YORGUNUM
ABDULNASIR TUNÇ
Dizlerim takatsız , bedeni taşımaz oldu
Yaşanan hayata yenik düştüm , yorgunum
Sararan solgun benzimle, sanki vadem doldu
Yaşanan hayata yenik düştüm, yorgunum
Geçti bahar ,yazım , ruhum seferi hazana
Gidilen yolum meçhul,belki gider fizana
Kimsecikler mecbur değil,gönlümün nazına
Yaşanan hayata yenik düştüm, yorgunum
Kime ne dedim ise, halime gülüp geçti
Hayat adeta bir beni harcamayı seçti
Ömrüm, ahvalım, hayata mecbur bir geçişti
Yaşanan hayata yenik düştüm, yorgunum
Çabalayıp didindim, dünyaya emek verdim
Ölümsüz bir aşk sevdayla ,hep kendimi gerdim
Şu hayatın insafına ,bedenimi serdim
Yaşanan hayata yenik düştüm , yorgunum
Gençliğimden eser yok, yüz çizgilerim çukur
Kimliğe etme itibar, yüzüm beni okur
Felek ruhumu gerip, kilimler gibi dokur
Yaşanan hayata yenik düştüm , yorgunum
Geçmişimi anlatsam, kimse bana inanmaz
Feryad ateşi yakar diye, eller dokunmaz
Sanki dudakta kelepçe ,esamem okunmaz
Yaşanan hayata yenik düştüm , yorgunum
Kızgın güneş bedenimi ısıtmakta naçar
Ahvalim ölümlü, ruhum bedenimden kaçar
Güzelliklerden mahrumum,çevrem kabus saçar
Yaşanan hayata yenik düştüm, yorgunum
Tunç der ki; yalan dünyaya elveda der gönlüm
Hayat, ruhu gerdikçe gerdi ,oldum bin büklüm
Bir daha aldanmamaktadır, budur son sözüm
Yaşanan hayata yenik düştüm, yorgunum
TAZELENİR!
ADNAN ÖZKAN
Akıl erdirilmez Hakk'ın işine,
Aldanma zamanın bu gidişine,
O gün gelir devran döner tersine,
Zaman şaha kalkar, an tazelenir.
Bekleme, gün doğmaz bunca günahla,
Karanlık silinir nurlu sabahla,
Hele bir gayrete gel ''Bismillah''la!
Şafak şaha kalkar, tan tazelenir.
Hak için yaşasa milletin özü,
Elbette tarihe geçecek sözü.
Atiye inançla diktikçe gözü,
Damar şaha kalkar, kan tazelenir.
Yeter bunca zillet! ölüm gerektir,
Zillete düşene zülüm gerektir.
Faziletle çarpan o ne yürektir,
Şeref şaha kalkar, şan tazelenir.
Vakit bir- bir solar, ömür azalır,
Her yaşanan birgün mazide kalır,
Gün haftaya, hafta aya uzanır,
Yıllar şaha kalkar, çağ tazelenir.
Ebede uzanan mukaddes yolda,
Can vermek gerekir, can bu uğurda.
Şu fani hayatta dost en sonunda,
Mezar şaha kalkar, can tazelenir...
BENDE GENÇTİM ÇOCUKLAR
ÜMİT KAYAÇELEBİ
Ben annemden yaşlı doğmadım
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar
Zevk-ü sefadan hiç geri kalmadım
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
..
Sağda solda bir sevgili arardım
Horozlu aynaya sık sık bakardım
Tarak alır saçlarımı tarardım
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
..
Cep Foto Roman vardı alıp okurduk
Dibek başlarında hayal kurardık
Fayton geçse arkasına atlardık
Bir zamanlar bende geçtim çocuklar.
..
Bisan bisikletle tur atmak vardı
Yürüyüp iskeleye gitmek vardı
İki bisküviye lokum katmak vardı
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
…
Mest olurduk Şükran Ay’ı dinleyince
Efkarlanıp bir yenice yakınca
Bir hoş olurdum sinemaya gidince
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
..
Bir lirayı bulunca sinemaya koş
Ayhan Işık’la heyecanlanıp coş
Acaba Ajda’mı, yoksa Sevda’mı hoş
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
..
Pastacı Nuri’de dondurma yerdik
Yirmi beş kuruşa gazoz içerdik
Kamyon ardında Edremit’e giderdik
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
..
Sahada Füze Uçun’u seyretmek
Parkta gidip Sami Kasap’ı dinlemek
Zat-i Sungur gelmiş seyrine gitmek
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
..
Ayşe, Nurten mehlemizin kızları
Hiç birinin çekilmiyor nazları
Yıllar ekti saçıma beyazları
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar.
…Çocukluk, gençlik geçti kocadım
Yetmiş yılı nerde harcadım
Sizler gibi gençliğimi yaşadım
Bir zamanlar bende gençtim çocuklar
BU İNSANLARA NE OLMUŞ?
BURHAN ŞAHİNER
Yolunu şaşırmış bütün ahali,
Güçlünün ardı sıra gider olmuş.
Şimdiki insanlar kedi misali,
Sahibine nankörlük eder olmuş.
Adilce hüküm etmez ise kadı,
Dünya bozulur elbet, kalmaz tadı,
Mazluma yapılan zulümün adı
Ne zamandan beridir kader olmuş
Fani dünyadan kimler geçmiş, kimler,
Ne krallar, padişahlar, hakimler,
Allah’ı unutan nice kavimler,
Yakılmış, yıkılmış da; heder olmuş.
Zengin olan garibana hor baktı,
Parayı bulan kırk kata ev çıktı,
Küçücük bir virüs dünyayı yıktı,
Çaresiz insanlar derbeder olmuş.
Halk moda etmiş inkârı, riya’yı,
İlah gibi kabullenmiş parayı,
Ebet kendisinin sanmış dünyayı,
Haşa! Yaratana kin güder olmuş.
Sabret gönül çok çetindir imtihan,
Ne padişah dinler, ne sultan, ne han,
Birkaç satır yazınca garip Burhan,
Sözünün diyetini öder olmuş.
NE FAYDASI VAR
NAZMİ SARAÇOĞLU
Yaşlı anasına sahip çıkmayan
Hasta babasına dönüp bakmayan
Bir gün bile ona el uzatmayan
Hayırsız evladın ne faydası var.
Yalakalık yapıp kapılar açan
Kibir ve gururla koltuğa geçen
Rüşvete bulaşıp haramı seçen
Makamın mevkinin ne faydası var
Bayrağı bilmezin, vatan demezin
Ezanı, Kur'anı iman bilmezin
Aman dileyene aman vermezin
Vatana Millete ne faydası var.
Hayırlı yollara ayak gitmezse
Ağrımayan başlar secde etmezse
Dünyayı gören göz hakkı görmezse
Sağlığın sıhhatin ne faydası var
Havuzlu villalar hep sende kalsa
Altında son model araban olsa
O emanet kesen altınla dolsa
Mezarda bunların ne faydası var
Bankalarda duran altın doların
Miras kavgasıdır ölürsen yarın
Malını bölüşür evladın karın
Damadın gelinin ne faydası var
Bayramda seyranda kapın çalmayan
Bir bardak suyunu dahi içmeyen
Gardaşım diyerek kucak açmayan
Bacının kardeşin ne faydası var
Kazık çakmak ise dünyaya kastın
Unutma çekilir altından postun
Mezara gömer de döner can dostun
Bu fani dünyanın ne faydası var
Duyulmaz feryadın ne faydası var.
VAN GİBİ (HAYALDE KALANLAR)
RIDVAN ŞENSEVER
Tek göz Kedisi ,Van balığı,
Mercimek mahlesi ,Çalığı,
Şamranaltı ,fidanlığı,
İşte budur şehr-i Van.
Edremit'i ,Van kalesi,
Gevaş'ı ,kümbeti,ters lalesi,
Feribot iskelesi,tahta iskelesi,
İşte budur Şehr-i Van.
Taş kapı,Toprakkale,
Möhre dibinde sarı Lale,
Bibi şekerini ala çaya gele,
İşte budur şehr-i Van.
Mollakasım ,Ayanısı,
Keşiş gölü,çoravanısı,
Güllerin pempe,mor,sarısı
İşte budur şehr-i Van.
Çarpanak adası,Akdamar Adası,
Kekliği,toy kuşu ,turnası
Eski hamamın kurnası
İşte budur şehr-i Van.
Kahveci Salman'ın çayı,
Bostancı Felemez dayı,
Balıkçı Ali kaptan atar oltayı,
İşte budur Şehr-i Van
Horhor kalenin arkası,
Şıh Abdurrahman babası,
Sofu babası,
Keçeden çoban abası,
İşte budur Şehr-i Van.
Hocanın chevrolet taksisi,
Şehir ve Emek sineması,
Meşhurdur aslik elması,
İşte budur şehr-i Van.
Sihkenin meşhur kavunu,
Şığinenin esmer unu,
Unutma zurnacı Tosunu,
İşte budur şehri Van.
Halo,Dımso,Gero,Aloş'u,
Başında rengarenk poşu,
Erek'te Memi'nin yokuşu,
İşte budur şehr-i Van.
Kuşçu Erol'un taklacı kuşi,
Gitti gelmez yahudi Muşi,
Anılarda bir çok kişi,
İşte budur şehr-i Van
Kalecik dağından seyiri,
Muradiye şelalesi,nehiri,
Görentaşın meşhur peyniri
İşte budur Şehr-i Van
Nenem çevirir dizinde teşi,
Yakar harlandırır tandır ateşi,
Hele gel gör gez Erciş'i
İşte budur şehr-i Van.
Sulu olur melleçiyle, mellaki,
Kokusuna mahalleli müllaki,
Yiyen doyar bir öğünde illaki,
İşte budur şehr-i Van
Kehrizin suyu berrak,
İçte tadına bir bak,
Arklarından akarak,
İşte budur şehr-i Van
Şamran kanalı,Çavuştepe ,Hoşap ,
Urartudan kalma tarih turu yap,
Hüsrev paşa camiinde duruyor mihrap,
İşte budur şehr-i Van.
At arabasında çifte atlar,
Toprakalede Ramazan topu patlar,
Davulcu Elo sahurda bahşiş toplar,
İşte budur şehri Van.
Şeyh Gazail babada yapılır dua,
Alma sakın,ağırdır Van'da beddua,
Her Vanlı rüyasını anlatır suya,
İşte budur Şehr-i Van.
Atar ağzına Hıdır Nebi gavutu,
Doymaz yese bahçelerde mor dutu,
Abbas dayının bağı ,dığdıği armutu,
İşte budur Şehr-i Van.
Etteryacı Celal'ın tel arabası,
Uzun horozun buzlu dondurması,
Hocanın envai türlü esansı,
İşte budur şehr-i Van.
Ganisipi şelalesinde huzur,
Çatak alabalığı sofrada hazır,
Hıdırellez de yoldaşım Hızır,
İşte budur şehr-i Van.
Hangi birisini yazıp çizeyim,
Geçmişi yeniden gezip tozayım,
Atmışında yetişen ben bir kozayım,
İşte budur hayalimde şehr-i Van.
VAN'LIDIR DİLBER (TÜRKÜ SÖZÜ)
BÜLENT BAYSAL
Bir güzel sevmişim Van'lıdır dilber
Zarif edasıyla salınır gezer
İpekten gerdana inciler dizer
Hiç mi güneş değmez, o narin cana
Neyleyim, neyleyim günah bende mi
Akıl uçup gitti yürek tende mi
Alemi cihanın gülü sende mi
Bir yudum su olsam aksam o cana
O çeşmi siyahın beli de ince
Yakışır ben gibi püri pak gence
Yaşanır onunla bin yıl bin gece
Bir buse sevdalık çok mu bu cana
Zalimin kızısın hele dön bir bak
Vur kibriti gönül fitilini yak
Razıyım deryana şimşek ol da çak
Hiç mi zekat düşmez bu garip cana