Obruklara yuvarlanmadan
Hayat ellerimizin arasında İstersek güzel, istemezsek çirkin olur.
Hani kader derler ya… Aslında kaderi insana yazdırır görünmeyen o güç. Ama insan doğası bakımından olmalı ki başarıları zafer edip başının üstüne taç olarak koyarken başarısızlıkları yazgı diyerek o gücün üzerine yıkar. Ve yıktıkça çıkmak istediği basamaklar biraz daha açılır adımlarının önünde.
Bir hafta kaldı…
Zırlayıp durduğumuz, ah bizim kem talihimiz dediğimiz bir dönemin bitmesi ya da süresinin uzaması için bir haftalık zaman.
O zaman ki akıp gidiyor. Zaman akarken boş durmuyor vaatler sağanağı. Engeller yaratılıyor, kafalar karıştırılıyor. Tüm bu çabaların hepsi zalim döngünün ömrüne ömür katmak için.
Tik tak tik tak… Akrep önünde ha bire dönen yelkovanın peşinde. Düşen her yaprak karar anını da yaklaştığını söylüyor.
Daha çok yetki ve daha çok iktidar ömrüne kafayı takanlar olağanüstü çaba sarf ediyor. Öyle ki iş evlenmek isteyenlere eş bulmaya kadar getirildi. Sanki ülkenin tek sorunu buymuşçasına dünürlük sorumluluğu da yüklenir oldu geçici hükümet.
Oysa en çok huzur istiyor ülkemiz. Barış ve kardeşlik diyor. Kıyılmayan doğa, ana ve baba eline bakmaktan kurtulmak istiyor işsizler ordusundaki gençler. Yansız adalet, farklı düşüncelerin demokrasilerle yönetilen ülkelerdeki özgürlüğü özleniyor.
Yalansızlık, yansızlık isteniyor. Kıvırtmayan, dün dediğini bugün inkâr etmeyen, öfke yerine gülümseyen ve çözüm üreten liderleri istiyor.
Evet! Evet! Hayat ellerimizin arasında... Aklımızın vereceği doğru kararın, yüreğimizin sindireceği yepyeni bir oluşumun günü yaklaştı.
Bencilliklerin, hırsların, benden sonrası tufan diyenlerin defterinin kapanacağı gün kapımızda…
Ya aydınlık bir 2 Kasım'a açılacak pencerelerimiz ya da dipsiz bir obruğa doğru hızla yuvarlanacağız.
Düşüncemiz ne olursa olsun, bakış açımız hangi yönde bulunursa bulunsun ülkemiz için 1 Kasım'da iki elimiz kanda bile olsa sandık başına koşmalı, son yaşananların bir tahlili olan kararımızı somutlaştırmalı ve yüreğimizdeki güzel günlerin umudunu özgür irademizle gerçeğe dönüştürmeliyiz.
Söz bitmiş, artık oyumuzla son noktayı sandık başında koyma vaktimiz gelmiştir.