MÜSİAD Van Şube Başkanı Ertuğrul Balibay: Van'ın sorunlarını birlikte çözelim
Gazetecilerle bir araya gelerek açıklamalarda bulunan Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Van Şube Başkanı Ertuğrul Balibay, 'Ülkemizin ve Van'ımızın sorunlarını çözmek için MÜSİAD olarak elimizden gelen her türlü desteği her zaman sunmaya hazırız. Van'ımızın sorunlarını hep birlikte ortak akılla çözüme kavuşturabiliriz' dedi.
MÜSİAD Van Şube Başkanı Ertuğrul Balibay beraberindeki yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Balibay, “Van’ın 8 milletvekili var ama biz sadece 2 milletvekili varmış gibi davranıyoruz. Bu yanlıştır. İsteklerimizi 8 milletvekilinden istemeliyiz. Şehrimizin menfaati için hareket edelim. Van’ın kalkınması için üretimi daha fazla artırmalıyız. Şuan Allah’a şükür Van eskiye göre iyi durumda. Yabancı yatırımcılar ilimize gelerek yatırım yapıyor ama sermaye konfor, güvenlik ister. Bu konuda eksiklerimiz var. Eksiklerimizi gidermemiz gerekiyor. Uçak sefer sayılarında sıkıntılarımız var. Bizim bu sorunlara eğilerek çözmemiz lazım. Van sağlıkta ve eğitimde başkent olabilir. Çünkü çevresindeki tüm iller Van’dan besleniyor” diye konuştu.
“Van’ın makus talihi MÜSİAD’a da yansımış oldu”
MÜSİAD’ın çalışmalarına değinen Balibay, “Görevi devraldıktan sonra bazı basın mensuplarımızı ziyaret ederek tanışmıştık ancak Kahramanmaraş depremi sonrası tanışmadığımız basın mensupları vardı. Toplantı düzenleyerek tanışmak istedik. Aynı şehirde yaşıyoruz. Ortak havayı teneffüs ediyoruz. Uzun yıllardır Müstakil Sanayici İş Adamları Derneği’nde görev alıyorum. MÜSİAD’ı kısa bir şekilde anlatmak istiyorum. 1990 yılında 4 arkadaşın bir araya gelerek İstanbul Sütlüce’de küçük bir ofiste kurduğu MÜSİAD bugün ülkemizin ve dünyanın birçok yerinde faaliyetlerini yürütüyor. İsmini müstakillikten almıştır. Dünyada her ne kadar Müslüman işadamlarından oluşuyor derlerse de kuruluş felsefesi müstakillikten gelmektedir. Biz herhangi bir partinin arka bahçesi değiliz. Kimseye bağlı olmadan, ticari itibari yüksek, ahlakı yüksek, güvenliği yüksek, memleketi düşünen, tacirlerin, esnafların bir araya toplanabildiği, birbirlerinden faydalanabildiği, çözüm üretebildikleri bir platform oluşturmak niyetiyle ortaya çıktılar. 33. Yılımıza girdik. Halen aynı akılla, aynı mantıkla çalışmalarımız devam etmektedir. MÜSİAD şuan itibariyle ülkemizin ekonomisi ihracatında yüzde 25’e yaklaşan bir pay almaktadır. MÜSİAD üyelerinin üretmiş oldukları ve ihraç ettikleri ürünlerin oranı yüzde 25’tir. Dünyanın birçok ülkesinde temsilciliklerimiz mevcuttur. Malezya’dan Japonya’ya, Arjantin’den Brezilya’ya kadar uzandık. Dolayısıyla MÜSİAD’a ulaşmak artık çok kolay, bu ticaret için büyük bir artıdır. Ülkemizin 81 ilinde bazı yerlerde şube olarak bazı yerlerde temsilcilik olarak hizmet vermektedir. Belli bir üye sayısına ulaşıncaya kadar temsilcilik olarak hizmet veriyor. Şuan Hakkari ve Muş temsilcilik statüsündedir. Van uzun süre Türkiye’nin en aktif şubelerinden biri oldu ama maalesef bir süre sonra Van’ın makus talihi MÜSİAD’a da yansımış oldu. Birçok şehir bizi gelip geçti. Daha önce Van, İstanbul, Ankara, Konya, Bursa illeri arasında yer alıyordu ancak son zamanlarda düşüşe geçti. Bizim hedefimiz MÜSİAD’ı Van’da aktif hale getirmek, bunun için mücadele edip çalışacağız” ifadelerini kullandı.
“MÜSİAD olarak her zaman birleştirmeden yana olduk”
Balibay açıklamasının devamında “MÜSİAD iki yılda bir üç yılda bir slogan geliştirir. Bu sloganlarla çalışmalarını yapar. Eski sloganlarımızdan biri Yüksek Ahlak, Yüksek teknoloji, MÜSİAD bu ülkenin kalkınmasını, katma değerinin teknolojiden geçtiğini yıllar önce keşfetmişti ama gelin görün ki çeşitli nedenlerden dolayı hayata geçiremedik. Son birkaç yılda savunma da yapılan teknolojik adımlar elbette çok önemlidir ama bunu sadece savunma yapmak doğru değil. Anadolu insanına fırsat verildiği takdirde çok iyi ürünler geliştirebilir. MÜSİAD’ın teknoloji konusunda verdiği emeği kimse küçümseyemez. Bu konuda üyelerimiz çok aktif çalışıyor. Birçok ilde teknoloji ürünleriyle ilgili üyelerimizin işletmesi var. Daha sonra Türkiye’nin birleştirici gücü sloganımız oldu. Buradaki amacımız şudur. Ötekileştirmeyi sevmeyen bir STK’yız. Ne olursa olsun katma değer üretmek niyetinde olan, memleketin selametini isteyen her insana el uzatma düşüncesindeyiz. Yeter ki iyi niyetli olsunlar. Biz MÜSİAD olarak her zaman birleştirmeden yana olduk” dedi.
“Ortak akıl ile hep birlikte konuşarak sorunlarımızı çözelim”
Sorunların ortak akılla çözülmesi gerektiğini söyleyen Balibay, “Bu yıl ki sloganımız Senin İşin Zor Ama Unutma Zor Senin İşin. Herkes ülkemizin ve memleketimizin gelişmesi, kalkınması için elini taşın altına koymalı. Çünkü dedelerimiz savaşlarla büyüdü, babalarımız darbelerle büyüdü, biz ekonomik krizlerle büyüdük. Çocuklarımız bunları yaşamasın. Ülkemizin sorunlarını çözmek için MÜSİAD olarak elimizden gelen her türlü desteği her zaman sunmaya hazırız. Yeter ki ülkemizin ve ilimizin sorunlarını birlikte ortak akılla çözelim. MÜSİAD Van Şubesi olarak kamu kurumları, meslek odaları ve yerel yönetimlerle bir araya gelerek sorunlarımızı konuşacağız. Biz asla beklenti içinde olmayacağız. Çünkü bu zamana kadar sorunlarımızın çözümü için hep bekledik artık bekleme gibi bir lüksümüz yok. Ortak akıl ile hep birlikte konuşarak sorunlarımızı çözelim” diye konuştu.
“Van’da 5 STK ile tek çatı altında toplanarak Van’ın sorunları için tek ses olduk”
Sorunları çözmek için 5 STK ile birleştiklerini söyleyen Bayibay, “MÜSİAD’ın asıl işi ticaret ve ekonomidir ama Türkiye’nin özeline döndüğümüzde siyaseti saf dışı bırakamayız. Biz siyaseti ilgi alanımızın en zayıf halkası olarak kabul ediyoruz. Mecbur kalmadıkça girmemeye, konuşmamaya özen gösteriyoruz. Ama tabi hem eleştirdiğimiz hem de takdir ettiğimiz şeylerde var. Bizim asıl ilgi alanımız ticaret ve ekonomidir. Türkiye’de her oluşum aslında kendi işlerini yapsalar ülkemizde birçok sorun çözülecek. Örneğin Kerem bey eğitimli bir insan, hiçbirimizin okula bile gidemediği dönemde İstanbul’da yüksek üniversite bitirmiş, mühendis olmuş, emlakçılık alanında yılların tecrübesi var ama gelin görün ki cami imamı emlakçılık yapıyor. Memur galericilik yapıyor, galerici inşaatçılık yapıyor. Türkiye’nin aslında en büyük problemi budur. Hem yapmada hem konuşmada sürekli yanlış yapılıyor. Siyasetçi ekonomiyi konuşur, ekonomist siyaset konuşuyor. Dolayısıyla çamaşır suyunu ve tuz ruhunu karıştırınca ortaya zehirlenme çıkıyor. Sektörel konuşmamız gerekiyor. Sektörel ayrışmamız gerekiyor. Biz böyle düşünüyoruz. Herkes işine bakacak. Hiç mi konuşmayacağız, elbette konuşacağız ama ana gündemimiz bu olmamalı. Biz ticaret ve ekonomi boyutunda ilgi alanımız olan bir STK’yız. Şuan Van’da 5 STK ile tek çatı altında toplanarak Van’ın sorunları için tek ses olduk. İnşallah buna diğer STK’ları da dahil ederek daha güçlü olacağız. Bunun doğru bir yol olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ AK Parti Hükümeti çalışanı enflasyona ezdirmedi”
Balibay, “Türkiye’de son iki yıldır bir sıkıntıdan bahsediliyor. Kimisi çok şiddetli eleştiriyor kimisi de çok şiddetli savunuyor ama unutmayalım ki ekonomi gür akan bir sudur. Dünya 15 yıldır hızlı büyüme sürecindedir. Siz bunun önünü söylemlerinizle, şikayetlerinizle kesemezsiniz. Dünyada Çin diye bir gerçek var. Çin ortaya çıktıktan bu yana dünya ticaret dengeleri değişti. Sadece dünya ticaret yolları değişmedi. Daha ucuza mal etme çabaları ortalığı allak bullak etti. Sizin 5 liraya sattığınız ürünü Çin 1 liraya satınca siz dönüp iki liraya mal etmenin yollarını aramaya mecbur kaldınız. Bu beraberinde bazı düzensizlikler getirdi. Bazı kargaşalar, savaşlar getirdi. Yeni dönemler çok farklı, şikayetler olacak, bu ülkemize has değil. Bu yaşanırken bazı ülkeler daha fazla etkilenecekler. Siz bugün Fas’ın dünya ticaret dengelerinden etkilendiğinden bahsedemezsiniz çünkü Fas’ın bir etkinliği yok. Kişi başına düşen milli gelir dibin dibini gördü. İngiltere alt yapısını oturtmuş, dünya sömürgesini tamamlamış, kişi başı milli gelir 30 sterlinden 25 sterline düştüğü zaman onları pek etkilemez ama Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bundan çok şiddetli bir şekilde etkilenirler ve bizim sesimiz daha yüksek çıkar. Gerçek anlamda baktığımızda son 5-6 yılda söylenen Türkiye battı, batacak söylemlerine katılmıyoruz. Türkiye’nin 450 milyar dolar dış borcu var deniyor ama kamunun buradaki payı ne kadar? Bunu kimse konuşmuyor. Bu son derece adaletsiz bir eleştirme yöntemidir. Örneğin bir firma yeni bir ürün çıkaracak. 10 milyar dolar bulması lazım. Dışarıdan kredi bulup çekiyor. Çünkü buradaki kredi oranları yüksek, dışarıdan çektiği zaman dış borç olarak görünür. Bunların tamamı sanki bizim kendi borcumuzmuş gibi piyasalara yansıtılıyor. Hayır böyle bir şey yok. Dünya üzerinde kamu borcunun dış borcun milli gelir oranda Türkiye en iyi ülkeler arasındadır. Bugün en kötü ülke Amerika’dır ama en zengin ülkede Amerika’dır. Amerika bugün 4 yıl boyuncu hiç yemeden içmeden sürekli üretse yine de borcunu kapatamıyor. Amerika dünyadaki bütün dolarları toplasa yine borcunu kapatamıyor. Japonya Amerika’dan daha kötü durumdadır. Gelişmiş ülkeler arasında en iyisi Almanya’dır. Dış ticaret fazlası veriyor. Sömürgecilik politikaları artık çatlak verdi. Ülkemizde enflasyondan dolayı ekonomik sorunlar var. Bu tür ortamlarda insanlar ne kar ediyorsa ona yatırım yapıyor. Dolayısıyla üretim ve yatırım durduğu için ciddi sıkıntılar ortaya çıkıyor. Geçmiş hükümetlerle kıyaslandığında AK Parti Hükümeti çalışanı enflasyona ezdirmedi. Burada işveren sıkıntı yaşıyor. Her enflasyon yükseldiğinde çalışana zam yapıldı. 1994 krizini yaşayan, 2001 krizini dibine kadar yaşayan bir esnaf olarak bunları söylüyorum. Kasa fırlatma olayı hala hafızalarımızdadır. Sabaha yüzde 50 fakirleşerek uyandık. Şuan piyasada hareketlilik var, enflasyonda yüksek ama Türkiye tahmin edildiği kadar kötü durumda değil. Ekonominin zamanla düzeleceğine inanıyorum. Şuan ki Ticaret Bakanımız Ömer Bolat MÜSİAD’ın başkanlığını yapmış biridir. Bakanımız Ömer bey çok aktif biridir. Ülkemizde çok güzel işler yapacağına inanıyorum” dedi.
“Ara eleman problemini çözmek için yıllardır çalışıyoruz”
Balibay son olarak şunları söyledi; “Kalkınmanın yerelde olduğuna inanan biriyim. Ankara merkezli bir kalkınma olamaz, bugüne kadar görmedim. Kalkınma yerelden olur. Esnaftan, yerel yönetimlerden başlar. Ondan sonra karşılığını merkezi hükümetten görürsünüz. Bunun Gaziantep modeli var. Gaziantep’teki esnafların davranışlarını görün. Gaziantep’te biri bölge turuna çıktığı zaman başka şehre para vermemek için tüm ihtiyaçlarını Gaziantep’ten alıp öyle yola çıkar. Ben milliyetçiliğin bu olduğuna inanıyorum. Şehir kalkınmasının en zayıf halkası da olsa bu olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin şuan ekonomideki en büyük sıkıntısı ara elemandır. Avrupa şuan bu konuda zamanında önlem aldığı için bu sorunu pek yaşamıyor. Biz çocuklarımızın üniversite diploması olsun mantığıyla yürüdüğümüz sürece bu sorun çözülmez. Bu satten sonra üniversite kaliteden bu kadar düştüğü bir dönemde çocukları erken hayata atma projeleri geliştirilmeli. Mesleki liseler önemsenmeli. 4-5 yıllık üniversite hayatı boşa gidiyor ve hiçbir öğrenci üniversiteyi meslek sahibi olmak için okumuyor. Kafelerde zaman geçirip, eğlenmek, gezmek ve diploma sahibi olmak, ondan sonra da KPSS peşinden koşmak, bu zihniyetin yerleştirildiği, çocukların yarış atı gibi koşturulduğu bir toplumda girişimci bulmamız, kaliteli meslek bilen birini bulmamız hayal olur. Çünkü insanlar artık rahat para kazanmanın yollarını arıyor. Sanal parada dünyada Türkiye ikincidir. Van’da Türkiye’de ikincidir. Ara eleman problemini çözmek için yıllardır çalışıyoruz. OSB’lerin içinde teknik liselerin kurulması MÜSİAD’ın çalışmasıdır. Ufakta olsa meyvelerini vermeye başladı. 20 yaşında bir genç ülkeye çok şey kazandırabilir ama saçlarını ders çalışarak, KPSS’ye hazırlanarak dökmüş 30 yaşındaki birinin ülkeye verecek pek fazla şeyi olamaz. Bu sistemden dönmemiz lazım. İnsanlar mutluluğu genç yaşta yakalamalı. Her konuda çözüm önerilerimiz var. Kurulduğumuz günden bu yana tüm iktidar partilerine çözüm önerilerimizi raporlar halinde sunduk. Eğer bir ülkede 657 girişimcilikten daha cazipse biz orada ekonomiden bahsedemeyiz. Zenginliğin kapısı devlet kapısı olarak görülüyorsa orada problem vardır. Bugün eğer bir devlet memuru bir esnaftan daha iyi arabaya binebiliyorsa burada sorun vardır. Bakın binmemeli demiyorum. Ata, babadan kalabilir, yemeden içmeden ücretini biriktirebilir ama bir devlet memuru bir esnaftan daha iyi arabaya biniyorsa burada ciddi bir sorun vardır. Biz her haksızlığı eleştiren bir STK’yız.”