Nasihatlerin izinde yürüyenler

                                                 
Celal Kılıçdaroğlu haberi sıradan bir haber değildir. Bir telefonda bütün kapıları açtıracaklara, bulundukları makam ve mevkii diledikleri gibi kullanacaklara ibretlik derstir.
Yaşadığımız hırslar dünyasında Celal Bey örnek gösterilecek nitelikte bir değerdir.
Emekli olduktan sonra hayata karşı direnmek için bir inşaatta bekçilik işi bulan Celal Bey:
"Ağabeyiniz Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin Genel Başkanı. Siz isterseniz hayatınız daha kolay ve güzel olabilir." Diyenlere acı acı gülümsüyor:
"Beni emeğim dışında hiçbir şey mutlu edemez. Hem benim durumumda binlerce insan var. Düzeltilecekse biz emeklilerin zor hayat koşulları düzeltilsin. Bu ülkede emekli olmanın ceza olmadığı emekliye gösterilsin." Diyor.
Celal Bey; düzgün ve doğru insan olmayı yedi evlada sahip olan baba ocağında öğrendiğini anlatıyor.
"Babamız bize hakkımız olmayan hiçbir şeye el uzatmamayı öğretti. Durum bundan ibarettir. Buna şaşıranlara aslında ben şaşırıyorum." Derken ailesinden uzanıp gelen sağlıklı yapıyı işaret ediyor.
Ve Türkiye'de; sağcısının, solcusunun, milliyetçisinin, milli görüşçüsünün; dürüstlüğü, harbiliğiyle sevdiği ağabeyi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da bu haber sonrası kardeşini arayarak gözlerinden öptüğünü, onunla ve bu sağlam duruşu ile gurur duyduğunu söylüyor.
Celal Kılıçdaroğlu'nu değerler eğitiminin verildiği okullarımızda çocuklarımıza eğilmeyen, kimsenin hakkına göz koymayan, torpilden, dayıcı zihniyetten uzak duran örnek yurttaş olarak tanıtmak gerek.
Celal Bey'i bizlere fark ettiren ve gıyabında tanıştıran o haberden sonra Tevfik Fikret'in Hanı Yağma şiirini anımsadım.
Ne mutlu ki Celal Kılıçdaroğlu'na "Hanı yağma" sofralarına tenezzül etmemiş, ailesinden aldığı "Namert olma, mert ol!" Nasihatlerinin izinden yürümeye devam etmiş.
Ve onun sade hayatından da öğreniyoruz ki; insanın sahip olacağı paha biçilmez değerlerden birisi onur ve getirisi olan erdemliliktir...

Bakmadan Geçme