Nereye gidiyoruz, neler duyuyoruz!

Toplum yapımızda travma yaratan iki kahredici olay Eylül ve Leyla. Eylül'le haziranımız Eylül oldu.

Toplum yapımızda travma yaratan iki kahredici olay Eylül ve Leyla. Eylül'le haziranımız Eylül oldu. Leyla'yla da gündüzlerimiz kapkara mehtapsız Leyla oldu. Toplumumuz yaz mevsiminde hazana, günleri de karanlığa boyandı bu iki yavruyla. 

 

 Nereye gidiyoruz, neler duyuyoruz her şey bir tarafa da nelere şahit oluyor en büyük nimet olan gözlerimiz.

 

Bu toplumdan nasıl böyle sapkınlıklar çıkar sorusunu sona bırakıp ilkin bu acımasız cinnet ötesi haberlerin toplumumuza yüksek dozlu bir anksiyet bozukluğu yaşattığını ve bir bireyin toplumuna olan güvenini nasıl bitirdiğine de hep birlikte şahitlik ediyoruz. Toplumumuzu ne kadar yaralasa da ne kadar kaygı bozukluklarına ve güvensizliğe sebep olsa da böyle haberlerin gündemde tutulmasının bireyin daha bir realiteyle çevresine bakması ve toplumumuzun nerelere sürüklendiğini görmesini sağlayacaktır. Bu haberler evet bizi mahvediyor, bilincimizle, zihnimizle oynuyor ancak böyle haberlerle yüzleşmek bize nasıl bir hale geldiğimizi ve güvenmek denilen kavramın şu anki toplumumuzda konulabilecek bir yerinin de olmadığını gösteriyor maalesef. Bu haberlerden alınacak en önemli mesajın da güvenin konulacak bir yeri olmadığıdır.

 

Güvenin koltuk bulamadığı bir toplumda evlatlar sokağa bahçeye başıboş bırakılmaz ey anneler ey babalar!

 

Güvenin koltuk bulamadığı toplumda Allah'ın hem nimeti hem emaneti olan evlatlar başkalarına emanet edilmez ey anneler ey babalar!

 

Güvenin koltuk bulamadığı toplumda parayla bile güven temin edemezsiniz. İki üç kuruş daha fazla kazanmak için evlatlarınızı bakıcının aslında paraya bakan gözlerine evlatlarınızı bırakmayınız ey anneler ey babalar!

 

Bu uyarıyı yaptıktan sonra toplumda nasıl böyle sapkınlıklar çıkar sorusuna çok kısa cevap vermek istiyorum.

 

Toplum olarak biz neyiz?

 

Dilimizdeki ne göründüğümüz ne?

 

Dilimizdeki idol kim?

 

Takip ettiğimiz idol kim?

 

Toplumumuz, frene mi gaza mı basayım kararsızlığını yaşayıp her iki pedala de aynı anda basıp aracı ve içindekileri öldürecek bir şizofren şoför gibi. Maalesef toplumumuzun ne olduğu belli değil. Üzülerek söylüyorum. Yahudi bile çizdiği bir Siyonizm davasına sadıkken bizim toplumumuzun ne davası belli ne de inancı.

Bakmadan Geçme