Memleketimin renklerini paylaşmaya var mısınız?

Kökleri olmayan hiç bir canlı yoktur. Ve önemli olan kökleri kurumadan yaşatmaktır. Yaşatamazsanız yarınınız olmaz. Hayatın sürekliliği can suyu verilen köklerle devam eder.

Bu düşünceden yola çıkan bir avuç hemşerimle sosyal medya aracılığıyla doğup büyüdüğümüz yerleri anlatmaya çalıştık. Bunu yaparken köklerimize döndük. Anılarımız en doğru yolu bulmamıza yardımcı oldu.

Kültürel değerlerimiz renklerimizdi. Farklılıkların zenginliğimiz olduğunu göstermeye çalıştık. Biz Anadolu'yduk. Binlerce yılın bir arada tuttuğu kardeşliğimiz güvencemizdi. Dilimizi, inançlarımızı, mezheplerimizi evrensel değerler içinde tutmaya gayret ettik. Çünkü onlardı insan olma erdemliliğini bize kazandıran. Geçmişte olup biten güzellikleri aradık. Kavganın ve ölümlü yılların bugünlerimize bıraktığı kin, öç duygusu felsefemize aykırıydı. Biz Mevlana, Yunus Emre, Karacaoğlan, Mehmet Akif Ersoy, Nazım Hikmet'in sevi yolunu seçtik. Çünkü sevgiydi ayrıştırmayan yalnızca birleştiren büyük güç.

Ülkemizin en doğusundaki, gerdanına Van Gölü mavi ve yeşil gerdanlığını takmış Van'ın her sokağı, dünden bugüne ayakta kalan tanıklardı. Üzüm bağları, kadim bostanlar, köhne toprak ve taş yapılar gel diyordu bize. Gel ve dinle geçmişten süzülüp gelen sesimizi.

Bizim Eller Grubunu kurdu birkaç sevgili dost. İçinde dün ve bugün olan temayı bir oya gibi işlediler. Derken bir başka grup daha boy verdi sanal âlemde. Adını Erik Değdirenler koydu güzel insanlar. Ve diğer gruplar birer zeringadeğ kümesi gibi serpildi Van tanıtımına. Objektiflerin kadrajlarına en güzel memleket fotoğrafları yerleşti ve anında grup paylaşımları içinde takipçilerin beğenisine sunuldu. Bazen minik bir soru saatler süren söyleşilere dönüştü.

Başarılmıştı… Bireyciliğin sığ sularında hapsolmuş sanatçı değerlerimiz de ortaya çıkmıştı. Her biri kardelenler gibiydi. Gün ışığını gördüğü an boylanıyordu güncel hayatın gündemine.

Ve bir elin nesi var iki elin sesi var örneği somut gerçeğe dönüşmüştü. Uçuk medyatik tatsızlığın yerini o eşsiz ses almıştı. Senin, benim sesim sesimiz olmuştu. Fabrika ayarlarına dönüşün güzelliği vardı kentsel özelliğimizde.

Kaç gündür gözlemliyorum. Gruplar içinde egosuna teslim olmuş liderler var mı diye. Sevinerek söylemeliyim ki bu kaygımın olmadığını görüyorum. Bizim Eller grubu yeri geldiğinde Erik Değdirenler Grubunun emeğini paylaşıyordu. Erik Değdirenler Grubu da Bizim Eller'i.

Yani dostlar ister Van içinde olsun ister yurdun dört bir yanında ya da dünyanın bir ucunda… Tüm hemşerilerimiz ortak paydada buluşuyordu. Bir ölüm haberinde hüzün, bir düğün muştusunda sevinçler paylaşılıyordu. Bazen küçük bir serzeniş yürekleri bir araya getirebiliyordu.

Hazır bu yazı yazılmışken gönülden bir iki dileğim var. Küfre, suçlamalara hayır diyebilelim. Eleştirilerde yapıcı, yorumlarda peşimiz sıra gelen genç kuşaklara yönlendirici dili önemseyelim.

O halde geçmişle bugün arasında kurulan bu güzel köprüye her kes gönlünden katılsın. Güzel bir yarın için el ele verip; memleketimizi, güzel insanımızı tanıtmaya devam edelim. Bu duygularla tüm dostlara bir kez daha merhaba diyorum, iyi ki varsınız.

Bakmadan Geçme