Mavi Şehrin Kalemleri

Mavi Şehrin Kalemleri


YALANCIDAN DAHA YALANSIN DÜNYA

MEHMET ÇELİK ERSES

Ölümsüz görünüp kandırma beni

Yalancıdan daha yalansın dünya

Günaha sevk edip yandırma beni

Yalancıdan daha yalansın dünya.

Söyle bana nerde o gördüklerim

Tek tek göçüp gitti tüm sevdiklerim

Hiç geri gelir mi can dediklerim

Yalancıdan daha yalansın dünya.

Sana güvenip de aramam dünü

Kader çizgisinin değişmez yönü

Şah padişahın da gelecek günü

Yalancıdan daha yalansın dünya.

Kaçıyorsam peşkeş çekme haramı

Hakka adanmışsam yakma çıramı

Şaşırtma, Allah la açma aramı

Yalancıdan daha yalansın dünya.

DEDİM EYVAH EYVAH

MERAL BAYAT İNAT

Gel gör beni can

İyiliklerimle vurdu, şu insan

Tek suçum hep iyilik tek iyilikti

Sanırsın iyilik tarikatına bağlı bir derviş

Kapı kapı gezip iyilik yapmaktı muradım

Yaptım da sadece insanlara iyilik yaptım

Tek gayemde Rabbimin rızasını kazanmak

Hep o iyi niyetle şu hayat yoluna revan oldum

Atamdır deyip iyilik yaptım

Kardaşımdır deyip iyilik yaptım

Dostumdur deyip iyilik yaptım

Daha da önemlisi insandır deyip iyilik yaptım

Meğerse ben ahir vakit insanına değmeyecek

Ne çok, çok şey yapmışım

Bir baktım ki aman Allah'ım

Menfaat için hem de insan dediklerim

Yazık ki insanlıklarını satmış

İnsan olarak görevimi yapıp uyarınca

Gittiğin yol, yol değil, yanlış yoldasın deyince

Bana ne derse beğenirsiniz sizce?

Bence sen meczupsun zannımca

Çünkü sen bu dünya insanı değilsin

Ya çok geri çağda kalmışsın

Ya da sen kafayı yemişsin

Ah ah dedim! İşine gelmeyince, ne çabuk satıldım

İyilik yapınca kandım ve de candım

Şimdi ise hem meczup hep de geri çağda kaldım

Dedim eyvah eyvah! Değmezler için

Hesabına gelmeyen doğrular söylendiği için

Yazık ki iyiliğimle vuruldum

Benim bildiklerimi heyhat onlar bilmiyor

Ben zaten şu ahir vakit insanına değmediğini biliyordum

Ben balık bilmese, Halık bilir diye bu yola koyuldum

Onların bilmediği ben halimden çok memnundum

İşlerine geldiğinde sen iyilik perisisin

İşlerine gelmediklerinde ise ben zaten hep meczuptum

İyi ki bana hiç bir zaman insansın demediler

Çünkü o sağı solu belli olmayan bir canlıdır

Farkında olsaydı insan kendisi zaten bir yalan olacak

Asıl olan geride dünyaya bırakacağı nam

Her türden maskesi vardı, ne yazık

Heyhat sadece kendi olmayı başaramamıştı şu insan

GÜZ GÜNEŞİ

ŞERİFE ESER

Sessiz bir güz güneşi kızıllığı yansıyor,

birazda mavi,

Sarı yapraklı dallara.

Islak ıslak umut bahçelerinden.

özgürce dilleniyor rüzgar .

Sonsuzluğa yol alırken,

Umut mevsimleri.

Akşam üzeri

şarkılar asmış kuşlar güneşe .

Sonsuz bir gökyüzünden,

Kanat çırparak gelip,

Okkalı bir öpücük kondurarak yanağa,

Geceyi bekliyor

Umutlar ip atmış yaşam dallarına.

Yorgun bedenlerden,

Şimşekler çaktıran.

Düşlerini sarar gibi.

sıcacık bir umut koyacak, avuçlara.

Yıldızların bir tanesi bile, görmeden.

Biraz çoraklaşmış toprağa,

Tohum eker gibi.

Sığınmak istiyecek mehtaplı gecelere yıldızlar.

Beste beste yağacak tutkuları.

Köpük köpük bulutlara.

Gece serhoşluğunda.

Sevdikleri her şeyi,

Yeminli kutsal sevgileri,

Kalplerindeki aşkları,

fısıldayacaklar

Kulaklara.

Konuşmadığı aşklar.

Ateş tutuşacak.

Bir kıvılcımla.

Yerlere düşen yaprakların.

Üstünden geçiyor yolları.

Sevmeye vakit bulamadan, yıldızlar.

Kucak açarcasına gerçek sevmelere.

Kalpten kalbe akan,

Sarılmaya hasret.

Sevmeli diyor,

Güz güneşi

Sevmel.

DOYSUN SENİNLE GARİP

ERTUĞRUL AKBAL

Badirelerde garip, dostlar gelmez haneye

Gazel olmuş yüreği,harlar düşmüş bahçeye

Merhemler sürüversen,em olmuyor gövdeye

Çal dost kapısınıda,yalnız kalmasın garip

*

Gönlü hoş yürek sevgi,dolu kulu incitmez

Mala mülke sarılmaz,parayı pulu bilmez

Gülmek eğlenmek ister,nedense yüzü gülmez

Güldürelim biz onu,ağlamasın be garip

*

Sessiz sakin uysaldır,dert dökemez kimseye

Kendi yağıyla pişer,oturur bir köşeye

Minnet etmez çevreye,eyvallah der her şeye

Yalnız koyma koş ona,dostsuz kalmasın garip

*

Ahular yutarda bal eyler içten söylemez

Hastadırda çekerde,halini arz edemez

Talihi bahtı kara,lakin kinde güdemez

Git onun ocağına,dost ışık görsün garip.

*

Zemheride üşürde,yokki ocak yakamaz

Perişan yoksuldurda,halini anlatamaz

Kuru ekmeği katık,yapar susuz yutamaz

Tenceresine aş ol,doysun seninle garip.

GİTME

VUSLAT MÜZEYYEN DURSUN

“Kimsenin duymadığı, anlamadığı yarım bir kalbin haykırışlarıdır hissettiklerim.

Duyuyorsun beni değil mi?

Kimsenin duymadığını en iyi sen duyuyorsun,

Çığlıklarımın beni nasıl boğduğunu sen görüyorsun.

Geçen her dakikanın beni damla damla erittiğini

hissediyorsun.

Gitme, yanımda kal!

Bana var olduğumu hatırlat!

Beni önemsediğini, düşündüğünü göster.

Yanı başımda olmana rağmen;

Nefesini hissediyorken senden uzak kalmak ne

zor?

Bana sarılma isteğinde bile içimi böylesine ısıtman,

Kalbimi yerinden çıkaracak kadar heyecanlandırman,

Beni öyle mutlu ediyor ki.

Gitme, yanımda kal!

Umudum ol umutsuzluğa kapıldığım her saniye,

İyileşmeme yardım et kendimden vazgeçtiğim her

dakika!

Huzuruma ortak ol yarından vazgeçtiğim günlerde

Sendeleyen ayaklarıma şifa ol yalnızlığımda!

Elini yarım kalmış kalbime koy,

Acıyan yerlerime merhem ol!

Kimsenin duymadığı bu çığlıklar,

Kimsenin anlamadığı, görmediği bu karanlıklar,

Kimsenin kalbine değmeyen bu çırpınışlar,

Beni senden ve sana dair bütün hayallerden uzaklaştırıyor.

Rahatsız ediyor beni yokluğun;

Tüm dünyayı yerle bir etme hissi veriyor bana,

Bütün kötülükleri önüme seriyor senden uzak

kalma duygusu.

Gözlerindeki üzüntüyü görmek,

Kalbinde taşıdığın öfkeye ortak olmak,

Bu kendini yıpratırcasına mücadelen,

Ömrümden ömür götürüyor.

Gözlerimden merhameti çalıyor;

Önümdeki bütün yolları kapatıyor yokluğunun

sancısı.

Duyuyorsun beni değil mi?

Bana pes etmiş beni kazandır;

Ve kollarında huzur bulduğum seni.

Bana yarını gözlerinle

Ve bir an olsun vazgeçmediğin mücadelenle sevdir.

Kaybolmaktan ve kaybetmekten çok korkuyorum.

Gitme, yanımda kal!

Acıyan yerlerime dokun yüreğinin elleriyle,

Sarıl bana!

İyileşmeme,

Ve sana

Beni anlamaktan hiç vazgeçmeyen sana

Sarılıp teşekkür etmeme izin ver…

                             

TÜKENİŞ

A.N. TUNÇ

Gülüm dikene küskün,sevdam yorgun.

Tükendim, bittim, bir eyvahım kaldı

Bağım, bahçem kurudu,benzin solgun

Tükendim bittim, bir eyvahım kaldı.

ldum mala, mülke ve kadına ram

Düşünmez oldum helal ile haram

Beynim iflasta, dil tutuk bi kelam

Tükendim bittim, bir eyvahım kaldı

Kulaklar sağır, diller lal, kördür göz

Yalana ödül, suskundur gerçek söz

Ey Can ..! Seni kahreden kementi çöz

Tükendim, bittim, bir eyvahım kaldı

Ölçü- Tanıda ettim bin bir hile

Alime red, köle oldum cahile

Ötesi yok, dönüş olmazsa nafile

Tükendim, bittim , bir eyvahım kaldı

Kabe'den reddi hal "gelmeyin" diye

Zulmü, küfrü kalbe ettim hediye

Er'ce, iblise çekmedim reddiye

Tükendim, bittim, bir eyvahım kaldı

Bezginleşen canımla var savaşım

Kara günde yok eş, dost’la kardeşim

Dostsuz kepçeyle gömülür naaşım

Tükendim, bittim, bir eyvahım kaldı

Değil komşu külüne, can hasme muhtac

Bilinmiyor kim hasta, kim tok kim ac

Sanki kıyamet, sevgi kine muhtaç

Tükendim, bittim, bir eyvahım kaldı

Hep tükürdüm , maskeli yüzsüz yüze

Şimdi isyanım var, maskesiz yüze

Yarab... Çıkar bizi bataktan düze

Tükendim, bittim, bir eyvahım kaldı

Çöle döndü gönül yitik merhamet

Ana yüze , evlat kucağa hasret

Öz vatanında yaşanandır gurbet

Tükendim. bittim, bir eyvahım kaldı

Tunç derki ;  Ey Kendince namlı insan

Nefesin darda, için kusuyor kan

Bir virüs ki; dünyanı etti viran

Tükendim bittin. Bir eyvahın kaldı.

Bakmadan Geçme