• Haberler
  • Van Haber
  • Milletvekili Arvas: 'Güçlü tarım, güçlü Türkiye ilkesiyle daha çok üreteceğiz'

Milletvekili Arvas: 'Güçlü tarım, güçlü Türkiye ilkesiyle daha çok üreteceğiz'

AK Parti Van Milletvekili Abdulahat Arvas, geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını ifade ederek, 'Güçlü tarım, güçlü Türkiye ilkesiyle daha çok üreteceğiz' dedi.

Açıklamalarda bulunan Abdulahat Arvas, insan sağlığını tehdit eden korona virüs salgınının tüm dünyayı etkisi altına alarak bütün ülkelerin sosyoekonomik yapılarını derinden etkilediğini söyledi.

Arvas, “Salgınla mücadele eden ülkeler yaşadıkları çaresizlik ve zafiyetler karşısında eksik yönlerini değerlendirme fırsatı bulmuşlardır. Herkes kendi açısından yeni dönemi anlamaya, şifrelerini çözmeye ve yaşanacak değişimin senaryoları ile projeksiyonları üzerinde çalışmaktadır. Son yıllarda nüfus artışı, küresel ısınma, iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması gibi nedenlerle sık sık gündeme gelen tarım sektörü, bugün de küresel salgının üretime etkisi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve gıda arz güvenliği kavramları ile çok daha güçlü bir şekilde dünya gündemine gelmiştir. Global bir sorun olarak korona virüs ile bir kez daha insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan gıda gereksinimini karşılayan tarımın ne kadar stratejik ve hayati bir sektör olduğu anlaşılmıştır. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de tarım ve gıdanın bugünkünden çok daha önemli olacağını, özellikle yaşadığımız yüzyılda tarım sektörünün savunma kadar önemli bir sektör haline geldiğini söyleyebiliriz. Uluslararası çalışma örgütü verilerine göre 2019 yılında sadece tarımda yaklaşık 940 milyon kişi istihdam edilmektedir. Tarımsal faaliyet küresel anlamda arazilerin yaklaşık yüzde 50’sinde yürütülmektedir. 7,7 milyar olan dünya nüfusunun 2050 yılında yaklaşık 9,8 olması tahmin edilmektedir. Bu sonuca göre beslenme için yüzde 67 daha fazla tarımsal üretime ihtiyaç duyulması öngörülmektedir. Bu perspektif ile tarımsal üretimi güçlü ülkeler gelecekte dünyanın lider ülkesi olacaktır. Türkiye’yi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın gelecek tasavvuru ve büyük bir vizyon ile ortaya koyduğu 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine taşımak için tarım sektörünün büyümesi, rekabet gücünün arttırılması ve tarım sanayi ile gıda sanayinin geliştirilmesi oldukça önemlidir. AK Parti hükümetlerimiz döneminde sürdürülebilir tarım, gıda maddelerinin düşük girdiler ile üretimi, tarımsal alan, çevre ve doğal tarım kaynaklarının korunması gibi konular her kalkınma planı içinde öncelikli olmuştur. Biliyoruz ki, tarımsal potansiyeli yüksek olan ülkemizin tarım ve gıda sektöründeki potansiyelinin sürdürülebilir olması gelecek adına elzemdir. Bu nedenle kırsal kalkınma anlayışı ile gençlerimizi tarıma özendirmek ve kentlere göçü engelleyerek kırsal alanda tarımsal istihdamı sağlamak hedeflenmektedir. Ülke nüfusunu doyuran, milli gelire ve istihdama katkı sağlayan, sanayi sektörünün hammadde ihtiyacını karşılayan, ihracata doğrudan ve dolaylı katkıda bulunan tarım ekonomimizde vazgeçilmez bir sektördür” dedi.

“Ülkemizin bir tarım ülkesi olduğu ve insanoğlu var olduğu sürece tarıma dayalı gıda gereksiniminin de olacağı asla unutulmamalıdır” diyen Arvas, şöyle devam etti:
“Bu nedenle tarım ve hayvancılık konusunda ön plana çıkan bir ülke olmalıyız. Hali hazırda ülkemizin sahip olduğu coğrafi yapı ve ekolojik koşullar sayesinde, ürün çeşitliliği ve üretim miktarı yönünden büyük bir potansiyele sahibiz. Türkiye’de halen 24 milyon hektar alanda tarım yapılmakta olup, 146 milyon hektar alanda ise meralardan faydalanmaktayız. 2,9 milyon hektar alanın tarıma kazandırılması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. Canlı hayvan varlığımızla da avantajlı sayılabilecek bir durumdayız. 17,9 milyon büyükbaş ve 48,5 milyon küçükbaş ile bugün tarım sektörümüz 1,6 milyon çiftçisi olan büyük bir aileyle 132 milyon kişiyi doyuracak düzeydedir. Ancak bu yeterli değil, çünkü Türkiye 365 milyar dolar tarımsal ürün ithalatı yapan, 1,5 milyar insanın yaşadığı coğrafyanın tam ortasında bulunmaktadır. Tarım ve hayvancılık yeni dönemde eskisinden daha büyük bir kazanç kapısı olacaktır. Tamda bu nedenle tarım ve hayvancılık, meralar, otlaklar, yaylalar ve dahi toprak artık çok daha kıymetli ve anlamlıdır.”

Pandemi ile tarım sektörünün dünyanın en stratejik sektörlerinden birisi haline geldiğini ifade eden Arvas, “Çünkü aksayan sanayi üretimi sebebiyle açlıkla mücadele edilmesinde en önemli araç tarım ve hayvancılıktır. Korona virüs salgını ile bundan sonraki süreçte, küreselleşme, sınır güvenliği, göç ve iltica gibi konularda devletlerin duyarlılığı artacak, bu yönde önleyici politikalar geliştirilecektir. Tüm dünyada tarım politikaları yeniden tasarlanmaya başlandı. Bütün ülkeler gelecekte ne ile karşılaşacaklarını bilemedikleri için tarımsal üretimi tekrar hatırladı ve olası durumlarda önünü görmek istiyor. Türkiye’de bu konuda tarımsal politikalarını güncelleyerek üretim gücünü arttıracaktır. Salgın ile mücadelede sağlıkta olduğu gibi gıda ve tedarik zincirinde de herhangi bir sıkıntı yaşamadık, bunu da Cumhurbaşkanımıza ve hükümetlerimize borçluyuz. Çok daha önceden başlatılan kırsal kalkınma hamlesi ve sağlanan tarımsal destekler ile milletimiz bu süreci sıkıntısız atlatmıştır. AK Parti öncesi tarım politikalarında yapılan bazı büyük hataların telafisi çok zor olmuştur. Hatırlanacağı üzere 24 Ocak 1980 ekonomik kararlarıyla destekleme alımı kapsamına alınan tarımsal ürünlerin sayısı 30 üründen 20’ye düşürülmüş, yine 5 Nisan 1994 tarihinde destekleme kapsamına alınan ürün sayısı önce 10'a daha sonra 8’e düşürülmüş ve son olarak 1999 yılı Aralık ayındaki IMF ve Dünya Bankası ile yapılan anlaşma çerçevesinde tarımsal ürünlerin devlet alımlarına son verilmiş ve çiftçiler çok zor durumda bırakılmıştı. AK Parti iktidarı ile tarım sektörünün yasal ve kurumsal çerçevesi güçlendirildi. Güçlü bir tarım ve orman altyapısı oluşturuldu. Bunlarda çiftçimize pozitif olarak yansıdı ve üretim arttı. Son 18 yılda çiftçilerimize, üreticilerimize 308 milyar liralık tarımsal destek sağlandı. 565 baraj inşa edildi. 6,6 milyon hektar arazi sulamaya açıldı. Sadece 2019 yılı için çiftçilerimize, üreticilerimize 17,2 milyar TL destek verilmiştir. 2020 yılında bu miktar 22 milyar TL olarak planlanmıştır. Hükümetlerimiz tarafından uygulanan politikalar ve verilen destekler neticesinde son 17 yılda, bitkisel üretim miktarı yüzde 19,5, tarla bitkileri üretim miktarı yüzde 9,8, meyve üretimi yüzde 55, sebze üretimi yüzde 20,4, çay ve baharat bitkileri ise yüzde 96,8 seviyesinde artmıştır. Üretimdeki bu artışı, ürünlerin bitkisel üretim değerlerine yansımakta ve tarım sektörünün gayri safi hasılasını yükseltmekte ve ihracat potansiyelini artırmaktadır. Tersine göç için çok doğru zaman dilimindeyiz, bu dönemde insanların teşviklerle tarıma yönlendirilmesi mümkündür. Çünkü kentlere göç eden vatandaşlarımızın ekseriyeti köyleri ile irtibatını kesmedi. Bir ayağı köyde olan vatandaşlarımızın şehirdeki sıkıntılara karşılık köylerine geri dönme ve üretim yapma talebi yüksektir. Olanak sağlanması halinde geri dönüşler yüksek oranda karşılık bulacaktır. Yeni dönem ile ilgili Cumhurbaşkanımızın ‘Kendi evinizin önünü bile ekin, boş yer kalmasın’ talimatı da tarım ve üretim konusundaki hassasiyetini göstermektedir. AK Parti döneminde genç çiftçiye, köyüne dönüp yeniden üretime katılmak isteyene, hayvancılıkta büyümeyi arzu edene bugüne kadar önemli hibe destekleri sunuldu. Bundan sonra da bu desteğin katlanarak devam edeceği bilinmelidir. Özellikle köyüne dönmek isteyenlere, gençlere ve kadın üreticilere cazip teşvikler konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Dijital Tarım Pazarı’ uygulaması ile üreticilerin ve alıcıların buluştuğu online bir platform oluşturulmuştur. Üreticiye ve tüketiciye birçok avantaj sağlayan dijital tarım pazarı, Edirne’den Van’a her üreticinin pazar problemini ortadan kaldıracaktır. Çiftçi ve üreticinin emeğini koruyarak, gelirini arttıracak sanal tarım pazarı, aynı zamanda tüketicinin de hukukunu gözeterek taraflara birçok avantaj sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme