GÜLLE DOLANDI
LEYLA KOÇAK ORUÇ
Bir aşkın kemendi kara zülfümde,
Gülle dolanmış ki sökülür telim.
Batırır dikeni sarar zülfümde,
Acep divane mi dökülür telim.?
Gözlerim kan revan, halim bilinmez,
Yokmudur insafı cefa silinmez,
Yüceden dolaşan turnam bulunmaz,
Bilmem çare nedir bükülür belim.?
Bağban oldu lebe, bülbüller sağır,
Niyaz oldu gonca, ıkrarı ağır,
Can içre cananım neyledin bağrım,
Benim derdim sakim çekilir elim.
İlmek atıp örmüş söylerken gazel,
Toprak sanmış gönlüm, ekilmiş ezel,
Seyran eder mülküm, turuncum gezer,
Telden tele konar ekilir zalim.
Aykız zar eyledi günü yıl oldu,
Belik bozkır oldu renkleri soldu,
Kement sahibi aşk mutlak zor yoldu,
Mekan etti zülfüm çekilir telim.
SAVAŞLA BARIŞ
İSA YAKAN
Barış onur barış sürur,
Barış huzur,huzur demek!
Savaş açlık savaş kıtlık,
Savaş yokluk,yokluk demek!
Barış birlik barış dirlik.
Barış tokluk,tokluk demek!
Savaş eza barış sefa
Savaş hebâ,hebâ demek!
Barış varlık savaş darlık,
Barış bolluk,bolluk demek!
Savaş berbat savaş memat,
Barış hayat,hayat demek!
Özün özü:Savaş savaş,
Barış da özgürlük demek!..
Şiir; Ukrayna Rusya krizi
nedeniyle yazıldı.
MELANKOLİM BENİM
ENVER YELKEN
Ben seni incitmek içinmi şiir yazıyorum
ağlamışssın
bak nefrotik dargımı kaldırdım
gerçi ben senin sevginide bilirim
tertemiz beyaz tüllere gelinlik
tabutunun içinde
sahi sen hiç dağ çileği topladınmı
ellerin yapış yapış kan kırmızı
kokla ellerini dudaklarınla okşa
dilini kılcal dokunuşlara sinir uçlarına sıcsk
biraz acımtırak biraz ekşi
üçbeş damla gözyaşı ekle aromasına
içinden alizeler geçir çam kokusu çiğlerde
tırman zirvelere ona ulaşmak kayalar üstünde
tırmaşıklar arasında fesleğenlerle flört
çilek neye benzer biliyormusun
gamzelerinde ısırgan dokunuşlar öpüşmeler
incitmeden ezmeden ağzının içine
nefesinle emzir ve onu
kalbine yakın beşiklere al
ona melodilerle tınılar sun
ninniler kondur uyanmaya
......
Sen mehtaplı gecelerin çapkın yıldızı
ay kapatır gözlerinide yatağıma düşersin
perdelerimde titrer soluklanman
soğuk gezinmelerde ürperir yüreğim
gölgeleri eteklerine döker
bronz aynaları gümüşlersin
nolur mermer lahitler koyma önüme
sana ebedilik adına adağım var
sunağına baş koydum
..........
Geceler kahin gibi seni bana getirir
Belkıs'ın gamzesinde lüferler açarken
Süleyman'ın billur sarayında
benim gözyaşlarımda zakkum çiçekleri
içimdeki sitemi bin köle taşıyamaz
her mısrası giyotin ezberimde kalanın
alışamadım ince ince kemiren
sinsi acılarına saatin ve zenbereğin
ve satır aralarında kaybolmaktan usandım
.......
Giden gitti gelenle dalaşığım bitmiyor
bir içimlik sigara gibi tükenmedeyim
birde yalanlarını özleme krizlerim
eski gramafonda bozuk plak hafızam
bak yine takılmışım birkaç güzel sözüne
böye geç vakitlerde zehirim köpürür
ömrümü tüketti böylesi yalnızlığın
kirlenmiş hatıraların sarmaşığında
........
Bu gün yine hasretinin efkarında zay oldum
Ahh ettikçe hicranında bin kedere pay oldum
Öyle bir ateşki aşkın asude bir zamanım yok
Kuru kamış gibi nale-i narında kavruldum ney oldum
HER GÜN YENİ ÂLEM
ŞEVKET ÖZSOY
Her gün yeni âlem, yeni bir kapı
Miftahımız olsun sabah kıyamı
Besmele'yi çekip açınca bâbı
Hayır ile başlar sana o günün
Bereketle dolar sofran öğünün
Her gün yeni âlem, yeni bir sayfa
Kirâmen Kâtibin yazar kitâba
Hazırla kendini dostum hesâba
Nasılsa son günün öyle ölürsün
Şahitlik yapacak malın ve mülkün
Her gün yeni âlem, yeni bir umut
Âlemler secdede; soyut ve somut
Azrail Rabb'inden alınca komut
Ecel kapın çalar, gelir ölümün
Hakk'a yönel, ölüm, olsun düğünün
Her gün yeni âlem, yeni bir kıyam
Emanettir kula bu beden ve can
Derûnî imtihan ömründe her an
Meyledip harama bakmasın gözün
Daim "Allah" desin, özün ve sözün
Her gün yeni âlem, yeni bir meydan
Emanet değil mi bize bu vatan
Emin olsun toprak altında yatan
Hizmet ile geçsin vatana ömrün
Şehadetin olsun sarsılmaz ülkün
BİR BAYRAM HAVASINDA
RABİA BARIŞ
Telkâri saçlarıma düğümledim beyazı,
Yürüdüm adım adım ölümün kucağına.
Arzda bozulmaz imiş gökte yazılan yazı,
Gönüllü gidiyorum sevdanın sıcağına.
İman-ı kâmil ile gel eyle yaradanım,
Bir bayram havasında sana kurban bu canım.
İlah'i tut elimi bırakma canı darda,
Uyandır bu gafletten, uyanık tut kulunu.
Bir avuç günah ile utandırma huzurda,
Sana koşan âcizin düze çıkart yolunu.
Hakk sevgine ram eyle ya Rab gönül bağımı,
İman zırhıyla bürü tevhitten duvağımı.
Allah’ım kapındayım boynumu büküverdim,
Ey yüceler yücesi ben seninle hem demim.
Cennet, cehennem ne ki, sana kavuşmak derdim.
İlah'i adın ile taçlanıyor her demim.
Sen ki Hak’sın, ilahsın, benzerin yok, dengin yok,
Sen ki merhametlisin bağışın çok, affın çok.
Her halimden anlayan bir sen varsın İlah'i,
Baktığım her nesnede kudretini görürüm.
İnandım, iman ettim tüm kalbimle billahi,
İnandığım hak yolda senin için yürürüm.
Biliyorum Allah’ım emrinde yerler, gökler,
Yarattığın tüm canlı şanından medet bekler.
UZAT ELLERİNİ TUT YÜREĞİMDEN
ARİFE AKTEKİN GÜLFIRAT
İki kalp iki kırgın kalp
Örselenmiş yıpratılmış
Aşkın "yegah"makamında
Ömrün çilehanesinde
Vuslatı toprakta umarken
Merhamet denen o duygu zerresine
Rast gelince
Kör ve sağırken nice duygulara
Şefkat musikisinde
Birbirlerini görmeye ve duymaya
Başlarlar...
Yaralı kalbin biri
Diğer yaralı kalbin sesini duyar
Hisseder yüreğinde
Seni ben
Seni ben "yarandan" tanıdım
Ne kadar "aşinayım yarana"...
Öteki kalp
Yaranı görüyorum
Tüm sakladıklarını
Tâ şuramda hissediyorum...
İnsan olmak
Merhametli olmak
Bazen yanlış ellere denk gelince
zaafını göstermek
oluyor
Ve o zaaften seni "ince ince" oyuyor
Şefkat ve sevgi yoksunları..
Bazende bu sevdiğin oluyor işte.
Belki "gönlüm gönlüne"
"Gönlünde gönlüme" şifa olur.
Hem insan dediğin tenden ibaret değilki
"İnsan insana şifadır"da
Belkide biz şifayı yanlış yerlerde aradık
Sevgi ve merhamet yoksunu kalplerde.
Gel çıkalım cesetlikten
Vuslatı mahşere beklediğimiz
Hikayeleri bırakalım artık
Havale makamının sahibine havale edip
Kapatalım o eski hesapları
Gel biz yeniden başlayalım
Korkuları boğalım dipsiz bir kuyuda
Yeniden öğrenelim
daha güzel sevmeyi, sevilmeyi...
Kimbilir belki
İçimizdeki o 'merhamet ve sevgi"
Gönüllerimiz ısıtır
Artık kıymet bilen ellerde çiçek açar
kalbimiz
Var mısın?
Cesaretin var mı?
Yeni bir merhabaya daha ...
Hadi uzattım ellerimi
Uzat ellerini tut yüreğimden
ve bana yürekten bir "merhaba" de.
Elimi tutarsan, tutmasını bilirsen
Yüreğini ölene dek taşırım.
Hadi uzat ellerini tut yüreğimden
Bende sımsıkı tutayım seni tâ yüreğinden
Umutla..
Duayla..
Şefkat ile..
Ve sevgiyle...