmuyorum artık,

Yeniden severim diye seni.

 

Sevdim de sanki ne geçti  elime,

Bir olmazın peşinde savrulmaktan başka.

Koyup gittin yüreğime hasreti,

Nereye gitsem sızlar durursun, gecelerce.

Yüzümdeki her tebessüm,

Kaç ızdırabı gizlemede, sen de bilme.

 

Gidiyorum,  koynumda hüzünlerim.

Alışıyoruz gün geçtikçe birbirimize.

Sen beni unuttu say,

Ben yaşadım sayayım bu ömrü.

 

Yansam, yıkılsam, kahrolsam da ardından

Sebebim olduğunu bilme.

Olur olmadık zamanlarda,

Çalma yüreğimin kapılarını.

Sızlayıp dursan da içimde bir yerlerde,

Hala seni sevdiğimi bilme.

Bu gece uyumak istiyorum,

Ne olur düşlerime gelme...

Mavi Şehrin Kalemleri

NEREYE DE DELİ GÖNÜL NEREYE?

LEYLA YILDIRIM

Yol uzun, vakit dar gün akşam oldu!

Nereye de deli gönül nereye?

Gençlik elden gitti, yiğitlik öldü!

Nereye de deli gönül nereye?

 

Elin ayakların tükendi hayrı

Etinen tırnağı gördün mü ayrı!

Gurbeti, sılayı düşünme gayrı

Nereye de deli gönül nereye?

 

Akşam satar sabah geri alırsın

Kar güdersin ondan mutlu olursun

Boş dünya malından; sen ne bulursun?

Nereye de deli gönül nereye?

 

Dünya benim dersin ev benim dersin

Şehir benim dersin köy benim dersin

Kimseyi görmezsin dev benim dersin

Nereye de deli gönül nereye?

 

Düşünüp şuura ermiyor musun?

Ölen gidenleri görmüyor musun?

Nasihata kulak vermiyor musun?

Nereye de deli gönül nereye?

 

Tırnak senin değil el senin değil

Dudak senin değil dil senin değil

Akıl senin değil yol senin değil

Nereye de deli gönül nereye

 

Üç beş metre bezle kuşanacaksın

İki metre salla taşınacaksın

İnsan isen; bunu düşüneceksin!

Nereye de deli gönül nereye.?

 

Her iki taraftan bak Maveraya

Aç da ellerini yakar Mevlaya

Kime kaldı; söyle kalsın Leyla’ya

Nereye de deli gönül nereye?

Mavi Şehrin Kalemleri

YAKIP GİTTİ

HÜSNÜ SÖNMEZER 

Dudakta sözler bitti öksüz kaldı sevdamız

Gidişi yaraladı dünyamı yıkıp gitti

Yaşanmadı sayılıp unutuldu rüyamız

Kor alevler içinde gönlümü yakıp gitti

 

Şarkılar birden küstü tüm notalar yakıldı

Kaybolan bu sevdaya boşa fallar bakıldı

Yüreğimin üstüne siyah güller atıldı

Birden dert kemendini boynuma takıp gitti

 

Gözde dere oldu yaş umutlar göle döndü

İçimdeki arzular uçtu bir yele döndü

Kalbimdeki duygular kurumuş güle döndü

O sevdamız ansızın içimden çıkıp gitti

 

Bir masaldı yaşantım umutluydu günlerim

Bu ayrılıktan sonra açmaz benim güllerim                                

Artık acı içinde kederimden inlerim

Sevgili dert nalını içime çakıp gitti

 

Başlamasaydı keşke bu sevda yıllar önce

Burkulmazdı yüreğim öyle inceden ince

Harlayan düş ateşim sönmezdi aşk bitince

O vefasız ömrüme bir mızrak atıp gitti

 

Gitti işte ansızın tüm düşlerimi yakıp

Bir deli boran olup birden kavurup kasıp

Öyle darağacına sessiz sedasız asıp

Beni aşk çıkmazında yalnız bırakıp gitti

Mavi Şehrin Kalemleri

BEN SENİN YOLUNA SELMAN VERİRİM

YUSUF ASLAN

Ey sevgili yüz gönülle yüz canım

Olmuş olsa, sana kurban veririm

Şu garip canımı heran söz canım

Ben senin yoluna selman veririm

 

Yar bu aşka gönül vermiş neferiz

Dost dost diye bu ellerde gezeriz

Bizler cana canbaş kurban ederiz

Can dost istediğin zaman veririm

 

Ben sensiz kalınca yüreğim yasta

İnan belli etmem düşmana dosta

Gül yüzlüm, güzelim gözümü iste

Yeter ki sen söyle hemen veririm

 

Beni Yaradan’dan bir amanım var

Birgün dileyecek bir zamanım var

Ey güzelim daha bir gümanım var

Benim her kitaptan kelam veririm

 

Garip olan kulu bilmem kim sever

O beğenmediğin amma zer değer

Dost Yusuf Padişah olsaydım eğer

Can prenses deyip ferman veririm

 

 

Bakmadan Geçme