Mayamızda toprak var
Topraktan var olduk toprağa gideceğiz. Bu gerçekten de bir yere kaçış yoktur.
Topraktan var olduk toprağa gideceğiz. Bu gerçekten de bir yere kaçış yoktur.
Büyük saz ve söz ustası rahmetli Aşık Veysel toprağın gücünü değerini sade, içten bir dille “Toprak” şiirinde anlatıyor. Toprağı seven onu dost gören büyük ozan, şiirinde toprağın cömertliğini, insana doğaya yaralarını halk edebiyatının en güzel söz gruplarıyla ölümsüzleştirmiştir.
Aşık Veysel toprak için bir dörtlüğünde şöyle diyor;
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sâdık yârim kara topraktır
Bizlerde memleketimiz olan Van toprağında dünyaya gelerek bugünlere ulaştık. Elimiz, yüzümüz, gözümüz, üstümüz, başımız nihayetinde yüreğimiz hep toprakla buluştu. Toprakla zenginleşip toprakla güçlendik. Doğumdan ölüme toprakla hem hal olduk.
Her Vanlı gibi bizim ailemizin de aşında, işinde, yaşamında toprak hep var oldu.
Dedem, kardeşleri ve yiyenleri Kerkük’te duvar ustalığı yaparak hayatlarını idame ettirmişler. Seferberlik, muhacirlik sonrası 1930’larda çoluk çocuk ailece Van’a dönüş yolu üzerindeki Cizre’de Kaymakam dedemlerin yapı ustası olduğunu öğrenince kaymakamlığın bazı işlerini yaptıktan sonra memleketleri Van’a doğru yol alabileceklerini söylediğini dedemden dinlemiştim.
Çavuşbaşı’nda Beybaba olarak tanınan Abdurrahman Ağabeyden aldıkları arsa üzerine dedem, babam, amcası çocukları el birliğiyle kendi ustalıklarıyla kerpiç keserek bilgi birikimleriyle evimizi yapmışlar. Van’da tek katlı ve iki katlı ev mimarisinde yaygın olarak kullanılan düz dam yerine bir benzeri olmayan mimariyle evimizin damını iki yana meyilli (kar yağmur daha kolay dökülsün diye) çatı şeklinde inşa etmişlerdi. Duvarları iki tam bir yarım kerpiçten (70 cm) örülen evin misafir odası olarak adlandırılan dolaplı çok amaçlı odasının zemini tahta taban diğer yerlerin zemini ise topraktı. Toprak evin tefrişatı ise sedir, karyola, minder, yün yorgan yatak, kilim, tel dolap, bakır kap kaçaktı. Birkaç gözden oluşan toprak evler o gün için belki dardı ama gönüller çok genişti.
Koca Veysel’in “Her türlü isteğim topraktan aldım” mısrasında dediği gibi sadık yârimiz topraktan yapılan rutubetin nemin olmadığı kerpiç evlerimizde soğuk kışlar sıcak, sıcak yazlar serin geçerdi. Evlerde her mevsim doğal bir hava solunurdu. Bayramlar öncesi kireçle badana yapılan duvarlar beyaza bürünerek adeta gülerdi. Boyasız tahta kapılar ve tahta tabanlar, tahta pencere içleri ve çerçeveleri tahta fırçasıyla fırçalanarak temizlenirdi. Hüzünlü zamanlarında göz yaşları, sevinçli anlarda coşku hep kerpiç dört duvar arasında kalırdı. Çocukluğumuzda küstüğümüz zaman toprak dama çıkar saklanır, toprağı suyla buluşturup çamurdan oyuncak yapar arkadaşlarımızla eğlenirdik.
Yaz aylarında toprak evin duvarının dibinde kurulan leğende anamız bizleri yıkayıp paklarken bizler suyla buluşmayı eğlence sayardık. Kimi zaman da çal denilen bir köşedeki gideri olan yerde yıkanırdık. Sonraları evin yanı başında kerpiçten yapılan, 7-8 metrekarelik Van’ın meşhur hamam sobasının kurulduğu, sedirin olduğu ve altında odunların dizili bulunduğu ev hamamında yıkanma günü olan pazar günleri sırayla yıkanırdık. Komşular arasında sen ben yoktu. Hamam sobası yandığı zaman odununu getiren de getirmeyen de ailece hamamda yıkanırdı.
Yüzünü toprak duvara, sırtını güneşe vererek ğereklenerek (güneşlenerek rahatlama) zamana yolculuk yapanlar ayaklarını da güvenle toprağa basardı. Anamın her sabah keyifle sulayarak süpürdüğü avlu ve yoldan toprak kokusu saçılırdı. Bahçelerin etrafı yine kerpiçle örülen duvarla çevriliydi. Yaşama doğal huzur sunan toprak evlerin önündeki yere kazılan kuyularda Van peyniri, patates gibi yiyecekler toprağın kucağında muhafaza edilirdi.
Anlayacağınız sağımız, solumuz, önümüz arkamız topraktı.
Uzun anlatımdan sonra diyeceğimiz şudur:
Van beton binalara yenilerek kerpiç evleri yok edildi. İnsanların toprakla olan bağları koptu. Toprakla bağları olmayan yeni neslin ruh hali, sağlığı bozuldu. Van’da yok edilen sağlıklı kerpiç evler Avrupa’da son dönemin yeni trendlerinden biri haline geldi. Doğada bulunan toprak malzemeden elde edilen kerpiçten yapılan evlerin maliyetinin düşük olması ve kısa sürede yapılması bu evlere ilgiyi artırıyor. Yalnız Avrupa değil dünyanın birçok ülkesinde her türlü coğrafi iklime uyum sağlayan kerpiç evlerin sayısı hızla artıyor.
Van’da kerpiçten yapılan, doğal gaz ile ısınan, küçük bahçesi olan evlerden oluşan sokak ve mahalleleri hayata geçirecek vizyon sahibi bir belediye başkanı veya konut yapan firmanın er geç ortaya çıkacağına inanıyorum. Kentimiz toprakla, toprak kent insanıyla buluşmak istiyor. Buna ihtiyaç var.
Kim ne derse desin biz bu toprağın çocuklarıyız.