Şu sırtımdaki taşı yere indirmek için yardım etmez misin arkadaş?
En azından dinleyebilsen kendimi sana ifade ederim.
Alim değilim. Zalim asla olamam.
Muhtarım sadece; görevim, yetkim neyse onu yaparım.
Ağırlığım çeyrek tonla yarım ton arasındadır!
Mal satan tüccar bilir malın kıymetini, muhtarı seçen toplum da muhtarın rozetini tanır.
Sormasın hükmü nedir? Yetkisi nedir?
"Oy verdim, muhtarsın her şeyi yaparsın" der sözün, işin kolayını seçersin.
Muhtar kimdir, yetkisi nedir bilmesin! Bilmekte istemesin!
Sistemin kapısını çaldığında muhtarın tonajını gramajını net anlarsın.
Muhtarına git derdini anlat diyerek seni başından salarlar.
Yetkisiz muhtarla karşı karşıya kalırsın…
Dinlemedin beni, kendimi tanıtayım, senin içi neler yapabileceğimi aktarayım. Çünkü sana borçluyum, oyunu aldım. Söz verdim, sistemi tanımadan yasaları okumadan dilime bileğime güvendim.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oldum. Buda benim suçum.
Sana gelince ' Madem yapamıyorsan neden muhtar oldun olmasaydın. Kim zorladı" deresin. Zaten söyleme hakkını kendinde bulursun.
Muhtarlık görevimi 15 yıldır hangi kanunlarla yaptığımı ne ben biliyordum ne sistem biliyor.
Bana şahitlik taslamışlar, sistemin temel taşı demişler, halkın temsilcisi demişler… Devletin gözü kulağı demişler. Halkla devlet arasında bir köprüdür demişler. Bir dizi önemli sıfatlar yakıştırmışlar, ancak hem sizi hem de temsilcinizi uyutmuşlar.
"Bu gün git yarın gel" demişler. Söz hakkı hiç vermemişler.
Nüfus memurunun şahitliğini halkın temsilcisine yaptırmışlar, ama yetki vermemişler. Fakirlik beyanı vermişler, ikamet yetkisini vermişler ama yetki vermemişler. Formalite olarak devletin mührünü vermişler. İlginçtir mühür yaptırma parasını da muhtardan almışlar. İdare amiri demişler postacı gibi kulanmışlar. İdari yapılandırma alanı zabıtanın görev alanı aslında, ama muhtarı nöbetçi olarak göstermişler. Köy idaresinde sana ilan dağıtma görevi vermişler, kolluk kuvvetlerin postacısı yapmışlar. Halkın yararına kullanılan hiçbir hizmette sana yetki vermemişler.
İşte arkadaş aslına dönersek…
Muhtar kimdir? Anlamı nedir, sende bilmiyorsun!
Muhtarlık kelimesi Arap sözlüğünden alınmış bir kelimedir. Anlamı köyde mahallede muteber, toplumda güvenilir kişi anlamına gelir.
Muhtarlığın Tarihçesi
Bak sana anlatıyım muhtarlığı: Mahalle muhtarlığı, Osmanlı Devleti'nde eskiden beri vardı. 1864 Tarihli Vilayet Nizamnamesi ile hukuk sistemimiz içinde yer alan mahalle muhtarlığının kanunların ve emirlerin ilanı, tebligatta ve vergi toplamada idareye yardımcı olmak, yaralama, öldürme olaylarının haber verilmesi gibi görevleri vardır.(Bunlar, bugünkü görevlerinin de temelidir.) Mahalle muhtar ve ihtiyar heyetleri, 1913 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet Kanunu ile kaldırılmış olduğu halde, varlıklarını mahallelerdeki kamu hizmetlerinin bir gereği olarak 1933 yılına kadar fiilen sürdürmüşlerdir. Bu tarihte çıkartılan 2295 sayılı kanunla varlığı sona erdirilen kuruluşun görevlerini, zabıta ve belediye gibi bazı kuruluşların yapması öngörülmüştür. Ancak, on yıllık bir uygulama mahalle muhtarlığının boşluğunun doldurulmasının mümkün olmadığı görüldüğünden, 1944 tarihli ve 4541sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetlerinin Teşkiline Dair Kanun ile Kanunun uygulama şekil ve esaslarına dair 1945 tarihli tüzük çıkarılmıştır ve bugünkü şeklini almıştır.
Muhtar ödenekleri köy bütçesinde karşılaması hedeflendi, ancak bu proje yürümedi. Halk bütçe oluşturması benimsemedi böyle bir proje gerçekleşmeyince muhtar ödenekleri rafta kaldı artık cazibesi kalmadı hizmet ve kazanç kapısı kalmayınca muhtarlık köyün en yaşlısında kaldı ya da babadan oğula geçti. Şehir merkezlerinde bütçe oluşturması olmayınca mühür ücrete bağlandı, bu sistem şehirlerde rekabet haline geldi. Muhtarlık büyük şehirlerde ciddi anlamda kazanç kapısına döndü. Muhtarlık ödenekleri devlet hizmet karşılığında yapacağı ödenekten kurtulmuş oldu böyle bir hizmet nüfus ve ikamet kanununda devletin işini kolaylaştırdı. Durum bu olunca muhtarlık görevi etikete kaldı Milet muhtarı yetkili gördü, muhtara yöneldi. Kanunla milletin hizmet etmek üzere göreve atanalar ise böylece sorunluluktan kurtulmuş oldular. İşte saman altından su yürütmek buna denir.
Belediye meclis üyesinin, zabıtanın, vali yardımcıların, bütün kurumların kanunda açık belirtilmiş hükümleri vatandaş bilmez. "Git muhtar gelsin muhtarına sor" sen seçmişsin söyleyerek muhtara yönlendirirler.
Sen sen ol bilgi sahibi olmadan inanma.
Haftaya başka mezrada ....
