MAVİ ŞEHRİN KALEMLERİ
Şairler yazarlar Vansesi'nin Mavi Şehrin Kalemleri sayfasında buluşuyor.
Kardeşçe Sohbet Ediyoruz
Fatma Zehra Polatcan
Dinler, bazen gözle görülebilen, bazen hissedilebilen, bazense görünemeyen ve hissedilemeyen canlı cansız varlıklara inanmak üzerine kuruludurlar. Daha geniş bir ifadeyle din, yaratıcıya (tek tanrı), yaratıcılara (birden fazla tanrı, çok tanrı), olağanüstü varlıklara, doğasal güçlere inanma, tapınma(ibadet etme) kuramıdır.
Şimdi sizi, kendi dinlerini anlatan miniklerimle baş başa bırakacağım
Hristiyan: Merhaba arkadaşlar ben Hristiyan'ım. Dünyada yaklaşık olarak 2,5 milyar insan benim dinime inanıyor. Benim dinimin peygamberi Hz. İsa. Kutsal kitabım ise İncil.
Müslüman: Merhaba Hristiyan kardeşim. Ben de Müslümanım. Benim dinim İslâmiyet'tir. Dünyada 1,6 milyar insan İslamiyet'e inanıyor. Dinimin peygamberi Hz. Muhammed'dir. Benim dinim tek Tanrılıdır. O da Allah'tır. Kutsal kitabım ise Kur'an'ı Kerim'dir
Hindu: Merhaba arkadaşlar, ben Hinduizm dinine inanıyorum. Hinduizm tarihsel olarak en eski dindir. Kurucusu ve tarihi net değildir. Ben bu dine inandığım için bir "Hindu "yum. Benim dinimde inek kutsaldır. Kutsal kitabımda "Kutsal Vedalar"dır.
Budizm: Merhaba arkadaşlar ben de size kendimi tanıtayım. Ben Budizm dinine inanıyorum. Benim dinimde hayattaki acı, ıstırap gibi duyguları öğrenerek ortadan kaldırmak temel alınmıştır. Hristiyan kardeşim bize mezheplerin varsa söyler misin?
Hristiyan: Hristiyan mezhepleri üçe ayrılır: Katolik, Ortodoks ve Protestan. Hindu kardeşim bize dinini biraz daha derinden anlatır mısın?
Hindu: Tabi zevkle anlatırım. Biz de inekler, hayatın kaynağı olarak kabul edildiğinden kutsallıkları bulunmaktadır. Hindular, Ganj nehrini kutsal kabul ederler. Zaman zaman bu nehirde yıkanırlar. Ölen bir kimsenin cesedini de yakıp küllerini Ganj nehrine dökerler.
Müslüman kardeşim, bize dininin şartlarını anlatır mısın?
Müslüman: Kelime -i Şehadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekât vermek, hacca gitmek.
Sizin ibadetleriniz nasıl Hristiyan kardeşim?
Hristiyan: İbadet her zaman, her yerde, tüm aklı, tüm yüreği ve tüm eylemleriyle Tanrı'yı memnun etme amaçlı olarak meydana gelen düşünsel, ruhsal, eylemsel hareketler, düşünceler ve hisler bütünüdür. Pazar günleri kiliseye gitmek, vaftiz olmak, dua etmek, rahiplere günahları itiraf etmek ise ibadetlerimizden bazılarıdır.
Son olarak Budizm'e inanan kardeşim, acı, ıstırap gibi duyguları nasıl atlatıyorsunuz?
Budist: Meditasyon yaparak. Reenkarnasyon ve Karma Felsefesi bizim yapı taşımızdır.
Bu yazımda size dört büyük dini anlattım. Unutmayın ki dini, dili, ırkı, inancı ne olursa olsun hepimiz kardeşiz. Dünyayı kardeşliğin kazanması dileğiyle...
Her Çarşamba Bir Başka üzülürüm
Rabia Gökçe Gündüz
Yine bir çarşamba günü ve yine üzgünlüğüm. Seni benden alan bu güne, her hafta her çarşambaya isyan ediyorum. Bu gün benim yıkılmışlıklarımın günü, bu insan gitmez dediğim ama senin de gittiğin gün...
Bir gün biri giriyor hayatına sen tam umudunu yitirmiş herkese olan güvenini sevgini bitirmiş durumdasın. Ama o seviyorum diyor bağlıyor kendine. Sen sevmiyorsun onu önce, sadece bağlanıyorsun sonra yavaş yavaş alışkanlığa dönüyor bu. Ona sarılmak bambaşka geliyor, onun yanında dünyayı unutuyorsun. Seni hiç bırakmayacağım, deyip yeminler ediyor, sözler veriyor.
Sende onun seni bırakmayacağına o kadar eminsin ki şüphe dahi etmiyorsun. Onun sevgisini iliklerine kadar hissediyorsun, sonra bir gün bırakmak istiyor seni. İlerde daha çok daha fazla üzüleceğini düşünüyor. Oysa sen onunla mutsuzluğu bile göze almışsın ama farkında değil.
O sevdirdi kendini, bağladı kendine beni. Şimdi gitme zamanı, ağlıyorsun karşısında. Durup gitme diyorsun, boynuna atlamak isteyip hıçkırıklara boğuluyorsun. Ama o sen bırakmazsan ben bırakmam dediği sözünü hiçe sayarak öylece gidiyor.
Sen yıkılıyorsun, tutmuyor bacakların ve o arkasına bile bakmadan gidiyor yine aynı son yine aynı güvensizlik ama bu son damla oluyor ve sen birleşemeyecek kadar küçük parçalara ayrılıyorsun, kırılıyorsun.
Tam seven yerinden nefret ediyorsun hayatın, onu seven her zerrenden. Ama o yaşamaya devam ediyor. Onun için her şey iyi, o değişmiş seni düşünmüyor. Senhiçi şeysin onun için.
Yapabildiğin tek şey bir zamanlar onla geçirdiğin her anın mutluluğunu nasıl iliklerine kadar hissediyorduysan şimdide bu mahf oluşluğunu bu müthiş acıyı iliklerine kadar hmek ve her akşam yorulup sızana kadar ağlamak...
Kül Bastım Yaralarıma
Necla Arpa Gülaçar
Kül bastım yaralarıma
Bir yanım figan
Öbür yanım sükûnet
Gözyaşı akıttım hatıralarıma
Geçen zamanda hep bir ihanet
Ah çaresizliğim, kimsesizliğim
Sellere kapılmış ümitsizliğim...
Aynada ağlayan kırık kalpli aksim
Gitmelere alışık garip halim
Taze bir kahve kokusu
Bir sevdanın taze eşiğinde
Merdivenler yükselir
Annemin tahtına
Yayılıveriyor elma kokusu
Ruhumu okşar
Öpücükler kondurur alnıma
Gelmeler başlar, çocukluğum...
Bir kiraz ağacının
Dallarını hatırlatır
Hayaller ve hatıralar
Yüksek topuklu ayakkabılar
Güneşe inat serin gölgeler
Gölgelerin arasında
Yaralarına kül basan
Elma kokulu küçük bir yürek
Ortaya saçılmış tüm umutlar
Duraklar ve insanlar
Yalancı şahitler
Kirletilmiş imzalar
Nefes nefese bir kavga
Yarım kalmış hayatlar
Ezeli günlerin tek tesellisi için
Kül bastım yaralarıma.
Dost Bağı
Yakup Bayram
Dostların bağına bağıban olduk
Bağbandan desturu alan alana
Gönül sofrasını huzura serdik
Destursuz sofraya duran durana
Malumun ilanı, gönül hep körmüş
Dostluğun bağını karalık örmüş
Ahde vefa diye nankörlük görmüş
Vefanın yolunu soran sorana
Candan dinler idik onca kelamı
Başa taç bilirdik dosttan selamı
Bu nefsin elinden çektim melamı
Hüküm kalemini kıran kırana
Beklerdik dostlardan birazcık vefa
Hâlbuki muratlar sadece sefa
Şu güzel otağdan bize pay cefa
Virane bu mülkü soyan soyana
Gel zaman git zaman talan oldu bağ
Kıymetin bilmedi ne ölü ne sağ
Canan cansız kalsa yıkılır otağ
Bu kötü haberi duyan duyana.
Ayrı Bir Özlem'sin...
Serhat Yıldız
Hep aynı yerden kırılıyorum
Sebepli sebepsiz
Başım duvarda,
Sırtımı kemiren böcekler
Yüreği yorgun bir adamım ben
Nerede görsem seni
Ellerinde hep kirli eller
Ne o ;
Gözlerini hüzünlü gördüm bugün
Elini uzat
Yüreğime dokunacak kadar
Yüzmeyi bilmiyorum mesela
Gözlerinde akan yaşlarda boğulurum
Cehennemine sarılmak istiyorum
Yansam bile incinmem söz
Korkularımda var elbet
Hissedecek kadar
Gözlerinde korkunu görüyorum
Bu gün çok güzel olmuşsun
Gözlerin ayrı
Saçların, dudakların ayrı sevinçte
İnsan aklındakilerini unutamaz
Şu sıralar ölmekle meşgulüm affet
Biliyorum susuz bir ağaç gibisin
Senle ilgilenemeyecek kadar
Yaşlandım artık
Oysa inatla sevmek istiyorum seni
Hiç bilmediğim kaldırımlarda
Yürüyorum
Her kaldırımın sonunda
Sana varmanın umudunu
Taşıyarak...