İnsanların birbirlerine merhametsizliği, sevgi ve saygının dünyalık değerlerle ölçüldüğü, aile saygınlığının ve ahlaki değerlerin yıpratıldığı, dünyevileşmenin bir erdem, güçlünün ve teknolojinin kurtarıcı bir unsur kabul edildiği dünyamızda hemen hemen herkes coronavirüs’e (Covıd-19) yakalanma korkusu yaşamaktadır.
İnsanlığın Allah’ı, ölümü ve ahireti unutur hale gelmesi, kendi eli, dili, düşüncesi ve gücüyle bugün bir sınava (uyarıya) tabi tutulduğu malumdur. Coronavirüsünün korkutucu olmasının yanında ibret açısından da düşündürücü yönü olmalıdır. "İnsanoğlunun kendi eliyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde fesat yayıldı (düzen bozuldu). Böylece Allah'a dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını (Allah) onlara tattırıyor. (Rum.30/41)
Manevi değerlerin önemsenmediği, İslam'ın şiarı olan hususların gözden ve gönülden düşürülmeye çalışıldığı, Müslümanların dilde kabul edilen söylemlere sığındığı, gayri ahlaki tutum ve davranışların artış gösterdiği açıktır. Oysa insana verilen her nimetin sorumluluğunun bilinmesi gerekmektedir. Kur’an-ı Kerimde "Boş yere yaratılmadığımızı" (Müminun 23/115) ve “Verilen her nimetin de hesabının mutlaka sorulacağı" (Tekasür102/8) bildirilmektedir.
Yer yüzünde bozgunculuk çıkarmaya, korku salmaya devam eden bazı güçlerin, yapılan zulümleri görmezden gelerek halkın huzurunu bozmaya devam ettikleri, HAK olan düzenin dışında tercih ettikleri zulme dayalı güçler ile sefih bir hayatın şartlarını kendilerince kurgulamak istedikleri bilinmektedir. Çıkartılan fesat, bozulan düzenler yüzünden yaşanılan korkunun insanoğlunun çabasının bir sonucu olduğudur.
