İÇİN İÇİN
HANDAN UÇAK TUNCA
Ben dertliyim dünya dertli
Yaşamaksa çok zahmetli
Ahval yaman duy kudretli
Kanıyoruz için için
Ruh çekilmiş hayat ölü
Turnalar terk etti gölü
Yüreğimiz sahra çölü
Yanıyoruz için için
Özendik börtü böceğe
Kaygısız açan çiçeğe
Ekmeği yavan gerçeğe
Banıyoruz için için
Umit besliyorum bir an
Gül soluyor Afrika'dan
Kulun zalim duy yaradan
İnliyoruz için için
Kefenin kaç metre eni
Gün gelir sarmalar teni
Çarka dönen değirmeni
Kınıyoruz için için
VEDA MEKTUBU....
MURAT SAYDAM
Bir kere kurtardım, yakamı senden,
Git gittiğin yerde , mutlu ol yeter,
Sonunda çıkardın, imandan dinden,
Artik senin borun , mahşerde öter...
Sakız gibi olmuş, şerefin arın,
Bugünü kurtarmak , hedefin kârın,
İpe un sermektir , varlığın varın
Şeytan yolda görse, yakandan iter.
Yiyip , içip , gezmek emelin huyun ,
Katranla doludur , merhamet kuyun,
İntizara değmez, Bir karış boyun,
Ayrık otu gibi , her yerde biter.
Ne aldığın belli , Ne de verdiğin,
Akşama sökülür, yere serdiğin ,
Cuzdanin hacmidir bütün gördüğün,
Cebi dolu olsun , o sana yeter.
Saçın peruk belli , yüzünde boya,
Güzelsin sanırsın, Aklınca güya,
Etine su değmez, Bir aydan aya,
Çakmak çaksak yüzün, dumana tüter.
Herkim ki şımarır, azar coşarsa,
Doğruyu bırakıp, terse koşarsa ,
Edeplice oku , edebin varsa ,
O da küfüründen , kırk defa beter...
MAVİ BİSİKLETİN TEKERLEKLERİ
MESUT TURGAY KILIÇOĞLU
Yokluğa çağrı düşürüyor
Görmezden geliyorum
Anahtarsız kapı açan
Mashar'ın delilerini.
Dili pak yalancılar
Sokak ortasında
Son sanatsal gösteriye
Yasaklı bilet satıyor
Taşımalı.
Yeni değil,
Eskidende böyleydi
Sevemedim bi türlü
Saltanat kayığı ile göksuda gezenleri.
Gelecek satan
Sadakatsiz hatiplerin
Eskiye dönüşü başladı.
Teyemmümle.
Masum çocukların çalınan düşleri
Karakaplı defterde yazılı
Bir telaş, bir başka telaşı doğuruyor
Kara delik
Ve bilinmezlik
Biliyor artık
Mavi bisikletin tekerleklerini ç/alanları.
Gündoğumunda
Çiçeklerle konusup
Martılara yem verirken
Gördüm...
Mavi bisikletin tekerlekleri yoktu.
GÜZELDIR
BEKİR YILDIRIM
Düğünler, toylar dostlarla
Kol kola halaylarla zılgıtlarla
Güzeldir
Acılar, hüzünler ağıtlarla
Acını acısı bilen insanlarla
Yürek Birliği yapanlarla
Güzeldir.
İnsanın temel öğesi sevgidir
Hayatın her alanında
Ekmeğini aşını paylaşabileceğin
Sırrın alıp sırrın verebileceğin
Düştüğünde,
Kalkmak için tutunabileceğin
Sevdiğin seveninin olması
Güzeldir.
Gece karanlığında
Ayla yıldızların buluştuğunda
Bir sevda türküsüdür ta uzaklarda
Yankılanır dost meclisinde
Yürekler düştü muhabbete
Kıymet bilene emanettir
Selama uzanan dost ellerde
Güzeldir.
Yanık Bekir üç değil beş değil on değil
Yüreğimize düşen cemre değil don değil
Bu sevgi buluşması ilk değil son değil
Bu dünyada sermayesi sevgi olanın
Gözünde akan mutluluktur kan değil
Hayat dostu dosta götüren yollarda
Güzeldir.
İYİLİKTEN DOĞAN SEVDA
BATTAL ÇETİNE
O güzel gözlerinin büyüsüne kapılmışım
Bilmeden bir aşkın içinde ansızın yanmışım
Vuslata ermek için hergün ağlamışım
Herşey Allah'ın elinde onu da anlamışım
Aşk dolu güzel bir gönüle vurulmuşum
Zor olan hakikatin yoluna alışmışım
Nefsi yenip ben benlikten çıkıp hiç olmuşum
Herşey Allah'ın elinde onu da anlamışım
Ben aşkın diyarında bir son var sanmışım
Her konduğum petekten biraz bal almışım
Doyumsuz olan aşıkmış ben kendim aşkmışım
Herşey Allah'ın elinde onu da anlamışım
Düşmüş sevda gönlüme aşkın kapısını çalmışım
Dünya oyununu bir hazine sanmışım
Herşey bende vuku bulmuş bense yanılmışım
Herşey Allah'ın elinde onu da anlamışım
Sevgi güzel şey lakin ömürlük sanmışım
Şu kısa An'da Hüzün kısa mutluluk uzun sanmışım
İçin mezar olurken dışını süslemek fayda eder sanmışım
Herşey Allahın elinde onu da anlamışım
Her iyiliği kötülüğü başkasında sanmışım
Renklere dalıp divaneler gibi dolanmışım
Birgün oldu hak dostu Veliye bağlanmışım
Her şey Allah’ın elinde onu da anlamışım
*Ebs’m sen söyle cümle aleme kurulmuşum
İnsanı Halife gönderip onunla burulmuşum
Veli kulların Gönüller’inde taht kurmuşum
Her şey Allah’ın elinde onu da anlatmışım.
*Ebs: mahlas olarak şair kullanmaktadır
SİZ GETİRDİNİZ
DURAN KILIÇKAYA
Vebal sizin koca koca adamlar
Ülkeyi bu hale siz getirdiniz
Milletin belini bükerken zamlar
Hesabı kitaba düz getirdiniz
Gariban payına düşeni kapıp
Allah ne diyorsa tersini yapıp
Zalim Avrupa’nın eteğin öpüp
Zorla yürü diye iz getirdiniz
Okumuş yazmışı saldık meclise
Ne konuşsa alkış çaldık meclise
Hep boynumuz bükük kaldık meclise
Temmuz Ağustosta güz getirdiniz
Nazara mı geldik bilmem nazara
Sezarın hakkını verin Sezar'a
Ateşler düşürüp çarşı pazara
Yanmayan yerlere köz getirdiniz
Ya sabır lâ havle çektim düzene
Kendi suçları mı yıktım düzene
Yüz yıllık şüpheyle baktım düzene
Yüzsüzlüğe yeni yüz getirdiniz
Ben bildim bileli gelen kim varsa
Bir milim benzemez Edirne Kars'a
Konu sizin maaş kanun çıkarsa
Bir gecede hemen tez getirdiniz
Hep halkın sesini döktüm yazıya
Bilesiniz bıçak girdi azıya
Diş bileye dursun kurtlar kuzuya
Duran'ın ömrünü vız getirdiniz