Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri

BEYAZ ACI 

ERDAL ŞAHİN

Ahh çilekeş memleketim

Üstüne karbeyaz soğuk bir günün doğduğu altın kafesim .

Dağları eman vermeyen acı memleketim

Kimbilir kaç göz acı ve umutla bekler yollarını şimdi.

Kaç yürek duaya durur ıslak gözleriyle 

Bahçesarayım Müküsüm.

Bahçende nice güller fidanlar derildi bu mevsim. 

Sarayın şimdi kaldı öksüz ve yetim.

Acı üstüne acı. 

Feryat üstüne feryat

Figan üstüne figan 

Yangın üstüne yangın 

Acının rengi beyaz şimdi.

Kar beyaz kefen beyaz, kar kefen ayaz.

Yürekler donmuş şimdi acıdan 

Şubat hiç bu kadar soğuk olmamıştı.

Öyle bir soğuk ki yürekleri yakan bir soğuk.

Soğuktan hiç yürek yanarmı? ki dedin.

Yanar hemde hiçbir ateşin yakmadığı şekilde yanar.

Kimbilir bu şubat soğuğu kaç yüreği yaktı yangın yerine çevirdi.

Acı beyaz, yüreklerimiz şimdi koru ayaz... 

Zaman donar yürek donar söz donar.

 

Bu acı olayda hayatını kaybeden tüm insanlarımıza Allahtan rahmet yakınlarına sabır diliyorum.

Yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Mavi Şehrin Kalemleri

BEN NEYLEYİM 

NAMIK ÇETİN ŞAHİN

Ne tanırım seni nede sen beni

Neye kızdın  niye engelledin beni 

Ben arıda bal , sen gül  misali

Biri beni engellemiş ben neyleyim 

 

Görünmez  bilinmez diyardayım 

Hayatta mı  yoksa sağmıyım

Sen ihtiyarsın da  ben genç miyim

Biri beni engellemiş ben  neyleyim 

 

Boş  bir hayal sürükler seni de beni de

Sen kendi alemin de ben kendi alemim de

Ne seni andım  ne seni yazdım yüreğime 

Biri beni engellemiş ben  neyleyim 

 

Soğukmuş memlektin, yüreğin gibi 

Bundan sonra  gelsen ne yazar ki

Engelleme aklından sil beni

Biri beni  engellemiş ben  neyleyim. 

Mavi Şehrin Kalemleri

PARAMPARÇA

GÜLHAN GÜRBÜZ

Öyle bir yerine geldim ki bu aşkın; 

Ne gitmek mümkün, ne kalmak. 

Biraz olsun uzaklaşsam senden, 

Canımdan can, ömrümden ömür gidiyor. 

Kalsam, çaresizliğime sevdam ağlıyor. 

Yüreğim; arafta, sensizliğin matemini tutuyor. 

Menzilim şaşmış, 

Savruluyor hayallerim; bir o yana, bir bu yana. 

Efkarım dağlar kadar. 

Ha desen, boşalacak gözlerimden yağmurlar. 

Ha desen, kalbim çıkıp gidecek yerinden. 

Can cekişiyor ruhum, 

Başımda dönüp durur alıcı kuşlar. 

 

Ne zaman başımı yastığa koysam, 

Pusuya yatmış gibi, 

Çıkar gelir karşıma çay karası gözlerin. 

Bakar durur ta uzaklardan;

Öyle güzel, öyle derin. 

Sesin kulaklarımda hala, 

Sanki benden hiç gitmemişsin,

Az sonra çıkıp geleceksin.

 

Yoksun yine, paramparça kalbim. 

Vakit gece;

Özlemim, kederim geceden yüce. 

Yüreğimde, tükenen ümitlerimin altında kalan bir vaveyla. 

Dilimde, münzevi bir aşktan kalan dualar. 

Sanki karlı dağlar devrilmiş üzerime. 

Gönlümdeki derdi uyutamıyorum. 

 

Ne vardı diyorum, 

Bu kadar sevmeseydim. 

Ne vardı, 

Her nefeste batıp durmasaydın sol yanıma. 

Çek artık; yüreğimden, düşlerimden, gecelerinden

Beni benden alan o kağıt kesiği gözlerini 

Ya da söküp al bu bedenden, bu uslanmaz yüreği. 

Sensiz, hiç iyi değilim. 

 

İsterdim ki aynı demlikten içilecek çaylarımız, 

Aynı çerçevede fotoğraflarımız, 

Aynı hayalin peşine takılıp giden kanatlarımız

Ve bir fincan kahve hatrına, 

Bir ömür süren sevdamız olsun. 

 

Olmadı, yâr! 

Sevdamı yazayım desem, 

Ne bir ömre ne satırlara sığarsın. 

Sensiz; yarım, yaralı, yarınsız, anlamsız herşey. 

Dünümde, bugününümde, hayalimde yalnız sen varsın. 

 

Özü gülmeyenin, yüzü güler mi? 

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş gibiyim. 

Ardından, son nefesimi vermiş gibiyim. 

Aklım firar etmiş, beynimden vurulmuş gibiyim. 

Tam seni bulmuşken, gönlünden kovulmuş gibiyim. 

 

Ne zamanın manası kaldı bende, 

Ne gelecek günlerin. 

Sensiz gelecekse sabahlar;

Aymasın güneş,

Dursun zaman, sönsün dünyanın ışıkları. 

Hayallerimden usanmışım. 

Mavi Şehrin Kalemleri

SIĞMADI.........

LEVENT KIZILIRMAK

Sorsam lügata adını 

İnsan cihana sığmadı 

Üçyüzaltmişbeş gününde 

İnsan zamana sığmadı 

 

Ana salladı beşiği 

İkiyüzaltı kemiği 

Ummanda yüzen gemiyi 

İnsan dümene sığmadı 

 

Deryada binbir balıklar 

Dolanır avcı kayıklar 

Varsa dünyada ayıklar 

İnsan aklına sığmadı 

 

Dünya desem gözde bakış 

Kâhı düzdür kâhı yokuş 

Kanadı kırılmış bir kuş 

İnsan eline sığmadı 

 

Eğri yolun yok ötesi 

Çemen tutmaz gül tanesi 

O bülbülün yok ötesi 

İnsan bağına sığmadı 

 

Zarar etti sev pazarı

Değer sevenin nazarı 

Sanki yumurtanın zarı 

İnsan vicdana sığmadı 

 

Levent'im mecal ararım

Canıma ecel ararım 

Bir mağarada yaşarım 

İnsan mihmana sığmadı

Mavi Şehrin Kalemleri

GECELER

EBUBEKİR ÇAVUŞ  (YAMÂNİ)

Küçücük odamda masa önünde

Sağa sola kıvranırım yerim dar

Toroslara bakan kuzey yönünde

Seni düşünürüm ölene kadar

 

Uyku girmez gözlerimi kapamam

Canımın canısın sensiz yapamam

Ecel ayırmadan senden kopamam

Kalbimde silinmez derin izin var

 

Doyamadım mis kokuna tadına

Şiirler yazarım senin adına

Gönlümü veremem başka kadına

Neler çektiğime şahit dört duvar

 

Mazimize dalar seni özlerim

Çağlayan pınara döner gözlerim

Geceyi titretir acı sözlerim

Ahvalime yanan yıldızlar kayar

 

Kâbus gibi bir manzara geceler

Sabahı olmayan kara geceler

Yamâni'yim bana yara geceler

Gel yanıma derman ol derdime yâr

17/03/2025

Mavi Şehrin Kalemleri

GURBET GELİNİ

NARİN ALTAN

Yoksul iken bir zengine verdiler

Sanki kendi öz kızından bezdiler

Direttikçe kör kurşuna dizdiler

Garip kula dönmüş gurbet gelini 

 

Yaşadığı yer yurt çatallı diken 

Bir ölüye dönmüş sanki sağ iken 

Dört çocuğu onun boynunu büken 

Bir meçhula  dönmüş gurbet gelini 

 

Başında   turp sıkar  sakar bir koca 

Elpençe      divanda  ona  bakınca 

Muallim kesilmiş sanarsın hoca 

Suskun dile dönmüş gurbet gelini

 

Horanta  gelince  gözü dört olur

El ayağı şaşar  kendin zor bulur 

Kaynana  oyuncak  geline   ulur

Kara  çula  dönmüş gurbet gelini

17/3/2024

Mavi Şehrin Kalemleri

SENİ BEKLERİM

HAYRETTİN YAZICI

Kara yere otağ kurdum,

Yol olur seni beklerim.

Senin yurdun, benim yurdum,

Kul  olur seni beklerim.

 

Ben sahrayım, dervişçe gel,

Gönlün Hakk’a ermişçe gel,

Sele kurban vermişçe gel,

Göl olur seni beklerim.

 

Bir seda sal Davud gibi,

Gerçek olsun dileklerin.

İnildesen bir ud gibi

Dil olur seni beklerim

 

Akmaz olsun yaslı Tuna,

Ben yerine emeklerim.

Dönüyorum yuna yuna,

Sal olur seni beklerim.

 

Biz toplarız narı dalda,

Sarı çiçek yeşil dalda,

Şevk içinde arı balda,

Gül olur seni beklerim.

 

Tur diyelim Musa ile

Dur diyelim asa ile

Gönlümüzde tasa ile

Tel olur seni beklerim...

 

Çöl var ise, çemende var,

Yemen varsa, güman da var,

Bizden çok şey uman da var,

Kül olur seni beklerim...

Mavi Şehrin Kalemleri

DERİN MESELE

AŞIK MÂHCÛBİ

Karun kadar malın olsa ne fayda

İnsan olabilmek zormudur Ağam?

Neye güvenirsin canın hay hayda

Dünya'ya bağlantın varmıdır Ağam? 

 

Emeğini bankalara dökersin

Harmanını  faiz  ile yakarsın 

Dilenci gelince pis pis bakarsın

Cennet arayanlar körmüdür Ağam? 

 

Kör"nefis ben diyo sende uyarsan 

Çalar çırpar mazlumları soyarsan 

Haram  ile  zıkkım ile  doyarsan

Başına gelenler  şermidir  Ağam? 

 

Zekatı vermeye kıymazsan eğer

Bu kadar tıkınır doymazsan eğer

Yoksulu insandan saymazsan eğer

Sorarım yeriniz  darmıdır  Ağam?

 

Oruç tutmaz namaz kılmaz hacıdır

Kadı  olmuş  başımızın tacıdır

Mahcubiyi çıkar  için  incidir

İnsanlık bilmeyen Er'midir Ağam?

Saygılarımla"-

Bakmadan Geçme