Neden VANSESİ GAZETESİ'NDE yazıyorum?

Yazmak bana göre dünyanın en güzel eylemi. Düşünerek, duyumsayarak, gözlemlerini, bakış açısını bir araya getirerek paylaşmak ne güzeldir.

Yazmak bana göre dünyanın en güzel eylemi. Düşünerek, duyumsayarak, gözlemlerini, bakış açısını bir araya getirerek paylaşmak ne güzeldir.

 

Yazarken yaşayanlardanım.

 

Küçük denemelerle başladım yazmaya. Yazma yeteneğimi ilk keşfeden Türkçe öğretmenlerim Nazif Bayramoğlu, Cengiz Hacıbekiroğlu'dur.

 

Sözcüklerin cümle içinde kullanıldığındaki beceriyi fark eden rahmeti Nazif Bayramoğlu:

 

"Yazmayı dene." Demişti. Aynı teşviği Cengiz Hacıbekiroğlu öğretmenim de yineleyince küçük defterlerde kalan yazılarımı artık gün ışığına çıkarma vakti geldiğini anlamıştım.

 

Van Atatürk Lisesi 6/ED-A sınıfında Cengiz hocamız güncel bir gözlemimizi kompozisyon olarak yazmamızı istediğinde Boyacı çocuk denememi kırk dakikalık bir zaman sınırlamasında otuz dakikada yazmış ve arta kalan on dakikada hocamızın oku demesiyle okumaya başlamıştım. Sınıfta çıt yoktu. Yazı konum Van'ın taş binası Tekel Başmüdürlüğünün önünde yaz, kış boyacılık yapan boyacı çocuktu. O yazıyla peş peşe yeni yazılar da yazıp kompozisyon derslerinde okuyunca konu öğretmenler odasına kadar gitmiş, bir sabah odasına çağıran Namı diğer rahmetli dadaş Servet Aydınoğlu:

 

"Okulun duvar gazetesinin sorumluluğunda sen de olacaksın. Hadi beni hayal kırıklığına uğratmayın demişti."

 

Artık okul gazetesinde yazıyordum ve hayli yetenekli arkadaşlarla omuz omuza işi sırtlayıp götürüyorduk. Öyle ki Beden Eğitimi Öğretmenimiz rahmetli Nurullah İvak(Balkanlar Çekiç atma şampiyonuydu):

 

"Karikatür de çizebilir misin?" Deyince karikatür de çizmeye başlamıştım. Çizdiğim karikatürler beğeni alınca dönemin Halk Eğitim Merkezi Müdürü rahmetli Mevlüt Okayer:

 

"Vilen oğlum gel bir sergi aç." Diye gürleyince sergi açma şansına da sahip olmuştum.

 

Yerel basının önde gelen isimlerinden Van Postası rahmetli Fikret Akyol tarafından finanse ediliyordu. Gazetenin başında da melek gibi bir ağabeyimiz, Turan Şahinbaş vardı. O gazetede şiirler ve küçük makaleler yazdım. Mürekkep kokan siyah beyaz gazeteyi eve götürdüğümde inanılmaz bir sevinç yaşamıştık.

 

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

Bakmadan Geçme