Biz birbirimiz için yaşamaktan koptuğumuz andan itibaren huzursuz, mutsuz bir toplum olduk.
Kibir, bencillik had safhada.
Dünyalık bir makama gelince;
en iyisini ben bilirim,
en iyisini ben yaparım,
en iyisi bana layık,
vesair vesair...
Böyle egolar devam edip gidiyor.
...
Maddi gücün esareti altında yaşarken, zenginlik gösterisi yapıp, kendi altında olan alt gelir grubunu köle diye gören zihniyeti, başına gelecek musibet haricinde hiçbir öğreti ehilleştiremez.
Hatta musibetler bile belirli süre sonra etkisini yitiriyor.
...
Çocuk yaştan itibaren ekmeğin kıymeti, iyiliğin güzelliğin zahmeti anlatılmalıdır.
Anlatılmakta kalmayacak şekilde uygulamalarla örnek olunmalıdır.
Hiçbir güzelliğe dikensiz yollarla gidilemeyeceği gösterilmeli, emeğin önemi vurgulanmalıdır.
Günümüz Türkiyesi'nin yozlaşmış özelliklerinden; adam kayırmacılık, takım tutar gibi partizanlık, liderlere tapınmacılık kolay yoldan parayı bulup köşe kapmacılık gibi benzeri yoz kültür özelliklerinin ortadan kaldırılması her zaman vurguladığım liyakat esaslarına uyulmasıyla gerçekleşebilecektir.
Vakti zamanında, Beşiktaş Futbol Kulübünde teknik direktörlük yapan Hırvat asıllı Slaven Biliç, bir basın toplantısında şöyle bir tespitte bulunmuştu: "Türkiye'de bilgisi olanların yetkisi yok, yetkisi olanların bilgisi yok"
Ne kadar doğru bir tespit, öyle değil mi?
Acaba diyorum, insanımızın bu durumu farketmesi için dışarıdan bakması mı gerek.
..
Sadece kendimiz için değil toplum için faydalı bireyler olabilmek, bencillikten, kibirden uzaklaşmakla mümkün olabilir.
Düşünün! Mucitler bencil insan olmuş olsalardı şu an hayatımızı kolaylaştıran çoğu icatla tanışmamış olurduk.
...
Biz olmakla ilgili yıllar evvel bir kitapta okuduğum Şaman öğretisinde şöyle diyordu:
"Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz.
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgar kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur:
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur...
Eski çağlarda yürürlükte olan bu anlayışı yerli yerinde uygularsak biz olmamız hiçte zor olmaz.