Muharrem ayı nedir?

Fatih Perihan'dan Kıssadan Hisseler...

Şehrullahi'l-Muharrem olarak meşhur olan, yani Allah'ın ayı Muharrem olarak bilinen Muharrem ayı, ilahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Aşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Aşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenab-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir. Muharrem ayı Hicri takvimin birinci ayıdır. Onuncu günün de ismi, Aşure'dir. Tarihi kaynaklara göre milattan çok önce Arap, İsrail ve Fars milletleri tarafından, Muharrem ayının Aş;ure günü, kutsal kabul edilen ortak bir değerdir.

 

AŞURE ORUCU

Muharrem ayının onuncu gününe "âşûrâ" denilir. Hz. Peygamber'in bugünde devamlı olarak oruç tuttuğu rivayet edilmiştir. Fakat sadece o günde oruç tutulması doğru görülmemiş, bunun yanında bir önceki veya bir sonraki günün de oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmiştir. Bir rivayete göre Peygamberimiz Medine'ye geldiğinde yahudilerin aşure gününde oruç tuttuklarını görünce, bu orucun anlamını yani ne için tutulduğunu sormuştu.

 

MUHARREM AYI AYETLERİ VE HADİSLERİ

(Ayların efendisi Muharrem, günlerin efendisi Cuma'dır.) [Deylemi] (Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allahü teâlânın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]

 

(Nafile oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut! Çünkü o, Allahü teâlânın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, O günde Allahü teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün, tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]

 

Nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için, Ehl-i sünnet itikadında olmak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek, farzları kusursuz yapmaya çalışmak, o ameli ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır.

 

Fecr Suresinin ilk beş ayetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor;

 

1-Yemîn olsun fecr'e (şafak vaktine)!

 

2-Ve on geceye!(*)

 

3-Hem çifte ve teke!

 

4-Ve geçip giderken, geceye!

 

5-Bunda bir akıl sâhibi için (ibret alınacak) bir yemin (bu yemine lâyık hakikatler) vardır, değil mi?

 

6-Görmedin mi Rabbin, Âd (kavmin)e nasıl (azâb) etti?

 

(*) Bu "on gece"nin Zilhıcce veya Muharrem aylarına âid olduğu veya Ramazan'ın son on gecesi olduğu rivâyet edilmiştir. (Nesefî, c. 4, 518)

 

2. ayetin yukarıdaki (*) tefsirinden de anlaşılcağı gibi bu konuda kesin bir bilgi yoktur. Ancak, Rabbimizin o on geceye yemin etmesi, bahsi geçen on günün mukaddes ve mübarek günler olduğunu gösteriyor.

 

Aşure günü ile ilgili ayet yoktur çünkü Aşure, Kamerî ayların ilki olan Muharrem`in onuncu gününe verilen bir isimdir.

 

Âşûre günü adını alan bu günde oruç tutulur. Âşûre orucu denen bu oruç, İslâm`dan önce Araplar`ca bilinirdi.

 

Bugün bütün sünnî müslümanlarda Muharrem`in 10`u oruç günü kabul edilirken, bazı tarihi sebeplerden dolayı da mukaddes sayılır. Özellikle Hz. Nûh`un gemisinin bugünde tufandan kurtulup Cudi dağının tepesine oturduğunu anlatan söylentiler önemlidir.

 

Âşûre adlı tatlının menşei de buna dayanır. Gemidekiler o günü kutlamak istemişler ve geminin ambarında arta kalan erzakı karıştırıp bir aş pişirmişler. İşte aşûre pişirme âdeti buradan kalmıştır. Yine Âdem (a.s.)`in tövbesinin bugünde kabul edildiği, Hz. İbrahim`in bugünde ateşten kurtulduğu, Hz. Yakub`un, oğlu Hz. Yusuf`a bugünde kavuştuğu kaynaklarda kaydedilen rivayetler arasındadır.

 

"... O gün ne insana, ne de cine suçu sorulur...." Rahman Suresi 39

 

Muharrem orucu Kur'an-ı Kerim'deki Araf Suresinin 142. ve Fecr Sûresinin ikinci ayet-i kerimesinde de belirtilir.

 

"...Musa ile otuz gece için vaadleştik. ve bunu, bir on ekleyerek tamamladık. Böylece Rabbinin belirlediği süre kırk geceye ulaştı. Musa, kardeşi Harun'a dedi ki: Toplulum içinde benim yerime sen geç,barışcı ol, bozguncuların yolunu izleme!" Araf Suresi 142.

 

""On geceye yemin olsun" Fecr Suresi 2.

 

Kur'an-ı Kerim'in Bakara suresi'nin 183. ayeti Muharrem orucuna getirilen bir başka delildir.

 

"... Ey inananlar! Oruç sizden evvelki kitap ehli olanlara farz kılındığı gibi, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız diye, sizede sayılı günlerde farz kılındı..."

 

Hz. Muhammed, Muharrem ayında Hira mağarasında inzivaya çekilerek, oruç ibadetini tamamlar..Sonundada Nuh peygamber'in Kurtuluş çorbasını pişirip, fakir fukaraları doyururmuş. Mekki surelerinde "SAVM" diye geçen kelşmenin Türkçe karşılığı "SÛKUT" yani söz sarf etmeme analamına gelirki buda insanlarla ilişkiyi kesip ibadet etme anlamına gelir.

 

islam öncesi dönemde putperest araplarda oruç tutulduğuna dair herhangi bir kaynak yokken, Kureş'ten bazı kimselerin yılda bir ay müddetle (muharrem ayında) "TAHANNUS" (günahlara kefaret) olarak Hira dağına çekilip ibadet ederlermiş.. (kaynak: prof. dr. Fhilip K. Hitti çeviri: prof. Dr. Salih Tuğ, islam tarihi cilt 1, s: 202)

 

Hicri takvimin birinci ayı olan Muharremin birinci günü başlayan oruç, hz. Hüseyin ve On İki İmamlar'ın aşkına 12 gün tutulmaktadır.

 

Muharrem oruç'unda, Hz. Hüseyin'in susuz şehid olması anısına su içilmez, kurban kesilmez,tıraş olunmaz,eğlence düğünlere ara verilir. Akşamları kerbela olayını anlatan kitapler okunur,mersiyeler söylenir. oruç sonunda kurban kesilir ve Aşure çorbası yapılıp dağıtılır. Bu kurban ve Aşure ise Kerbela'da İmam Zeynel Abidin'in kurtulması ve Ehl-i Beyt soyunun devam etmesinden dolayıdır.

 

Muharrem ayı peygamberimiz tarafından da tutulmuştur. Peygamberimiz bu ay için;

 

""Şehrullahi'l-Muharrem- Allahın ayı" yani İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır demiştir.

 

Âşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.

 

"Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buharı, Savm: 69.

 

O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu. (4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.

 

Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir.

 

Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:

 

"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"

 

Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu. (5)

 

Yine Tirmizî'de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

 

"Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." (6)

 

"Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur" (7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.

 

Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" (8) demektedir.

Bakmadan Geçme