HÜZN –Ü RUH
BERİVAN DURMAZ
Sükûtu ruhun ölümündendi;
Çizildi tebeşirle,
Olay yeri inceleme başlatıldı.
Burada bir çukur çıkmadı…
Bu bir çukur değil elbet
fakat bu bir taş, bu bir recim.
Hayattan istifası ektedir buyurunuz…
Dedim beni anlayan, yalnız şairler midir?
‘ Yalnızlık, yalnız şairlere mi mahsustur? ’dedi
Tüten sigarasında ısınan kadın.
Uzattı mayalı soğuk suyunu,
Alnında ki ışığın sönük çekimsersizliğiyle …
Tam o sıra gökyüzünün esri olan mâh,
Sessizliğini hezar gibi duyurdu devrana.
Asıl şimdi görüyorum yıldızları.
Çok olmadı kaybedeli güneşi
ve tanıyalı göğü̈
Gökyüzü̈ yazsın, yeryüzüne yeni senaryoyu.
Yeryüzü̈ beni şair bilsin.
Bitmeyen kitabın son sayfasında.
“İkimiz de bir daha dönmeyecektik
O sevmediğinden ben de gururumdan”
Yazıyordu.
Sevmeyen ruh göklere çıktı.
Gururlu beden,
Çiçek desenli yorgana sarılmış̧
Sol tarafında uyuyor, uyutuyordu…
YAZIK ETME...
FERİDE ÖZBİLGE
Zamansız bir anda veda etme sen
Sevdayı sen sardın garip başıma
Koskoca maziyi çalıp gitme sen
Goncaları doldur kara kışıma
Asla korkup sinmek yok kitabımda
Gecem aydınlanır sen mehtabımda
Sana sevgim gizli her hitabımda
Acı bir söz katmam tatlı aşıma
Kalbimdeki hüznü söküp atarım
Her sözüme aşkla, seni katarım
Güneşin ben isem senle batarım
Taş atmasın kimse gönül kuşuma
Adresin her daim gönlümde saklı
Günlerim geçiyor karalı aklı
Başkaları için ben bir yasaklı
Sitemli söz duymak gelmez işime
Gizlisin yürekte yerin bilinmez
Orası senindir, dıştan delinmez
Alnımda yazımsın bil ki silinmez
Nazarlar değmesin hilal kaşıma
Gidersen batacak benim güneşim
Kor oldu solumda sevda ateşim
Sen iki dünyada benim tek eşim
Adın yazılmalı mezar taşıma
Eğer ki istersen bana can olmak
Ahdedip her şeyi Peri'de bulmak
Güllere yakışmaz açmadan solmak
Yazık etme sakın bu genç yaşıma
FARAZİ KILAVUZ
HALİL GÖÇEK
Bir kılavuz buldum yolu şaşırdı
Sonunda sabrımı dahi taşırdı
Eline geçeni midesine aşırdı
Ne zaman gelecek işin sonu
Yoksa çok hazin olacak sonu
Millete palavraları atıp durdu
Ardından oturup hayaller kurdu
Günahsız canlıyı sırtından vurdu
Ne zaman gelecek bu işin sonu
Yoksa çok hazin olacak sonu
Güya bu yol gösterecek bana
Ulen be ahmak hiç inanmasana
Düşün bundan hayır gelir mi sana
Ne zaman gelecek bu işin sonu
Yoksa çok hazin olacak sonu
Gökerim bak sonunda isyan ettim
Utanmadan koşup diyor usta yettim
Kovdum yanımdan git yemin ettim
Ne zaman gelecek bu işin sonu
Yoksa çok hazin olacak sonu
BİRLİKTE YAŞAMAK
HÜSNÜ SÖNMEZER
İşte yine özledim daha sen gider gitmez
Gözlerim yoruldu bak ardından hep bakmaktan
İnan bu aşk içimde bir ömür boyu bitmez
Sen yanımda oldukça seninle yaşamaktan
Gözlerine bakardım hep yanımda olsaydın
Yudum yudum içerek yüreğime dolsaydın
Beni sende ben gibi hep içinde duysaydın
Çok zevk alırdım inan seninle yaşamaktan
Aşkımı hep yazardım yüreğinin içine
Resmini de işlerdim gergefim köşesine
Ses verirdim o zaman şarkılarla sesine
Mutlu olurduk inan birlikte yaşamaktan
İçimde bak gizlisin hep benimle yaşarsın
Her nereye gidersem yüreğimde sen varsın
Bırak bu sevda bizi ahtapot gibi sarsın
Öyle çok mutlanırdık birlikte yaşamaktan
İşte böyle sevgilim sen hep yüreğimdesin
Her an inan gönlümde her zaman benimlesin
Öyle isterdim inan ömrüm seninle bitsin
Zevk alırdık o zaman birlikte yaşamaktan
İNSAN MANZARALARI
KEMAL TEKİR
Eşin,dostun,tanıdığın,
Çocukların,akrabaların,
Uzak,yakın komşuların,
Mesai arkadaşların,
Hayat yolculğunda,
Hepsi de rol arkadaşın,
Hepsiyle de acı tatlı,
Vardır hatıraların,
Bazı konular da ortak paydaların,
Bazılarıyla ayrışma noktaların.
Kimileri varlığıyla,
Renk katar hayatına,
Kimileri her konuda,
Ayakbağı olur sana.
Bazıları güleryüzlü,
Sempatik,hoşgörülü,
Sevecen,alçak gönüllü,
İlkeli,kararlı,tutarlı,
İstikrarlı davranışlarıyla,
Güven aşılar insana.
Bazılarıysa sürekli,
Nifak saçarlar topluma.
Gururlu,kibirli,mağrur,
Hırslı,kıskanç tutumlarıyla,
Bencil,açgözlü,doyumsuz,
Tahripkar davranışlarla,
Yara açarlar insana.
Çevremizdeki insanlar,
Sınavımız olur hayat ta,
Bazılarından sevmeyi,
Bazılarından vazgeçmeyi,
Öğreniriz Dünya'da.
65 VANSPORLULAR DERNEĞİ ( TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİR)
ÜMİT KAYAÇELEBİ
1982 yılında düzenlenen Terfi ligine katılan o zaman ki Van spor zor mücadeleler sonrası mutlu sona erişti ve Türkiye 2.Ligine demir attı. Uzun yıllar bu ligde mücadele eden Van spor en sonunda o zamanki Türkiye 1.Ligine çıkarak muradına erdi.
Van’da o yıllarda olup da yaşayanlar çok iyi hatırlarlar ve Van’da futbol rüzgârının nasıl estiğini çok iyi bilirler.
Öyle bir rüzgârdı ki şehirdeki delikanlılar başta olmak üzere yaşlılar, kadınlar, kızlar bile futbolsever olmuşlardı. Van spor taraftarları vasıtalarla şehirde tur atarken bizim kadın kızlarımız bile merak edip balkonlara dökülüyorlardı. Her maç başlamadan evvel Van Spor taraftarları Maraş caddesinden akın akın stada giderlerken meraklı gözler onları seyrediyor ve hayranlıkla izliyorlardı.
Hele çarşıda dolmuşlar, taksiler haydi maça maça deyip korna çala çala giderlerken bu manzara gerçekten insanda tarifi imkânsız duygulara yol açıyordu.
Bizim birinci lig mücadelemiz devam edip giderken tabi bu arada Van Spora gönül veren bazı arkadaşlarımız da destek olma adına haydi dediler gelin bir dernek kuralım ve biz de Van Sporun yanında yer alalım dediler ve Van spor Taraftarlar Derneği kuruldu.
Dolayısıyla Taraftarlar Derneği bunu yıllar sonra dahi olsa hakkını verme adına söylüyorum çok güzel çalışmalar yaptı ve çok katkı sundular.
Yani düşünün Van’daki maçlara siz gitmeden Van Spor Taraftarlar Derneği stada asılacak bez veya naylon afişleri götürüyorlar işte davuldur bayraktır vs. bunları götürüp getirmek hep dernek de bulunanların işi. Sahada görevlendirileceklerin tayini ve ücret dağıtımı yine dernekte. Hâsılı kelam sizin maddi bir menfaatiniz yok ama gönül işi bu deyip ha bire koşturup duruyorsunuz.
İşte o zamanki Taraftarlar Derneğinin Başkanı Sayın Fatih Tekbudak’tı ama derneğin, içinde çok güzel insanlar vardı aklımda kaldığı kadar bir kısmını sıralayayım;
Naci Şahin, Mehmet Gül, Bekir Gülpınar, Cumhur Özcan, Sait Mescioğlu, aklımda çok isim de kalmamış ama hepsi de güzel insanlardan müteşekkil ve çok disiplinli bir dernekti.
Faaliyetlerin arasında bir de deplasmanlara gitmek orada da Van Sporu destekleme adına bazen bir bazen de iki otobüs Vilayetçe tahsis ediliyor ve bizden bir veya birkaç kişi kafile yöneticisi olup deplasmanlara gidiliyordu. Bu deplasman kafilelerin de e ben de acizane çok görev ve yer almış birisiyim.
İşte gerek Van’da ve diğer şehirlerdeki maçlara gitme gelme organizasyonları çok güzel oldu ve derken Van Taraftarlar Derneğinin olağan yeni yönetim kurulu seçimi geldi çattı.
Yönetim iyi çalışıyordu hakkını yiyemeyiz ama seçimdir bu bir başkası da gelip aday olabilir. Ve değerli arkadaşımız Şafak Önay da ayrı bir liste ile seçime katılacağını ifade etti. Bu yönetimce hoş karşılanmadı buna ne gerek var gibisinden bir hava esti. Ve bu bazı kırılıp darılmalara yol açtı. Bu esnada hem Fatih Tekbudak hem de Şafak Önay gel bizimle ol dediler. Ben hiç unutmam şunu dedim; Her ikiniz de yazabilirsiniz dedim ve çekimser kaldım. Ben ne Fatihi ne de Şafağı kıramama adına bir tavır takındım. Yoksa birini birine tercih etme diye bir derdim de olmadı. Ben çekimser kalınca Taraftarlar Derneği bunu bizde olmak istemiyorsun her halde deyip listelerine beni dâhil etmediler. Ben zaten hiç polemiklere girmedim. Kimseyi kırmam tabiatımda yoktur. Ve Şafak Önay beni listesine dâhil etti. Böylece seçime gidildiğinde yapılan seçimde Fatih Tekbudak’ın listesi kazanınca tekrar aynı yönetim kazanarak göreve devam etti. Ve Şafak Önay’ın listesi yani benimde bulunduğum liste kaybetti. Orada bazı fevri ve hissi davrananlar çıkınca bu bizim Şafak Onay’ın gururuna dokundu.
Akşamüzeri kazananlar sevinirken biz kaybedenler de üzgün süzgün kapıdan çıkarken Şafak bana dönerek Efe (Bana efe derlerdi) dedi gel gidağ kahveye sizinle bi işim var. Eyi dedim ve yanımda Mehmet Gül, Bekir Gülpınar, Ertan Ebeperi, Cumhur Özcan, Musa Can ve diğer arkadaşlar eski Çarşı Karakolunun orada oturduk çaylar geldi çaylarımızı yudumlarken bizim Şafak Önay bize dönerek arkadaşlar dedi gelin biz de yeni bir taraftar derneği kuralım!
Bir kısmımız gerek yok bir kısmımız he kuralım derken epeyi tartıştık ve sonunda yeni bir dernek kurmaya karar verildi o akşam, Yalnız Şafak Önay kardeşim o gün çok üzgündü ve kayıp etmek onu çok rencide etmişti. Bizde onu yalnız bırakmadık. İsmi ne olsun deyince her kafadan bir ses çıktı. Sonunda adı <65 Van sporlular Derneği> olsun da karar kıldık.
Resmi işlemler başladı Dernekler masasına ilettik ve eski Beşkardeş otelinde genel kurulumuz yapıldı oy birliği ile Şafak Önay’ı başkan seçtik yönetimde Bekir Gülpınar, Mehmet Gül, Rahmetli Musa Can, Cumhur Özcan, Ertan Ebeperi, Kent Otelin sahibi Mustafa.., ve diğer arkadaşlarla yönetimi kurduk ve görev paylaşımın da bana da ‘’65 Van sporlular derneği Basın Sözcüsü görevi verildi’’ Tabi ki ben bu işi bilen biriydim. O zaman Van’daki Prestij, İhlas haber ajansı, ve diğer ajans ve yazılı görsel medya ile bu işi ben en güzel şekilde ifa ettim.
Yerimiz şimdiki İş Bankasının yanında ikinci kat bir yerdi. İki bölümdü bir yanı idare diğer yanı lokal oldu. Herkes elinden geldiği kadar yardım etti ama Şafak Önay’ın tüccar olması hasbiyle katkısı oldukça fazla oldu. Bunu belirtmekte fayda var. Lokal de o zamanki CİNE -5 vardı. Maçlar izleniyordu. Hatta bir zaman santral kurduk sekreterimiz oldu. Lakin Van sporda işler yolunda gitmeyip tekrar 2.ligi boyladığında hevesler heyecanlar tükendi. Ve çözülmeler başladı. Gerekli maddiyat olmayınca teker dönmemeye başladı. Kiradır, sekreterdir oradaki diğer giderler kaldı bir garip Orhan Velinin (Şafak Önay) boynunda.
Ne yaptıksa direksiyonu doğrultamadık ve en sonunda üzülerek de olsa derneği fesh kararı aldık ve o günkü kongrede de divan başkanı bendim.
Ve bizim dernek maceramız Van sporun tükenmesiyle son buldu. Güzel bir birliktelik yaşadık güzel anılarımız oldu ama hepsi anılarda tatlı bir anı olarak yerini aldı.
Van sporun 2. lige düşmesiyle bizde 65 Van sporlular Derneğini kapatmak zorunda kaldı.
Gerek Taraftarlar Derneği ve Gerekse 65 Van sporlular derneği olarak Sayın Fatih Tek Budak ve Sayın Şafak Önay’ın o yıllarda Van spora yönetimleriyle çok katkıları olmuştur.
Yazımı bitirirken spora emek veren katkı sunan her iki dernek başkanı ve yönetim kurulu üyelerine ölenlere rahmet kalanlara sağlık ve mutluklar diliyorum. Umarım bu sefer fesh kararı çıkmaz.
Hey gidi günler hey…