Kürtçe bir atasözü derki; Çira ji korare def ji kerare bêfêydeye. (Çıranın köre, davulun sağıra yararı yoktur.) bizleri nede çok tanımış atalarımız değil mi? İlimizde bir kısım esnaf (Özellikle N plakalı nakliyeci esnafı) çok şikâyetçi idiler. İş yok diye dert yakınıyorlardı. Meğerki öyle bir şey yokmuş. Bu arkadaşlar piyasadaki işler karaborsaya düşmediği için ve kendi halkını kandırmadığı için dertliymiş. Neden mi? İşte yanıtı.
Van Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) tarafından verilen kömürlerin, dar gelirli ve yoksul vatandaşlar için ne kadar önem taşıdığını herkes bilir. Yanılmıyorsam kömür taşıyan nakliyecilerin bundan haberi yok. Eminim haberleri olsa böyle yapmazlar, sefer başı en az üç kişinin, bazen dört, hatta beşe çıktığı da oluyor. Bu arkadaşlar kişi başı 50 TL nakliye parası alıyor, bu arada elini bile sürmüyor. Hesabını yapalım 3 aydan beridir, bu böyle devam ediyor. Üç kişi eder 150, dört kişi 200 ve beş kişi eder 250 TL. Ne kadar vicdani değil mi. Orada bekleyen her nakliyeci günde dört veya beş sefer yapıyor. Ne kadar kazançlı, günlük bin TL eder. Tabi vicdanlar ölü ise. Bazen kendi kendime diyorum ki vallahi, billahi biz bazı şeylere müstahakız ki, Yüce Mevla'm bizleri depremle imtihan etti ama maalesef biz akıllanmadık. Be hey mübarek adam, kişi başı 50 TL almak, senin insanlığın sana nasıl müsaade ediyor. Hiç mi vicdanın yok? Şehir içi 20 TL iken, neden fırsatçılık yapıyorsunuz? Neden işi karaborsa yapmışsınız neden? Fırsatçılık yaptığın kişi senin kardeşin, gözlerini aç ve bak. Birçok yurttaş muhtarlıklara gelerek, parası olmadığı için gidip kömürünü alamıyor, bazıları da haklı yere, vicdanen rahatsız olduğu için soğuktan öleyim de bu fırsatçılara pirim vermeyeyim deyip gidip almıyor.
Şimdi diyeceksiniz ki siz muhtarlar bir çaresine bakın. Evet, çok haklı bir söylem. Bakın biz ne yaptık. Evvela il mütevelli heyetinde bulunan arkadaşımız konuyu bizzat heyette bulunanlara iletti, beraberinde dernek başkanımız ve tüm muhtar arkadaşlarımızla birlikte, kömür dağıtım istasyonuna giderek ilgili ve sorumlu kişiler ile görüştük. Daha sonra sosyal yardımlaşma ve dayanışma müdürü ile yaptığımız görüşme neticesinde bu nakliyecilerin Valilik ve SYDV ile hiçbir alakaları olmadığı sonucuna vardık. Yani vatandaş bu fırsatçıların eline düşmüş. Çünkü normal kayıtlı olan vatandaşların kömürlerini mahalle sırasına göre, herkesin kömürü görevliler tarafından kapısında kendisine teslim edilmiştir. Çalmadığımız kapı kalmadığına göre tahminimce bu nakliyeci kamyonetlerin kayıtlı olduğu bir yerler varmış. Maalesef ilimizde bu tür rezaletlerle sürekli karşılaşmaktayız. Gerek toplu taşımada gerekse nakliyecilikte vatandaşın sıkıntıları gittikçe artmaktadır. Bunu bağlı bulundukları kurumun pasifliğine bağlamaktayım. Evet, bunlara şehir içinde nasıl bir fiyat ile taşımacılık yapmaları konusunda bir fiyat listesi vermek konusunda bir çalışmamı yapacaklar Onu bilmem ama mutlaka bir düzenleme gereklidir. Yoksa bunların kendilerinden başka kimseye bir faydası olmaz. Ha bu arada kendilerine de faydası yok, çünkü mazlumun bedduası o parayı ona zehir eder.
Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki; Artık halk olarak birbirimizin haklarına saygı duyalım. Sizlerin iyiliği ve selameti için ilimizin dinamikleri çaba sarf ederken, sizler kendi kendinize zülüm etmeyin. Hâlbuki Allah bizlere sonsuz nimetler vermiş kıymetini bilelim ve kanaat etmezsek bir avuç toprak doyurur gözümüzü. Zenginlik istersen kanat yeter demiş, Üstad Bediüzzaman, 'Gelin dostlar ölümü ve ahreti anımsayalım' diyor. Bunları düşünmüyorsak vallahi gözümüz kör, kulaklarımız sağırdır. İstediğin kadar haykır ne fayda.