MAVİ ŞEHRİN KALEMLERİ

Şairler yazarlar Vansesi'nin Mavi Şehrin Kalemleri sayfasında buluşuyor.


İyilik Şart 

Erdal Şahin

İyilik,herhangi maddi karşılık beklenilmeden, sadece insana yönelik değil tüm canlılara ve doğaya karşı yapılan güzel eylem, fiil, iş, muamele ve harekettir. İnsan iyilik yapmadan önce iyi bir niyete sahip olmalı ki yaptığı şey iyilik olsun. İnsana yakışan, insanı insan kılan ve diğer canlılardan ayıran en önemli vasfı iyilik yapması yapabilmesidir. İnsanı yücelten, değerli kılan, onun iyilik yapabilme gücü, potansiyeli ve azmidir. İnsan iyilik yaptığı oranda yücelir, değer kazanır. O iyilik bayrağını yükselttikçe iyilik de onu yüceltir, iyiliğin başını dik tutanın başını da iyilik dik tutar.

İyiliğin ehemmiyeti ilahi kelamda önemli bir yer tutar. İnsanın ebedi kurtuluşunun iyiliği emretmekte, onu yaymakta olduğunu ifada eden şu kuran ayeti bu anlamda büyük bir müjdeyi de veriyor aynı zamanda: "içinizde iyiliği emreden kötülüklerden de nehyeden (sakındıran) bir topluluk bolunsun işte kurtuluşa erenler bunlardır.(Ali İmran 104.]

Yaşadığımız dünyada, hayatta düalist bir sünnet, kanun, ölçü hâkimdir. Bir diğer değişle bu hayatta her şey zıddıyla kaimdir ve öyle bilinir, yaratılan her şey çift, tıpkı şairin "oluklar çift birinden nur akar birinden kir" dediği gibi. Örneğin gece-gündüz, karanlık-aydınlık, sıcak-soğuk, güzel-çirkin, kadın-erkek, iyilik-kötülük, hayat-ölüm dünya-ahiret, vb.

Hayattın öznesi sayılan insanoğlu bu hayatta kendi hür iradesiyle bir tercihte bulunur. Ya özüne fıtratına vicdanına yakın olan onunla bir bütünlük arz eden iyiliği güzelliği seçer ya da fıtratına ters ve yabancı olan vicdanını sürekli kemiren onu rahatsız edecek olan nefse hoş gelen kötülüğü seçer. Başkada bir tercih hakkı ve bu anlamda bir alternatifi yoktur.

İyilik ve kötülük göreceli midir? İyilik nedir? Kötülük nedir? Birisine kötülük olan şey bir başkasına iyilik olabilir mi? Birinin iyilik dediği aslında kötülük müdür! Felsefesine girmeden sadece şunu ifade edelim; Yüce yaratıcının insanoğluna emrettiği her şey iyilik ve onu nehiy ettiği her şeyde kötülüktür. Başka bir değişle fıtrata uygun olan onunla uyuşan her şey iyi, ona yabancı olan onu rahatsız eden her şey de kötülük olarak değerlendirilebilir.

Yaşadığımız şu zaman diliminde dünyaya kötülüğü fitne ve fesadı, zulmü, ifsadı, kaosu hâkim kılmak için organize olmuş birileri tarafından sürekli bir çaba ve bir gayret sarf edildiğine şahit oluyoruz. Buna karşılık iyiliği yaymak ve kötülüğü ortadan kaldırmak için organize olmuş iyilik örnekleri ve önderlerine ihtiyaç var. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığının sakatlığını yanlışlığını idrak edip, birey ve toplumlara kötülüğü hâkim kılmaya çalışanlara karşı iyiliğin mücadelesini vermek lazımdır. Karınca kararınca gemiyi delmeye çalışanlara engel olmak lazım, kötülüklere seyirci kalmak ve iyiliği yaymamak nemelazımcılığı gemiyi batırmak için yeterli bir sebeptir.

İnsanların ve toplumların hayatına ya iyilik ya da kötülük hâkimdir. Aslında bu iki zıt sürekli birbiriyle mücadele halindedirler. Zira fıtrat boşluk kaldırmaz ilkesi gereği karanlığın olduğu yerde aydınlık, aydınlığın olduğu yerde de karanlık yer tutamaz barınamaz, iyilik ve kötülük de böyledir. Ne mutlu iyiliği güzelliği kendine şiar edinip onun mücadelesini verenlere, belki de toplumlar onlar sayesinde ayakta duruyor.

İyilik adına yapılan hiçbir şey boş anlamsız ve küçük değildir. Kötüler kötülük için aktif çalışıyorlar ise iyilerin de iyilik için aktif çalışmaları gerekir. Sonuçta şu yeryüzündeki tüm mücadeleler nihayetinde iyilik ile kötülüğün mücadelesi değil mi? Hayatın yaşanırlılığı ve kötülüğün yok olması için iyilik şart. İyiliği de ancak iyiliği kendine dert edinenler, yaşam felsefesi haline getirenler ve kötülüğe düşman olanlar yapabilir.

Yaşasın iyilik ve iyiler.

Şu Bizim Lakapli Vanlilar

Ümit Kayaçelebi

Zaman tünelinde sizle dalalım

Gelip geçenleri bir bir analım

Şoratan Salih'i aldım en başa

Bülbül Hekki'yi unutmam haşa

Davulcu Tosun yaşayan bir değer

Berber Seyfi gızar yazmazsam eğer

İpkesen Sabri ve Tarzan Ğeyro

Hala hatırlardadır Fırıncı Şişko

Ğıdo, Aloş, Deli Arif'i unutma

Macar Şemoyu'da yabana atma

Fargo Memed ile Volvo Ehmet

Gasap Babaş'a da oğuruz rehmet

Herkül Mastafa bırağmıştır güreşi

Gaplan Yapar'ın da yoğtu bir eşi

Pansumancı Memet'le, İğneci Kerim

Eşekçi Nebi Dayı ve Şair Selim

Leşgo Salih bir gün rahat durmadı

Yorgansız Salo ev sahibi olmadı

Dere Mehleli Turan'ın feneri Demirci

Hasan'ın ünlüydü beşikleri

Fantom Eziz yolların fatihiydi

Sallağ Ğelil güler yüzlü biriydi

Arzuhalci Maruf istida yazar

Cinli Mısto gumaş sorana gızar

Zırtçı Supi atıp atıp tutardı

Jilet Isko durduğ yerde çatardı

Seladin Gardaş hep tekelin önünde

Çifte Aslan'ın saldırması belinde

Radyocu Kemal dersiniz Ayhan Işık

Pel pel dolanırdı Yumurta Faruk

Ağzı eğri Kemal iyi hekimdi

Şağ şağ Eli hep sade yağ içerdi

Gehveci Ehsan'le, Gehveci Bapir

Tumansız Ehmet'le, Sosyete Şakir

Peynirci Niyazi'den sen al peyniri

Koraloğlu Kemal'den dinle şiiri

Kervansaray Saniye'de süslenin

Yıkanmaya Zeki Güzel Hamamına gidin

Göz göz Murat ha bire ölüm var diyor

Vır vır Elo başımızı şişiriyor

Sebzeci Sultan'ın yüzü gülmezdi

Kirli Hemdo temizlik ne bilmezdi

Lastikçi İrfan'la, Tırtıra Baki

Çoğ kibar adamdı şu Berber Zeki

Telli Dede ufak tefek bir adam

Gılıçlı Memet ne dert bilir ne de gam

Deli İbo, Cinli İbo ve Gıcıbello

Bastalya da önde hep Defçi Zeko

Defçi Fethi sahura galdırırdı

Yağcı Ehmet gaz, motorin satardı

Yağcı Nurettin'i ayık görmedim

Tango Ağa'nın oyununa doymadım

Kirli Cemal, Sinek Cemal, Kör Celo

Gasap Çeto, Kör Gıtto, Faytoncu Silo

Tornavida Yaşo, Lapdedi Cafer

Abbas Emmi canavardan bahseder

Hamut Hoca, Hafız Hemdi, şığ Reşit

Çakaloğlu Hemit ve Ğancı Reşit

Kömürcü Muştağ, Kömürcü İsmail

Leblebici Ömer ve Pineci Resul

İl Mınco Memet, Öküz Memet, Memişo

Şef Şabettin ve Fenerli Nigo

Dıngo Fayığ, Dıngo Dursun ve Dımso

Timurlenk Bozkurt ve Molla Bozo

Mışgo Mevlüt, Şişko Mevlüt, Koçero

Pıskiletçi Dedo ve Binik Ehmo

Goşto Hüsamettin ve Ğoroz Heyder

Mellaki Müdürü ve Ğancı Emer

Fırıncı İbo'nun açığ ekmeğini yedin mi?

Pastaca Nuri'nin de pastasını yedin mi?

Gurt Avlayan ve Tenekeci İbrahim

Pala Ehmed'i de rahmetle yad edelim

Vaz-ı nasihat ederdi Malla Eli

Titrer dururdu Sabri Lağlağ'ın eli

Mehmet İnvani, Köse Lütfi ile geçinmez

Yorgansız salo da hiç ayık gezmez

Cümbüşçü Aslan toyları şenlendirir

Muhbet Eze de manileri dillendirir

Deli Salih bol bol atıp tutardı

Gara Selim külğanlarda yatardı

Foto Çörçil resmimizi çekerdi

Şekerci Dayı'nın da dili şekerdi

Sofi Tırğa, Kel Kazım'la gezerdi

Ğancı Rıza gaş altından süzerdi

Polat Dayının varı yoğu eşeği

Gasap Bekir'in de bükülmezdi beli

Gehvecioğlu Cemal efendinin bağı

Mezarcı Hekkinin de gaba idi dudağı

Serğoş Fıko hep yolumu küserdi

Lafta Kemal çabuğ gızıp, küserdi

Galaycı Osman ve Galaycı Gedır

Gemşo Dayının da çektiği nedir

Tenekeci Ömer'in cebindedir lafı

Eziz ğocanın ardında tutardığ safı

Bekçi Mısto, Bekçi Çıro coplardı

Babo Mıri desen Ğıdo hoplardı

Dıriş Ehmo'nun aklı topuğunda

Osman-ı Hotto'nun ne ararsan bağında

Kirli İsmet İspanyolca öğrendi

Memet Delibaş'a hep kahya dendi

Öküz Hüseyin'in dizi dizi evleri

Füze Uçun'un da meşhurdu voleleri

Piştide yenilmez Karagöz Kemal

Filito'dan git oyun dersi al

Kitapçı Yunus'tan Teksas alırdık

Gero su taşırken hep takılırdık

Eli Gında kimi görse bulaşır

Golot Osman Ğaşbağanda dolaşır

Berber Bedo ile Gehveci Salman

Cambaz Memet Emmi ve Gazcı Osman

Marangoz Behri'nin elinde keser

Çolo Başkan Van'a kattı çok eser

Çırpaç Rasim'den de el aman ettik

SerğoşYılmaz'dan hep yağa silktik

Atmaca Recep ne de güzel atardı

Mahküm Kemal'da Anadolda yatardı

Deli Nayilenin ağzı fena goğardı

Sıti Abadan da tüm mehelle gorğardı

Ğırğız Merdiveni Necip sahada

Şığ Gahraman muska yapar arada

Şişko Yaşar dersin sanki defterdar

Mevlüt Okayer sana künyeni sayar

Refo Dayının cirokleri bitmezdi

Çıro Zeki hiç eyvallah etmezdi

Baş Zabıta Zillioğlu Hemdiydi

Zorla para alan da Deli Metin'di

Mığ Zeki'yi yoktu bir tanımayan

Hacı Dedo galeye yürürdü yayan

Mirze Letif kendi halinde bir zat

Vampir Fıko kimseye vermedi rahat

Çay içen Fato çoğ çay içerdi

Göründü güneş, ganatlanıp uçardı

Başmemur Burnu Büyük Muzaffer

Tenekeci Gulağ Kesen Muzaffer

Pala Remzi içer düşer kanala

Molo Ehmet çizgi çekerdi yola

Ali Panganot'un gapısında fiatı

Dana Mustafanın hep asıktı suratı

Dünya yansa Fırfır Baba tınlamaz

Gıbrıslı Memoyla pazarlık olmaz

Pineci Yusuf'la, Pineci sadık

Çırpaç Fikriye de az mı yalvardık

Deli Neco sürgünlerde dolaştı

Ato elinde Türk bayrağı dolaştı

Dadaş Servetten tüm talebe korkardı

Hamal Mıho küfeyle yük taşırdı

Foto Haydar, Foto Süphan ve Kırcan

Binacı Mahmut'a da ev yaptıracan

İskeleli Eli Dayı ve Edo Dayı

Amigo Nimet şenlendirirdi sahayı

Muhtar Hacı Baba ve Hamal Ehmo

Dondurmacı Muhyeddin ve Hacı Dedo

Demirci Cimşit daim demir döğerdi

Boyacı Elo'ya garışınca söğerdi

Nağırcı Elo goşar Nağır peşinde

Şahin Uzal'da uğraşıyor işinde

Eski toprak ; bu şiir burada bitsin

Allah'ın selamı üzerinize olsun.

Efsaneler ve Lâleler

Fatih Civelek

Efsaneler bazen aşktan ve denizden gelirler.

Aşktan ve denizden ve bazen de lâlelerden gelenler,

bazen ışık olurlar ve bütün zamanların nice aşk haritalarını aydınlatırlar.

Bu vesileyle efsane kurmak kadar, efsaneyi yazmak da efsaneye dâhildir.

Van-Aşkı'nı derinlemesine haritalarda bulamazsınız belki ama..

Van insanına, tarihine, kalesine dokunmak ve Van-Denizi'ne açılmak gerekir.

Van-Denizi ve Van-Şehri.. 2014 Türkiyesi'nin aşk-kalemiyle yeniden çizildi.

Bu vesileyle denizden, havadan, karadan Tuşba yeniden keşfedildi..

Bu sebeple bu kocamaan Van-Denizi'nin aşk aynasında, Tuşba doğdu..

Kendi yansımasını, Tuşba'nın dindar topraklarında buldu..

Büyük Van-Yurdu'nun devâmında ise, ismi Tuşba konuldu..

Bir Van-Gülü-Sepeti gibi, Tuşba nakış nakış dokundu..

Ve neticede kadim.. "Şehr-i Tuşba" oldu..

Mavi Şehrin Rüyası

Mustafa Doğan

Kadim medeniyetler otağ kurmuş bağrında,

Geçmişi geleceğe taşırken mistik dokun,

Birliğin ve dirliğin muhabbeti çağrında,

Kök salar asırlardan asil ve naif kokun.

Güneşin gözlerinde senle başlıyor zaman,

Şehirlerin şahıdır mavi gülüşüyle Van.

Günü açar gökyüzü seherin nefesiyle,

Doğudan yayılırken tüm dünyaya "Bismillah"

Kudret kuvvete döner bereketin sesiyle,

Alın terinden düşer helalinden ilk siftah,

Dağların doruğundan aydınlığa döner tan,

Sabahı Selamlıyor mavi gülüşüyle Van.

Yüzyılların mirası saklı durur koynunda,

Gizemli, esrar dolu Akdamar kilisesi,

İnci gibi parlarken yurdumun pak boynunda;

Muradiye kondurur suya köpük busesi.

İşte zarafet budur, çan çalar, okur ezan,

Mest eder mabetleri mavi gülüşüyle Van.

Bahçesaray, Başkale, cenk meydanı Çaldıran,

Erciş, Tuşba, Edremit gölün nazlı kuğusu;

Nurlu sakinliğindir tefekküre daldıran

Sende tüterdi, olsa güzelliğin buğusu.

Gürpınar, Çatak, Saray Gevaş candan öte can?

Saklar taş mektupları mavi gülüşüyle Van.

Kalenin surlarına kaç hükümdar dayandı?

Kümbetler, kitabeler tarihinin malıdır!

Vatana muhabbetin sadakatle boyandı.

Göğsündeki cesaret, bayrağımın alıdır.

Şaşırıp sendeliyor Vanadokyayı duyan,

Saklı bir cennet gibi mavi gülüşüyle Van.

Çobanların kavalı yankılanır dağlarda,

Bozkırlarını süsler gelincik çiçekleri,

Bülbül sesi dinlersin bahçelerde, bağlarda.

Türkülerin cem eder bir atan yürekleri,

Göle deniz diyenler niye söylesin yalan?

Dillerin dergâhıdır mavi gülüşüyle Van.

Sıcak tandır arası şifalı otlu peynir,

İnci kefali desen dünyada yoktur eşi;

Cömertler sofrasından eksik olmaz misafir,

Serin yaylalarının şifalıdır güneşi,

Varsa daha güzeli söylesin işte meydan,

Denizden dağa bakar mavi gülüşüyle Van.

Dolu dolu yaşanır; yazın, kışın, baharın.

İşlenir nakış nakış sevdaların kilimde,

Huzurun gölgesinde parlar leyl-ü neharın.

Bilmem kaç şiir olur güzelliğin dilimde!

En makbul rüyaları serin uykulara ban,

Kardeşlik kalesidir mavi gülüşüyle Van.

Berhayat Tuşba (Diyar-I Van)

Hacer Ertürk

Misli az olanı zordur benzetmek,

Bağlarda bitmeyen üzüm gibisin.

Deryayı bir göle zordur resmetmek,

Fırçasız tuvalsiz çizim gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Mazine bir baktım âtîye destan

Şiirler yazdıran nazım gibisin.

Sahafa aşiyan ahşap bedesten

Ciltlere sığmayan sözüm gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Kalenden görünür Adır Ada'sı

Dalları meyveli, yazım gibisin.

Surlarda çınlıyor cenk hatırası

Ceddimin bastığı izim gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Gölün istiridye inci kefale,

Akdamar Ada'sı gizim gibisin.

Tabiat bestesi, akar şelale,

Bedmahi çayında yüzüm gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Gölünde canavar var mıdır bilmem?

Mizahtan süzülen hüzün gibisin.

Hasretin gurbette zor mudur bilmem?

Ateşi derinde sızım gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Kediler diyarı methiyem sana,

Ne kadar anlatsam azım gibisin.

Nankördür bilinen lakabın amma,

Bir mavi bir yeşil gözüm gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Borani deseler adını derdim,

Ayranın aşında tuzum gibisin.

Eğdek tatlısına tadını verdim,

Arının balısın, özüm gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Şahadet direği, ezanlar çınlar,

Akdamar Meryem'e gizem gibisin.

İkiz Kümbetler'de bir paşa yatar,

Şan dolu tarihim mazim gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Cüruh Kaplıcası sıcacık sular,

Şifalı toprağım tozum gibisin.

Peri bacaları, Vanlı bahtiyar,

Görmesek bile de bizim gibisin.

Berhayat Tuşba'sın gözüm gibisin.

Vansesi Özel Haber

Bakmadan Geçme